Filmlerin sonundaki klasik ibaredir. Aslında ne kadar klişe olsa da ayrı bir havası vardır. Çünkü sadece filmlerde giriş gelişme ve sonuç bölümleri vardır, hayat ise biraz daha belirsizliklerle doludur. Her ne kadar hayatın da bir final sahnesi olsa da sonunda the end yazmadigindan bir şeyler eksik kalir tabiki...
ölümünden 30 yıl sonra oğlu annesinin ev ortamında amatör olarak kaydettiği şarkılardan bir albüm yaratmak ister ve kısa süreli bir çabayla kayıtlar üzerinde ufak düzeltmeler yaparak annesinin anısını sonsuza dek yaşatacak bir oluşuma imza atar.
o güzel yüzlü kadının güzel sesini bizlere de armağan etmiştir.
The doors ve şarkıları. The end bu şarkılardan biridir. Bu şarkıdan fazlasıyla anlam çıkarılabilir. Dinlerken kafanız dönebilir ya da zaten kafanız dönüyorsa belirli bir sistemde dönmeye başlayabilir. Son olarak türkçeleştirilir fakat dinledikçe mevzu bir sondan ötedir der dinleyici. Sessizliğe ve karanlığa sürükleyebilir dinleyeni.
Jim Morrison bu şarkıyı söylerken başkalaşır benim gözümde. Olmak istediğim varlığa dönüşür.
bu şarkı, şarkı olmanın ötesine geçmiştir. bu şarkı dinlenirken ruh bedenden ayrılıp farklı diyarlara yolculuk eder.
bunu anlatmaya harfler, kelimeler, cümleler, paragraflar, kitaplar yetersiz kalır.
hayatım boyunca beni en çok etkileyen şeylerden biridir.
the doors'un en iyi şarkısıdır.
bu kadar az bilinmesini şaşkınlıkla karşıladığım kanımca en güzel pearl jam şarkısı. özellikle eddie'nin yürekleri dağlayan vokaliyle, insanın kalbine işleyip paramparça eden bir veda busesi.
my dear...
the end.
comes near...
i'm here...
but not much longer...
melodisi gayet şekil olan bir the doors parçası. apocalypse now filminin unutulmaz bir sahnesinde fon müziği olarak kullanılmış ve sahnenin unutulmazlığını arttırmışlığı vakidir.
the doors'un, kendi adını taşıyan 1967 çıkışlı ilk albümünün, jim morrison tarafından yazılmış, yaklaşık 12 dakika süren ve oedipus kompleksiyle ilişkilendirilen, 11. yani son şarkısıdır.