kamil koç'un bana en büyük hediyesidir. zaten g.kore'ye gereksiz büyüklükte hayranlığım var, dizilerini bile izliyorum; üstüne bir de bu film muhteşem oldu. savaşın anlamsızlığını, savaşanların gözünden görmek için en güzel filmlerden.
bir de, filmde şöyle bir şarkı geçer ki... anlatamam izlemen lazım.
--spoiler--
Heard from a distance.
a loud gunshot,
like a lullaby,
takes me home in my dream.
My home,
my sweet home.
Before a bowl of water,
mom prays for my safety.
Her shining gray hair
brings tears to my eyes.
--spoiler--
2011 yılında çevrilmiş olan güney kore yapımı savaş filmi. türün önemli örneklerine üstü kapalı göndermeler de içeren film kore savaşı'nın son demlerinde 1953 yılında geçiyor ve ağırlıklı olarak güney kore tarafındaki koreli askerler üzerinden ilerlemekle birlikte, kuzey kore tarafına da zaman zaman kamerasını çeviriyor.
"1 haftada bitecek" denirken 3. yılı içinde olan ve hala bitecek gibi görünmeyen kore savaşı'nda bir yandan çatışmalar şiddetle sürerken, bir türlü gelmeyen terhisini bekleyen ana karargahta görevli güneyli bir genç subay "subay yetersizliği" neden gösterilerek doğu cephesinde bir istihbarat görevine atanır. çünkü burada bir bölük komutanı vurularak öldürülmüş, ancak üzerinden çıkan kurşunun güney kore silahlarından atıldığı ortaya çıkmıştır. ayrıca kuzey koreli bir askerin güneydeki ailesine gönderdiği bir mektup yakalanmış, ancak bu mektubun güney kore tarafından postalandığı anlaşılmıştır. bu netameli durumlar nedeniyle bölükte bir casus olduğu şüphesini araştırması istenmektedir. subay soo-hyeok mecburen göreve gider ve orada kendisi de çok sert çarpışmalara katılmak durumunda kalarak soruşturmasına başlar. bu arada da yemek aramaya çıkan sivil bir genç kıza çikolata vermek, bölükte bakılan yetim çocukların dramına tanık olmak, savaşın başlarında kaybettiğini sandığı silah arkadaşını bulmak gibi çeşitli olaylar yaşar. bölüğün yanında olduğu tepe sürekli kuzey-güney arasında el değiştirmektedir; ateşkesin yakın olduğu düşünüldüğünden, iki taraf da stratejik olduğunu düşündükleri tepeyi savaş sonunda ellerinde kalsın diye elinde tutmaya çalışmaktadır.
--spoiler--
izlenesi bir film. yer yer biraz kafası karışmakla ve kahramanlık söylemlerine de girmekle birlikte filmin genel vurgusu savaşın kötülüğü üzerine. bunu da özellikle aynı ülkenin birbiriyle savaşan insanlarının büyük dramının altını çizerek yapıyor (iki tarafın askerlerinin aynı şarkıdan duygulanması, birbirlerine saldırmaya hazırlanırken gece aynı şarkının iki taraftaki siperlerde de duyulması gibi örnekler çok.). öte yandan, filmde bahisleri geçse de iki tarafın müttefikleri de ya hiç görünmüyor, ya nadiren görünüyor (örneğin abd kuvvetleri babında bombardıman uçakları dışında pek örnek yok), ana vurgu iki kore tarafının askerleri üzerine. yukarıda da değindiğim gibi, er ryan ı kurtarmak, paths of glory, full metal jacket... gibi savaş filmi türünün başarılı örneklerine gönderme sayılabilecek pek çok olayı ve sahneyi de dikkatli izleyici yakalayacaktır. bu arada eminim -bu filmden daha sonra çevrilmiş olan- ayla filmini izlemiş olan arkadaşlar filmdeki küçük yetim kızı ayla'ya çok benzeteceklerdir.