Ajitasyonsuz kanser bu kadar iyi anlatılabilir fimi. 0 ile 1 arasındaki yaşamlarımızın ne kadar film mottosu olan "tamam" kadar tamam olduğunu görebilmemiz için belki de..
ulu manitunun bitmek bilmeyen ısrarları sonucu yorgun argın halimle bahçelievlerden sahaflar çarşısına kadar sürüne sürüne gidip 5 numaradan satın aldığım john green kitabıdır.
konusu oldukça sıradan kız ve ergen kitabıdır efendim. ya da ben bu kadar melankoliden sıkıldım bilemiyorum, okumasaymışım da bişey kaybetmezmişim.
edit: "aynı yıldızın altında" diye çevrilip yayınlanmış.
ben ilk basıldığında okuyanlardanım , sonradan görmüş bebeler suyunu çıkarmadan önce iyi hoş kitaptı sonra okey okeyler , siyah-beyaz bulutlarla , çift tişörtleri falan kitabın tüm felsefesinin içine ettiler . sırf popüler diye kitap okuyanların ders kitabı dışında ellerine aldıkları sayılı kitaplardandır .
Kitabı mı daha iyi filmi mi emin olamadıgım konu. Once kitabı okuyup sonra filmi izledigimden filmde bszı onemli ayrıntılar atlanmıs gibi geldi. Ama yine de oldukca guzel filmdir.
filmi izlerken insana depresyon etkisi veriyor, bu etkiyle beraber şükretmek gerektiğini hatırlatıyor.
belkide aralarındaki aşkın kuvveti ikisininde sona yakın olması..
gerçekten aşk var mı ? mümkün mü ?
uzun zaman yazmayınca insanın elleride gitmiyor haliyle. herşeyde olduğu gibi.
konumuz bu gerçekten muhteşem film. insana yaşama sevinci veren bir kurgu. en ufak zamanları bile mutlulukla doldurmamız ve buna şükredip devam etmemizi inceden fısıldıryor paslanmış kulaklarımıza. artık aşklar o kadar ben merkezli oldu ki önce kendi egomuzu besleyip geriye kalanı da karşımızdakine veriyoruz. belki o da böyle yapıyor.. sevginin bu denlisine o kadar inanmak istiyorum ki. naif ve güçlü bir aşka.
dünyayı biz mi katılaştırıyoruz. auuu ne kadar genelleme yaptım ben. tamam kendi adıma konuşuyorum.
ağlatan bir film orası kesin. en babasını bile ağlatır. izlerken içine girip metinlerin gücüne ve müzüiğin ritmine kendinizi bıraktığınız anda.
mükkemel karakterler. yazar bile o kadar kötü değildi.
ölüm konuşması çok vurucuydu. sonu başı heryeri..
sevmek en güzel şey. ailesi durdurmadı kızı. sonuna kadar yanındaydı. aşkı tatmadan göçüp gitmemek lazımmış hayattan. en buyuk mesaj bu bence.
aşk kadar güzel günlerimiz olsun..
bu dünyada incinip incinmemek kendi elimzde değildir ama bizi kimin inciteceğine karar verebiliriz ve ben seçimlerimi sevdim.
sanki bu dünyada yıllarımız varmış gibi mütemadiyen hayal kurup sayısızca plan yapıp dururken ; sadece sayılı bi kaç güne sığdırılmış bir tutam sonsuzluk macerası .
mutlu etmenin , mutluluğu paylaşmanın da mutlu ettiği bi gerçek . ilham verici ve izlenmeye değer bi film .
kitaptan uyarlanmış bir filmdir.Kitabının kapağı "okay" diye iki konuşma balonundan oluşur.Bir kanser hastası kız ile sanırım hasta bakıcı olan bir çocuğun aşkını anlatır.Bayağı popüler olmuştu kitabı.Bu yüzden filmini de çekmişler.
aşk duası ile ağlaya ağlaya bir yandan telefondaki mesajlarla kalbin kırılarak izlendiği filmdir. felsefi paradokslara göndermeler vardır ve mevlana'nın beraber uçan sakat kuşlarını getirmiştir akla. ardından da sayısız "kırık kalpler durağında inecek var" dinlenmiştir. izlenmesi gereken bir filmdir.
izlerken izleyiciyi kanser eden konusu kanser olan bir filmdir.
farklı bir açıdan bakması ve aşkı sevimli bir dilde anlatması çok hoş. onun dışında tırt.