Bütün survival oyunlarda olduğu gibi bunda da hikaye bindiğimiz uçağın ıssız bir adaya düşmesi ile başlayıp bizim adanın karanlık ve ürkütücü yanlarını görmemiz ile devam ediyor. Uçaktan çıkıp ağaç keserek, valiz kurcalayarak, kimi zaman adadaki yerlilerden saklanarak kimi zaman da ortaya çıkıp onlarla savaşarak kendimize ev, bark, sandık, korkuluk, kıyafet ve tuzak gibi şeyler yapıyoruz. kötü tarafı, co-op oynarken benim gördüğüm taşı tavşanı arkadaşımın göremiyor olması. iyi tarafı öldürdüğümüz yerlilerin kafalarını kazığa geçirip yaktığımız zaman daha fazlasının gelmesini önleyebiliyor olmamız. Bir diğer kötü tarafı yine co-op oynarken ölen kişinin malına mülküne reset atılması ve kişinin ta uçağın orda doğması ve bunun yanısıra arkadaşınızla envanterinizi paylaşamıyor olmanız. Bir diğer iyi tarafı open world olduğu için Kaynakların tükenmemesi ve gezdikçe yeni yerler görmek. bir diğer kötü tarafı tek oynarken mağaraya kaçırıldığımız zaman çok zor toparlamamız ve o çok kollu yaratığın bizi zorlaması, yıldım. Bir diğer iyi tarafı sisli, yağmurlu, güneşli her türlü hava durumunda gün doğumu, gün batımı ve yıldızlar manzarasının muazzam olması. Sırf bu yüzden 8.5/10.
ben bu oyunda ağaçtan çalıya oradan ağaca götüm götüm ilerlerken yamyamlar tarafından görülme korkusunu seviyorum.
sonra bunlar tarafından görülünce koşup kabilelerine haber vermelerini görüyorum.
daha sonra, fark edilen kamp evimin alternatifini yaptığımda geri döndüğümde o ilk evimin etrafına uyarı gibi uçaktan düşenlerin kol bacaklarını çaktıklarını görüyorum.
gece zaten korku tavan yapıyor da, ben bu oyunda ağacın üzerine kurduğum kulübemin altına toplandıklarını ve ağacı ateşe vererek beni çıkartmak yakalamak istediklerini gördüm ya kimse ''yapay zeka yok'' demesin aga.
kaçıncı versiyondaysanız güncelleyin derim.
konu yok denmiş, afedersiniz de nah yok, öyle need for speed'deki gibi yerde mavi bir holograma girip görev almayı mı bekliyorsunuz aq bildiğin survival senaryosu var. konu şimdilik şu bende:
uçakta bulunan yolcuların listesini buldum. onları tek tek bulucaz. kuzeye kadar gittim bir teknede intihar etmiş adamı buldum.
orada farklı bir tür kabile daha var, kül yeşili renkteler. bildiğin yerli değil canavar gibiler.
normal yerliler aslında bizimle değil onlardan korkuyor. sınırlarına ondan kol bacak dikiyor. iki kabilenin de mutatif ultra canavarı var.
birinin 8 bacağı var sesi kulaklarımda adamı altına sıçırıyor atlarken.
öbürünün de 8 kolu var ama daha o kadar yaklaşmak nasip olmadı neyim var neyim yok yıktı. onu da şöyle yapıyorlar, zincirlerle gezdiriyorlar 6 kişi, işaret ettiklerini yıkıyor 8 kollu.
ayağıma yakaladığım tavşanlardan yaptığım kürk çizme ile daha kuzeye gidiyorum, donmamak için ateş yakıp duruyorum, fark edilir diye aklım çıkıyor ışık yansımalarını bile anlıyorlar.
nasıl yapay zeka yok aq.
kulübenin penceresini meydana bakacak şekilde kurup bekle bakalım noluyor, ya da gece ateş yak pencerede.
neyse kuzeye gittim orada dağda donmuş çadır ekibini buldum onlardan bilgi edindim.
güneyde öbür yerlilerin yakaladığı kazazedeleri teniz topları ile beraber nasıl parçaladıklarını gördüm, olm inan o sahneyi ve o an başlayan gerilim müziğini duymalısınız, ''gelin lan amk canımı mı alıcaksınız gelin diye sağa sola tenis topu fırlatıyordum meftaların üzerinden alıp alıp o derece. he sonra tepelerin üzerinden yürüye yürüye geldi tabi ekip. ben paket.
uyandığımda ayağımdan asılı bir mağaradaydım.
taa ilk çıktığından beri oynadım, adamlar ''elimizde şöyle bir şey var, bir yandan geliştirirken faydalanın'' diye kallavi bir open map sunmuş, etmeyin eylemeyin.
58 saat tek başıma adanın bir kenarına sıvıştığım oyun...
sikerim yolcusunu da deyip kendi halimde takıldım. evet, 58 saat...
arada avlanmaya falan çıkarken birkaç yerli öldürüyorum, kollarından bacaklarından korkuluk yapıyorum o kadar...
yalnız bir kere ağaç evimde kalayım dedim, orospu çocukları ağacı yaktılar cumburlop diye aşağı düştüm 5 tane yamyam etrafımda bildiğin altıma sıçtım, nereye kaçacağımı şaşırdım, tepeden okyanusa atladım aq.
survival oyun. Yani hayatta kalma mücadelesi verdiğiniz bir oyun türü.
Yaklaşık 7 saattir oynuyorum. Bir şeyler yapmaya çalıştım. Küçük bir ev kurdum ateş yaktım, ok filan yaptım, yapıyorum da devam ediyorum yani ama bir şeyler eksik oyunda, atmosfer iyi gibi ama böyle bir yapay yapay her şey.Grafikler pek aman aman değil. Full modda yani, ayarların high ve üstü ve 1920x1200 de oynuyorum oyunu. Fena sistemin vardır sormayın. Yani bana göre grafikler ve giydirmeler çok boş geldi. Tek başına oynuyorum oyunu o yüzden de boş gelmiş olabilir. Tek başına oynayınca bir yerden sonra sıkılıyor herhalde insan. Belki yanımda arkadaşım olsaydı daha keyifli vakit geçirebilirdim ve belki grafikler daha çok içine çekebilirdi beni.
Oyunun başka bir eksisi de, yamyamlar çok fazla vuruyorlar. Yani siz pek bir şey yapamadan iki yamyam arasında çekilirken görüyorsunuz kendinizi. 6 kollu olanlar filan fena, çok hızlı hareket ettikleri için savaşamıyorsunuz. Zekaları da zayıf, yaptığınız tahta duvarların üzerine koşup çarpıyorlar ve hala koşmaya devam ediyorlar. Bir ara gelmiyorlar sonra zaman geçiyor bir bakmışınız 5 kişi grup halinde size saldırıyor. Bir şeyle uğraşırken kafanızı sağa bir çeviriyorsunuz bir yere takılmış aptal aptal koşmaya çalışıyor. Ayrıca bağırışları çok itici, hele gülmeler adamı paranoyak yapar.
Çok fazla eksi yanı var oyunun. Arkadaşınızla güzel vakit geçirebilirsiniz ama tek başınıza oynayacaksanız pek tavsiye etmiyorum. Yani hikaye yok, bir görev bir amaç yok, o yüzden sıkıyor insanı. Ben para vermedim para verenede mani olmam tabi. şu an steam da 24TL fiyatı var. Eğer parasını hak eden bir oyun olsaydı parayla alırdım.
Hiç mi artısı yok, oyun işte, zaman geçirtiyor, boş zaman öldürüyor, bir oyunun daha ne artısı olacak. Gelişmekte olan oyun ve hala alpha sürümü olduğu için pek başka artısı yok.
ilk çıktığında içinde çok fazla bug bulunduran oyun. Ayrıca ilk çıktığında Mola Ekranı yoktu yani Escape'e bastığınızda oyun devam eder haldeydi Bunu yanıma gelip bana vuran yamyamın seslerini duyarak farkettim.