--s01e05 spoiler--
tamam anladık sean zeki falan da, sarışın bir sevgilinin bu kadar çakal olmasını kimse açıklamaya çalışmasın bana. neyse ki seks manyağı çıkması biraz kompanse etmiş karakteri. sean ı gördü mü yumuluyor a.ına koyim.
başkan, olmayan karizmasını bu bölüm göz yaşartacak cinsten makul bir seviyeye çekti:
thomas: i have the counteragent prepared and ready to be delivered to you. as soon as you release sophia and the detainees. mr president: don't bother.
thomas: what did you say ? mr president: don't bother. i'm not releasing any of them. it's not going to happen.
thomas: then the passengers will die. and what i did to them, i can do to whole towns, entire cities. you accept the terms to my deal. mr president: here's the new deal. you're going to give me that antidote, and you're give it to me when i tell you to, because if even one of those passengers dies, i will execute sophia and the rest of the detainees at inostranka. all of them.
thomas: you wouldn't mr president: you're wrong.
çabuk sıradanlaştı gibi geldi nedense bana 5. bölümde. yani kıyaslamak için söylemiyorum ama lost'ta olsun fringe'te olsun büyük bi gizem vardı ve küçük olaylar o büyük gizeme ulaşmamıza hizmet ediyordu. burda da bi şiler var gibi ama bu olay "diğerleri" nin dünyayı ele geçirmek isteyen uzaylılar geyiğine bağlanırsa eğer, bu zaten çok öngörülebilir bi durum. ahan da daha ilk bölümlerden yazmaya başladık. artık günümüz izleyicisini şaşırtmak çok zor. çünkü "her şeyi" gördü izleyici ekranlarda. o yüzden sen yeni bi dizi ile seyirciye yeni bi şi şaşırtıcı bi şi ya da ilgi çekici bi şi veremezsen, o proje yatar koçum. lost tam bir fenomendi mesela. prison break'te tüm vucuduna hapisane haritası çizdirmiş, masum bi deha vardı. karakter bilinemezdi. ne bileyim house'ta yine sıradışı, ağrı kesicilere bağımlı arada kafayı bulan yine deha bi dr. vardı. nip/tuck başlı başına yeni bi alanla ilgiliydi gibi gibi, anlatabiliyor muyum? uzaylıları 80'lerden beri izliyoruz. bize uzaylı göstereceksen bile onu bi yenilikle, uzaylıları hiç görmediğimiz haliyle göstermelisin ki "hassiktirrr, oğlummm adamlara bak nası dizi yapmış" dedirtsin. mesela battlestar galactica'yı izliyorum şu ara, bana "ne var yani, bilimkurgu bi dizi" diyenin aklından şüphe ederim. nası derinlik var dizide, içinde felsefe, siyaset, ahlak gibi insanlığın hayatında yer tutan değerleri de koymuş çatır çatır tartışıyor. biz de ağzımız açık izliyoruz o zaman işte...
burdan holivud'daki senaristlere sesleniyorum. izleyici dünkü saf izleyici değil artık. sizle birlikte o da gelişiyor, dönüşüyor, evriliyor. ona göre akıllı olun! hah.
--spoiler--
herkes gelenler için uzaylı diyor ama fringedeki gibi paralel evrene bağlarlarsa şaşırmayın.
--spoiler--
not:bu entry bir kaç hafta sonra götüme girebilir.
--spoiler--
6. bölümdeki mason flashbackleriyla, lost un sürmelisi richard alpertin flashback bölümü tadı yakalanmıştır. tabi bayağı bir aparma olmuş, karakterler bile birbirine fazlasıyla benzemekte.
bunun dışında pek bir şey olmadı bölümde, uzaylı reis thomas binanın dibinde karadelik açıp binayı sophia ile kaçışlarının ardından tuzla buz etti.
--spoiler--
vicky vurulduğunda içim cız etmişti. bu kızın içinde aslında bir fatmagül olduğunu biliyordum. belliki şartlar onu bu yola itmişti. sıpasını görerek de olsa imana gelmesi ve ilerleyen bölümlerde bizi ceylan bakışından mahrum bırakmayacak olması içimi rahatlatmıştır.
--spoiler--
ya şimdi 5. bölümü bi daha göz attım da, bu fbi ajanı amma dallama çıktı. sen koskoca fbi ajanısın. içeri girmekten imtina ediyosun. üstüne üstlük de eline hayatı boyunca silah almamış birine silah vererek kız arkadaşını kurtarmaya gönderiyorsun. şaka mı bu?!! biraz mantık beyler.. lütfen. teessüf ederim!
--spoiler--
güzel bir 6. bölüm izledik, evet. gerçekten hem ekşın anlamında hem de duygusal geriye dönüşleriyle oldukça tatmin edici bir bölüm oldu.
--spoiler--
violet-simon karşılaşması, ne abartı ne de bi yapaylık içermeden tam da olması gerektiği gibiydi. simon ağlayışı hiç de zorlama ya da samimiyetsiz değildi. burda simon'ı oynayan karaktere de hakkını vermek gerek. ama neden gitmek yerine kalmayı seçti, onu tam anlayamadım. artık ne violet vardı ne de işi var gibi gözüküyor. (açığa çıktığını varsayıyoruz tabii)
kaçma-takip etme bölümleri de iyiydi.
--spoiler--
önümüzdeki bölümü iple çekiyoruz kısacası.
6. bölümü de soluksuz geçen dizi.
--spoiler--
simon/mason ile violet'in karşılaşmaları, ardından simon'ın onu görmeye gitmesi de ayrıca amıma koymuştur.
ayrıca, bina yıkıldıktan sonra zenci eleman ayağa kalkıp sırtını döndüğü anda ekranın sol üst köşesinden bişey uçmuştur.
--spoiler--
s01e07
--spoiler--
vasat bir bölüm izledik. leila artık ddbv*nin varlığına ikna oldu. lee götü kurtardı ama bu en kolaya kaçılan yoldan yapıldı. ne yani bundan sonra her zor durumda "bunlar zuzaylı her boka muktedirler" diyerek olayları sihirli dokunuşlarıyla çözmelerine sessiz mi kalacağız. bunu sakın yapmayın. bu bölümün en heyecanlı kısmı son yarım dakikasıydı açıkçası.
--spoiler--
s01e07
s01e08
--spoiler--
jarvis açığa çıktı. dempsey'i tanıdık ve martinez'e suikast girişiminin arkasındakilerden biri olduğunu öğrendik. şimdi merak ettiğim sophia en üst yetkili yoksa dempsey mi, çünkü dempsey'in de bi şekil değiştirici (yok ulan bu tabir fringe'deydi di mi ?!!!) onlardan biri olduğunu gördük ayna karşısında.
--spoiler--
s01e08
s01e09
--spoiler--
çok yavaş ilerleyen bir dizi. battlestar galactica'yı yeni bitirmiş biri olarak bundan sonra izleyeceğim ya da izlemekte olduğum dizilerin beni kolay kolay kesmeyeceğini tahmin ediyordum zaten. ancak şu 9. bölüme baktığımızda samantha hakkında 1-2 ipucu yakalamak dışında ne oldu allah aşkına?! yani bsg izlemeyenler belki çok zevk alabilirler ama bsg izleyicilerini bunlarla tatmim edemezsiniz. bence bu dizi 3. sezonu zor görür. hele son sadakat sahne si nasıl tıraş. diz kapağına ateş ettirerek sadakatini gösterme testi. bu mudur yani. hiç olmamış, hiç.
--spoiler--
s01e09
yapımcıların masraftan kaçınmadığı dizi. uçak sahneleri başta olmak üzere bayağı bir emek harcanmış. dizi tempoyu hiç düşürmeden kendini izlettirmeyi başarıyor. dizi içersindeki gelgitler bir noktadan sonra can sıkıcı olmaya başlıyor. çok orijinal bir konusu olduğu da söylenemez. benzerlerini çok izlemiştik. ama yine de ilgi çekici ve kendini izlettirebilen bir dizi.
ilk 3 ya da 4 bölümü gayet iyi ve merak uyandırıcı olan fakat sonraki bölümleri acayip sıkıcı ve kısırdöngü haline gelen, ardından 9. bölümle biraz toparlayıp gayet güzel bir 10. bölüm izleten ve harika bir bölüm sonuyla 7 mart'a kadar (imdb öyle diyor) ara verip kendinden büyük ölçüde soğutan ve ilerisi pek de aydınlık olmayan birçok diziden taklit derecesinde esinlenmiş nbc dizisi.
neredeyse varlığını unutacakken 11 ve 12. bölümüyle gün itibariyle dönen dizi. en son thomas uzaylı akrabalarına uydu yardımıyla transmittion göndermişti diye hatırlıyorum. 3 ay ara mı olur lan it ?
--spoiler--
s01e11-12 ile pek ilerlememiş dizi. thomas ın teleport amaçlı devasa bir çanak yaptırıp invasion ı başlatmaya yakın olduğunu, leila nın yarı uzaylı olduğunu öğrenmesinin ardından babasıyla yola devam edeceğini, en tepedeki uzaylı reisinse devasa bir taş üzerinde kader oyunları oynayabildiğini öğrendik. bir de reis 123425346456 yaşında sanırım. yaşlanma çok yavaş da olsa herif son demlerini yaşamakta artık. çocuklara da gençlik iksiri amaçlı el koymakta herhalde.
--spoiler--
öncelikle belirtmek isterim ki; bir true blood değil.
true blood vb fantastik, sürükleyici dizilerin yokluğunda peydah olmuş ve 'ulan acaba' diyerek, bir ümitle seyrine dalınmış hoş bir bilim kurgu. ancak eksik bir şey var sanki yahu, ne bileyim, iyi güzel de, bir şey eksik abi, çözemedim.
yani tamam, sürükleyici, merak ettirici. ama sanki biraz da yorucu lan, o kadar flashback iflahını sikiyor adamın.
oturdum iki günde bitirdim ilk sezonu, e zaten 2. sezon da piyasada yok. dexter'a başlayacağım o olacak yani..
özel uyarı;
--spoiler--
7. ya da 8. bölümde her şeyi çözüyorsunuz amk, tadı kaçıyor...
--spoiler--
