kesinlikle marlon brandosuz çok eksiği olan film. eyvallah al pacino ve robert de niro rollerinin hakkını veriyor ama vito reis çok farklı yahu, ondan dolayı 1 sinin yanına yaklaşamayacagini düşündüğüm film, 3 ise fiyasko.
bu dizinin filmlerini izleyen seyirci için bir sinema filminden beklentiler o denli yükselir ki ardından seyredilen filmler, etki süresi içerisinde tat vermez olurlar.
akıp giden film kareleri, sanki tek tek titizlikle çekilmiş ve bu çekimde görev alan tüm ekibin büyük özeni, emeği, alın teri, bir dantel gibi karelere işlenmiş gibidir. sonuçta, tüm zamanların en iyi filmi olmak için adeta birbirleriyle yarışırlar.
bu konuda farklı görüşler olsa da birbirlerinden üstünlük bağlamında ben, dizinin üç filmini çekim sırasına bağlı olarak sıralamayı yeğliyorum. belki de böyle düşünmemde en büyük neden 'the godfather' romanı'nın yazarı mario puzo'nun serinin ilk filmindeki marlon brando'nun oyunculuk gücü hakkındaki şu görüşleridir;
" biz; roman yazarları ya da senaristler, bu güne kadar, peyazperdede kahramanlarımızı canlandıran aktör ya da aktristlere, başarıları oranında notlar vermeye alışmışızdır. marlon brando, baba filmindeki performansı ile roman kahramanına gerçek kişiliğini kazandırmayı başarmıştır ki böylesi bir duruma, bir sinema filminde çok nadir rastlanır. "
film tarihinin en iyi 3 filminden birisi. 2.godfather, 1.sinden daha iyidir. filmde de niro, vito corleone´nin - vito corleone 1.cisinden yaşlanmış adam olarak marlon brando tarafından oynanmıştır- gençliğini oynar.
vito, çok sevilen bir adamdır, manav dükkanından işten çıkarıldığında iş sahibinin "onun işine son verdiği için özür dilmesi" gözleri yaşartır.
al pacino bu filmde müthiş bir oyunculuk sergilemiştir.
tahminen, rüzgar gibi geçti´yle birlikte, sinema tarihindeki yerini hiçbir zaman kaybetmeyecektir.
the godfather part two, filmini bir kez izlemek de yetmemektedir. bi de lütfen arka arkaya izlemeyiniz. izledikten sonra şöyle bikaç hafta geçsin, sonra bir kez daha seyredin.
sor mesela - michael (al pacino) fredo´ya -abisi- "you broke my hearth fredo, you broke my hearth" repliğini neden söylediğini , o filmi izleyenler arasında kaç kişi biliyor?...
konusu karmaşıktır . öyle pek bir seferde anlaşılmaz, hatta on sefer sonra bile, başka ayrıntıları anlarız.
michael corleone´nin abisi fredo´nun ölüm emrini, tam da fredo´ya sarılırken , fredo kollarının arasındayken arka plandaki adamlarına kafasini öne egerek veriyor olması, insanın kanını dondurur.
sinema tarihinin en iyi filmi hangisidir, türü sohbetlerde tartışmaya başlanılan filmler arasında, genellikle 3-4 film çekişir. ve bu film, hep o tartışmanın sonunda finale kalan filmlerden olur.
benim, godfather 2´yi bütün sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi filmi olarak gören, ve tiyatro dan sinema oyunculuğundan anlayan arkadaşlarım var. onlarla bu film hakkında sohbet etmek, bir zevktir.
dün akşam tv 8'de yayınlanan şaheser. beşiktaş'ımın trabzon galibiyetinin detaylarını öğrenmeyip, her defasında ayrı bir keyif aldığım the godfather part 2'yi izledim. sabah kalktım. hala dilimde filmin ünlü müziği takılmış bir vaziyette, al pacino vari işe geldim.
--spoiler--
filmin en dumur sahnelerinden biri, micheal'ın karısı kay'den "çocuk düşmedi, ben kürtajla aldırdım" cümlesini duyması anıdır. ardından al pacino abimiz sabredemeyip saplam bir şamar vurmuştur. ancak film boyunca yediği ihanetler buradan sicilya'ya duble yol olur, onu da söyleyeyim.
--spoiler--
--spoiler--
micheal'ın annesinin taziyesine küs olduğu abisi fredo'da gelmiştir. araya kız kardeşi girer. affetmek için al pacino ile abisi fredo kucaklaşırken, michel'ın korumasının al pacino'yla göz göze gelip; "ulan affettin ama, sen bana bunu yakında öldürtürsün" bakışı süperdi.
--spoiler--
6 dalda aldığı oscar ödülünü ****** sonuna kadar hakeden efsane film. soundtrack albümü mutlaka dinlenmeli. ayrıca benim gözümde ilk filmden daha güzeldir. ve bunca zaman geçti, oldukça fazla film seyrettim, seyrettiğim en iyi film konusunda the shawshank redemption ile zirveyi paylaşırlar.
devam filmlerinde alışılagelmişin aksine 1. sine fark atan The Godfather filmidir.
--spoiler--
Güçlenirken yalnızlaşmak ve acımasızlaşmak seyircinin zihnine nakış gibi işlenir. Son sahnede yıllar öncesine dönülüp tüm kardeşlerin gürültü patırtı içinde içeri koşturduktan sonra Michael'ın masada tek başına kaldığı sessiz sahne benim için sinema tarihinin unutulmazları arasına girmiştir
--spoiler--
yönetmen Francis Ford Coppola imzalı 1974 yılı yapımı serinin ikinci filmi. 6 oscar ödüllü bu muhteşem filmde hem Vito Corleone 'nin gençlik yılları, basamakları bir bir tırmanmaya başlaması, nasıl büyük bir mafya babası olduğu anlatılmakta hem de öldükten sonra yerine geçen oğlu Don Michael Corleone'nin zeki adımlarla nasıl aileyi ayakta tutmayı başardığı ve hep zirvede tutmasını bildiğini görmekteyiz. etrafında tek bir dostu bile olmayan, kurtlar sonrasında akılcılıkla hep baş köşede kalabilmiş birinin hayatını 3 saat boyunca izleme imkanı veren müthiş bir yapım.