john green romanı ve sinemaya uyarlanmış filmin adıdır.
Çok yakın bir arkadaşımın john green hayranlığı ile tanıştım bu yazar kişisiyle.
Kesinlikle ergen olayına katılmıyorum gençlerin hikayesini anlatıyor diye ergen kitabı olacak diye bir kaide yok. Aşk derseniz bir sürü aşk romanı filmi var o zaman ergen kitabı ve filmi onlarda.
Kitapla film birbirine gayet paralel gitmiş sanki senaryo yazılmamış da kitaptaki bazı sayfalar atlanıp film yapılmış gibi.
Karakterler aşırı mükemmel ama bu yazarın hayal dünyası değil mi? Aşk üzerine kurulmuş gibi görülse de daha çok teslimiyet ve ölümü kabullenme ve bencilliği konu almış.
Annenin çocuğun hastalığını öğrendiğindeki bir daha anne olamayacağım tepkisi bencilliktir. Evet aslında hasta olanları değil kendimizi düşünürüz her zaman Ölen için değil de kendimiz için üzülürüz. Ve kitap ve filmde de söylenildiği gibi cenazeler ölüler için değil geride kalanlar için yapılır.
Bahsi geçen kanserler gerçekten ciddiydi ve herşeye rağmen mutlu olabilen çocukları var içerisinde genç yaşta kanser illetiyle tanışıp hızlı büyümek zorunda kalmış çocuklar kaderlerine boyun eğmiş insanlar. Sonu beklediğim gibi bitti aslında ben hem hazel hem de agustus'un ölmesini bekliyordum romanı olurken çünkü her ne kadar ütopik bir kurgusu olsa da -bu popüler kültür kaygısından sanıyorum- bilinç altınıza elinden olan bu ömrün bu kadar doyasıya yaşa fikrini aşılıyor.
John green bahsi geçen kitaptaki gibi kendisinin de karakter sonlarını eksik bırakması ironik olmuş. Hazel öldü mü üniversiteyi bitirdi mi yoksa bir mucize olup torunlarına kadar gördü mü bunların hepsi havada kaldı aynı peter van
houten'in romanı gibi.
Hayatla ölüm arasına sıkışmış iki karakter öleceğini bildiği halde birbirine aşık olmuş karakterler.
Agustusun korkusu unutulmak gerçekten geride birşeyler bırakabildik mi acaba? O kadar içten yazılmışki aslında çoğumuzun verdiği tepkiler var kitapta.
"depression is a side effect of dying." *
Gerçekten çok güzel notlar var kitap içinde aşk tanımı sınırlı zaman içindeki sonsuzluk ve kabullenme.
Uzaktan bakılınca ergen kitabı filmi ama okunduğunda gayet samimi ve esas etki alanının farklı olduğu bir eser olmuş. --Spoiler--
Ön yargıyla okuyup filmi izlerseniz ergenler için kalacaktır sizin için.
Klişe olayına gelince ne bekliyordunuz ki kanser lan bu o pislik vücuda girince tamamen kurtulup normal yaşamına dönebilen kaç kişi tanıdınız.
Ayrıca filmin çevirisi berbat ingilizceniz orta seviyedeyse orjinal dilde izleyin derim.
uzun zaman yazmayınca insanın elleride gitmiyor haliyle. herşeyde olduğu gibi.
konumuz bu gerçekten muhteşem film. insana yaşama sevinci veren bir kurgu. en ufak zamanları bile mutlulukla doldurmamız ve buna şükredip devam etmemizi inceden fısıldıryor paslanmış kulaklarımıza. artık aşklar o kadar ben merkezli oldu ki önce kendi egomuzu besleyip geriye kalanı da karşımızdakine veriyoruz. belki o da böyle yapıyor.. sevginin bu denlisine o kadar inanmak istiyorum ki. naif ve güçlü bir aşka.
dünyayı biz mi katılaştırıyoruz. auuu ne kadar genelleme yaptım ben. tamam kendi adıma konuşuyorum.
ağlatan bir film orası kesin. en babasını bile ağlatır. izlerken içine girip metinlerin gücüne ve müzüiğin ritmine kendinizi bıraktığınız anda.
mükkemel karakterler. yazar bile o kadar kötü değildi.
ölüm konuşması çok vurucuydu. sonu başı heryeri..
sevmek en güzel şey. ailesi durdurmadı kızı. sonuna kadar yanındaydı. aşkı tatmadan göçüp gitmemek lazımmış hayattan. en buyuk mesaj bu bence.
aşk kadar güzel günlerimiz olsun..
bu dünyada incinip incinmemek kendi elimzde değildir ama bizi kimin inciteceğine karar verebiliriz ve ben seçimlerimi sevdim.
oyunculuk konusunda yetenekli ve güzel bir bayan gördüğümde ona biraz takılırım.
takılmaktan kastım şu; Shailene Woodley'in izledim bir kaç hafta önce senden bana kalan adlı bir filmde. George Clooney'le dram-komedi tadında bir filmdi. öyle çok alkışlanacak bir film olmasa da Shailene Woodley'in oyunculuğu ve mimikleri dikkatimi çekti. (kız ağlayınca elmacık kemiklerinin orada gamze oluşuyor)
kızın oyunculuğu hoşuma gitti ya hemen bir filmini daha izlemeliyim dedim. çat karşıma uyumsuz adında bir film çıktı. yine Shailene Woodley'in oyunculuk ve mimikler muhteşem.
doyamadım tabi bir film daha bakayım dedim bu kızın oynadığından. karşıma çıkan Aynı Yıldızın Altında diye bir filmdi. eleştirilere falan göz gezdirdiğimde ergen filmi, kitabı da çok sıkıcı ve anlamsızdı düşünceleriyle karşılaştım. kitabını bilmem ama film bana göre mükemmel.
13 yaşındaki kızımın 2 günde okuduğu; hemen ardından adı Alaska ile başlayan romanı almasına vesile olan romandır. Bir "ergen" romanıdır doğru; ama çocuklar için yazılmış iyi romanlar bile büyükler tarafından okunabilirken, bu neden okunmasın?
-----------
Romanın bir bölümünde, çok göt bir yazar, iki kanserli gence şu isveçce şarkıyı çalar: http://www.youtube.com/watch?v=gpH-Z1soSmc