izledim, kendimi zorlaya zorlaya sonunu getirdim filmin. Güzel bir film tabii ama benlik değildi, ezel dizisini hiç sevmememle aynı sebeptendi bu filmi sevmeyişim.
Hiç de derinliği olmayan bir konu üzerinden (özellikle entrika dolu ilişkiler) çok kastırılıp triplere girilmesi beni ölümüne sıkıyor, ölllümüne ilgimi çekmiyor. Nasıl anlatayım, sanki dünyanın sonu gelmiş, kıyamete 2 dk kalmış gibi aşırı haller, hırs uğruna insanların kavgaları, samimiyetsizlikleri ve bunların döndüğü o detaysız, yüzeysel, entrikalı ortamlar beni çok rahatsız ediyor.
Ben herhangi bir konuda tribe girilmişlikleri sevmiyorum, bu hemen hemen her şey olabilir.
Küçükken bir misafirlikte veya oturmaktan başka yapabileceğin hiçbir şeyin olmadığı yerlerde aşşırı sıkılırsın ya hani, sıkıntıdan ölme noktasına gelirsin, kıvranırsın. Ben de öyle daralıyorum bu tip şeylerde.
Ekşi sözlükte malum tim tarafından bile kötülenmediğini gördüğüm ilk film. Bu arada ekşi sözlüğü film izlemeden önce fikir alma konusunda kullanmak için size taktik vereyim:
Filmi normal insan gibi beğenenler ve hiç beğenmeyenler çoğunluktaysa film büyük ihtimalle güzeldir.
muhteşem bir görsel ve müzikal şölene sahip film. çok emek verilmiş ve sonucunda ortaya muhteşem bir yapım çıkmış. ne kadar çok muhteşem dedim!*
leonardo di caprio döktürmüş yine; kitabı okurken tasviri yapılan gatsby bakışlarını onun gözlerinde görebildim.
senaryo klasik çünkü great gatsby'nin kendisi klasik. film, fitzgerald'ın 1925 yılında yazdığı eserinden uyarlanmış. aynı kitap 1949, 1974 ve 2000'de de sinemaya uyarlanmış.
filmde cokfazla dram filmi sahneleri yer almış ve baglanmış. benim gorusum kızla bazı sahhnelerde titanic gibi, dostluk konusunda esaretin bedeli gibi, sanki bu eserler de bu filme işlenmiş gibi. film kesinlikle izlenmeli 10/9 diyebilirim. bazı ufak sahneler değiştirilebilse veya sonunda daha da iyimser veya farklı şekilde ifade edilebilse izledigim en iyi dram-romantik filmlerinden diyebilrim.
--- spoiler ---
filmde en çok hoşuma giden sahne ise arabayla kaza yaptıklarındaki ağır çekim sahnesi oldu. filme daha ayrı bir sanatsal hava katmış, harikaydı.
--- spoiler ---
Bence baz luhrmann'ın film versiyonu romanın aslından daha güzeldir.
Edebiyat uyarlamalarında çok ender rastlanan bir durum bu.
inanılmaz bir sekilde 2,5 saatlik film süresince Karakterlerin içi romanda olduğundan çok daha iyi doldurulmuş.
Kitabı okurken gatsby'nin aptallığından illallah demiştim. Daisy ise sanki bir matahmış gibi anlatılıyordu. Yok sesi kristal çanların çınlaması gibiymiş de, yok uykulu hareketleri pek göz alıcıymış da. Daisy'nin Hiçbir özelliği olmayan Sinir bozucu, bencil bir kezo olduğu filmde net şekilde vurgulanıyor. Diğer yandan gatsby romandaki gibi aptalın teki değil de daha çok olmayanı oldurabileceğine inanan, iyi niyetli bir idealist.
Luhrmann'ın ustalıklı anlatımı ve caprio'nun zaman zaman devleştiği oyunculuğuyla Son yıllarda gördügüm en iyi filmlerden biriydi.
F. Scott Fitzgerald'in Nick'in bakış açısından anlattığı, hayatın kendisi olan bir hikaye. Anlatımdaki zenginlik ve ele aldığı hikaye ile tüm zamanların en iyi romanlarından biri olarak gösterilmektedir. Çok uzun olmaması, kitap okumaya başlamak isteyenler için ideal olabilir. Kitapta olağanüstü bir olay olmamasına rağmen, hikaye başlıbaşına munteşemdir. Bu kitabın bir yerlerinde kendinizle tanışacağınıza eminim
leonardo di caprio'nun ve tobey maguire'nin başrollerini paylaştığı roman çevirisi film. dili biraz ağır ama içerdiği mesaj gerçekten insanı hayrete düşürüyor. di caprio'nun oyunculuğu yine tartışılmaz. ve yine bir eyşan ya da skyler vak'ası...
Kitabin ingilizcesini okudum yalniz cok agdali desem degil yani ironik sakaci bi tarzi oldugundan asiri asiri eglenmiyosun. Bencd filmi daha guzeldi o yuzden bilmiyorum. Yani soyle soyleyeyim senaryosu kitap guzel filme cevirip o mekan kurgu oyuncular ayri guzel iste oyle. Bi de lana del rey muzikleri black eyed peas falan. Guzeldi be.
--spoiler--
Beyaz geceler'deki nastenka'yı dahi geçtin, evet evet gerçekten bunu yaptın daisy!! Nastenka en azından belli etmişti niyetini ama sen var ya tam olarak sağ gösterip soldan vurdun. Taktım kızım sana, püğğğğh!
Ve gatsbycim düşenin dostu olmaz, düşene bir tekme de sen vur yahut dost kara günde belli olur vb sözler de tam senin durumunu yansıtıyor, maalesef. Ayrıca lanet olsun bu hayat lanet olsun bu sevgim dığğğğğrııımmm dığğğrııımmmm.
--spoiler--
Peşin not: tüm bunlar bir hararetle yazılmıştır, kafamı toplayınca kendimce edebi yönünü ele alarak editleyeceğim, saygılar.
Spidermani ezik olarak gördüğümüz film. Sevişme sahnesi de yok sayılır. Ne anladık böyle filmden. Şaka bi yana kısaydı sanki film hemen başlayıp bitti sanki Daisynin kocasının nasıl biri olduğunu bile anlamadan.
şimdi kitap hakkında analizlerimi bir bir sizlere yazmak isterim benim cancağızlarım.
öncelikle, gatsby den başlayalım, kendisi son derece azimli, kararlı, gözü kara, aklına koyduğunu elde edebilecek kabiliyette bir karakterdir sanıyorum ki kitabın adı da oz the great and powerful a gönderme yapar.gatsby alt kültürden gelir ama bu durumunu asla kabullenmez, kaderin de onu daha büyük şeylerin beklediğine kendisini inandırmıştır. bir gün güneyin zengin bir ailesine mensup daisy ile karşılaşır daisy gatsby nin şimdiye kadar gördüğü en güzel kızdır, zengindir, zariftir, altın kızdır ama en önemlisi herkesin elde etmek istediği o güzel kızdır yani kısacası daisy gatsby nin hayalini kurduğu ışıltılı olan herşeyi simgeler ve olaylar gelişir sonunda daisy de bu genç yakışıklı subaya yani gatsby e aşık olur ve gatsby savaşa giderken onu bekleyeceğine dair söz verir.
şimdi biraz da daisy den söz edelim, zengin ailenin tek çocuğu, louisville in altın kızı,hayatında zorluk nedir bilmemiş, her istediğini istediği anda almış, statü seviyesinin tam anlamıyla sözlük anlamını bilen bir karakterdir ve belki de işin içinde birazda güney amerikalı faşizanlığı bile var diyebiliriz. daisy umursamazdır, daisy günü yaşar, doğuştan hakkı olan refah düzeyi ve parayı sever, tıpkı bir gün gatsbyi sevdiği gibi evet altın şımarık kız genç subaya aşık olur ve hatta onu beklemeye bile razıdır ve bekler de zaman geçer koşullar biraz değişir, hayat akıp gidiyordur nihayetinde ve daisy kendi saygınlık seviyesinde kendinden daha zengin tom ile tanışır. tom güçlüdür, tom karizmatiktir, tom baskındır, tom zengindir, tom altın kızın etrafında dört döner, yaptığı jestler louisville de bile anılmaya başlar tıpkı daisy için aldığı 300 bin dolar değerinde ki inci kolye gibi şimdi tam şu nokta da şuna açıklık getirelim ki bu aslında zengin-fakir-orta halli fark etmez pek çok kız için bir peri masalıdır, daisy de bu masalda ki prenses olmak ister ki bunun için onu suçlayamayız, daisy tom a aşık olur, ayakları yerden kesilir ve evlenme teklifini kabul eder, ardından gatsby den bir mektup alır gatsby mektubunda döneceğini söyler ve daisyden biraz daha zaman isteyip para kazanması gerektiğini ve onu bekllemesini ister bu mektup daisyi kendinden biraz şüpheye düşürür ve azıcıkta olsa tom ile olan evlilik kararını sorgular ama gel gelelim ki gerçekere gatsby soyut olandır ve belirsizliktir, garantisi yoktur daisy gatsbyi göremez, dokunamaz ve daisy nin alıştığı hayatı ona verebileceğinin kesinliği yoktur öbür tarafta tom somut olandır, garanti belgesiyle gelendir ve bir de daisy nin ilgisini çekebilmiş olmasını da eklersek daisy nin tom ile evlenmeyi seçmesini garipseyemeyiz.
gatsby karakterini sorgulamaya geri döndüğümüzde, pek çok seyi başardığını ve hayalini kurduğu amerikan rüyasını söz verdiği gibi gerçekleştirdiğini görürüz, arzuladığı herşeye kavuşmuştur bir tek daisy dışında. daisy gastby için fetedilmesi gereken son kaledir böylelikle amerikan rüyasını tamamlayabileceğini bilir ve bunun için kendine yeni hedefler koyar daisy nin evinin karşısında ki koyda şato misali bir ev satın alır her gece o büyük ihtişamlı malikanenin ışıklarını açık bırakır belki daisy nin dikkatini çeker diye, her hafta sonu newyork da dillere destan olmuş herkesin bildiği devasa partiler verir evinde, olur da daisy gelir diye. her şey daisy nin dikkatini çekmek, başını döndürmek, saygısını ve onayını kazanmak için yapılmış bir paravandır. gatsby, daisy nin evinin önünde ki koyda yanan yeşil ışığa bakar, o ışık umuttur, o ışık daisy in orda oluşunun kanıtıdır, aslında o ışık daisy dair bir şeyleri sembolize etmez, o ışık gatsby nin hırsları ve hayallerinin, tutkusunun ışığıdır, başarmaya az kaldığı yolun neferidir. yıllar içinde daisy aşktan çok kazanılması gereken o paracıklar gibi bir zafer sembolüne dönüşmüştür bu yüzden gatsby daisy i tekrar bulduğunda, onu tekrar elde edip yatağına aldığında, daisy nin defolarını, sığlığını görmez, göremez çünkü önemli değildir, daisy bir şahıs bir karakter değildir gatsby için, daisy tıpkı gatsby nin o ihtişamlı malikanesi gibidir dışardan gördüğünüzde imrenirsiniz, içinin boş mu dolu mu olduğunu umursamadan ve sahihibine gıpta edersiniz işte daisy de aynı şeyi simgeler.
daisye geri döndüğümüzde gatsbyi tekrar bulduğunda çok mutlu olur, ayakları yerden kesilir ve tam bir tatmin yaşar çünkü gatsby çok zengindir çünkü daisy evliliğinde mutsuzdur, kocası tom onu her fırsatta aldatmakta ve kendiside bunu bilmektedir, daisy ilgisiz kalmış ve tom tarafından o lüks evlerinde bir köşede unutulmuş gibi hisseder oysa ki o altın kızdır her zaman boşroldür, dramaqueen dir. bu yüzden gatsby rüzgarına dört elle sarılır ve ihtiyacı olan herşeyi bulur, karşılıksız verilen aşk, sevgi, ilgi, ihtişam, gösteriş, mal, mülk ve tom u aldatabilmiş olmanın verdiği tatmin. böylelikle daisy yine başrol olmanın keyfini çıkarır, kısa bir süre sonra gatsby tom u hiç sevmediğini söylemesini istediğinde daisy heycanlanır, panikler, saçma sapan davranmaya başlar.sabrı taşan gatsby bir şekilde daisy ile aşk yaşadıklarını tom a itiraf edince daisy tom un aslında kendisini ne kadar önemesediğini görür ve niyeti tom u terk etmek değildir, tom bile anlar bunu o anda çünkü daisy i tanıyordur, tom alt tabakadan gelip çeşitli dümenlerle kara para kazanıp zengin olan gatsby i aşşağılar ve o anda daisy bile istemez gatsby i çünkü bu daisy nin varoluşuna aykırıdır. köklü aileden gelen zengin kocası varken ve o kocanın aslında kendisini sevdiğini ve gelecekte kendisiyle ilgileneceğini anlamışken, gatsby nin kirli parasıyla alınmış elmas yüzükler biraz mide bulandırıcı gelir o dakika, çünkü yine şüpheye düşer gatsby nin sürdürülebilirliği var mıdır, bir ihtimal olsa bile olur da gatsby i seçerse daisy nin saygınlığının sürdürülebilirliği var mıdır. daisy yine soyut ve somut olan arasında kalır ve işte bu yüzden daisy gatsbyi seçmez tıpkı beş yıl önce ki gibi, işte bu yüzden gatsby daisyi ister amerikan rüyasında ki pek çok şeyi simgelediği için... bir de buna ne acıklı aşk hikayesi derler, oysa materyalizmin kalem, mürekkep ve kağıtla can bulduğu hikayedir...