the elephant man

entry79 galeri18
    79.
  1. David Lynchin eli ayağı düzgün, en adam gibi filmi. Her karesi ile, çekim tekniği ile dönemi oldukça iyi aktarırken, siyah beyaz olması ve belki de 30 - 40 sene önceki sinema tarzında çekilmiş olması filmi yadırgatmıyor. Oskarlar için dönemin bazı abuk subuk filmler ile çekişmiş olsa bile oskarları sonuna kadar hakeden bir başyapıt. Benim gibi "aman David Lynch yapmış izlemeyelim" diyerek önyargılı yaklaşanlardansanız tedirgin olmayın, zevkle izleyeceğiniz bir film.

    https://www.planetdp.org/...he-elephant-man-dp44673#1
    0 ...
  2. 78.
  3. Nazik tutumlar altına sakladığımız acıma ve aşağılama duygumuzdan tiksiniyorum; estetik algılarımızdan da.

    (David Lynch, 1980)
    2 ...
  4. 77.
  5. Ağlamaktan kafayı yediğim ve bir süre etkisinden çıkamadığımdır. Film siyah beyazdı, her saniyesi öyle özeldi ki... Hele ben bir hayvan değilim, ben bir insanım diye haykırdığı sahne kahretti beni. Kesinlikle izleyin, izletin.
    5 ...
  6. 76.
  7. oyuncular arasında hopkins'i gördüğümüz oldukça etkileyici bir lynch filmi. Hopkins'in oyunculuğuna da zaten diyecek bir şey yok. ayrıca bir dizi olan american horror story freak show'u aklıma getiriyor filmin konusu.
    3 ...
  8. 75.
  9. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1738514/+
    Dış görünüşümüzde bizden farklı olarak gördüğümüz kişilere yaklaşımımızın onlar adına ne kadar kırıcı olabileceğini gösteren 1980 yapımı film.
    17 ...
  10. 74.
  11. Bu filmi bitirirken yanaklarımda dans eden gözyaşlarıma alfred lord tennyson'ın hiç bir şey ölmeyecek şiiri eşlik etti.

    Hiçbir şey ölmeyecek
    Irmak akacak
    rüzgar esecek
    bulut geçecek
    yürek çarpacak..
    11 ...
  12. 73.
  13. gece gece aklıma düşen film tanesi. siyah beyaz olan filmde, naif ruhlu birinin görünüşünden dolayı maruz kaldığı olaylar anlatılmakta.
    etkileyici bir sonla kapanış yapılır.
    6 ...
  14. 72.
  15. vücudunda o zamana değin görülmemiş bir deformasyon olan joseph merrick isimli bir ingilizin hayatından esinlenilerek kurgulanmış 1980 yapımı david lynch filmi.

    filmi daha geçen hafta izledim ve bunca zamandır neden izlemedim diye kahroldum. ayrıca buraya filmin içeriği hakkında birkaç ufak not düşmek istedim. yani buradan sonra okuyacaklarınız spoiler içerecektir.

    --spoiler--
    film için "fil adam' ın john merrick' e dönüşmesini konu alıyor." da diyebiliriz.
    fil adam, hayatının bir kısmını ucube şovlarında insanlara sergilenerek ve dövülerek geçirdiği için artık kendi insanlığını dahi unutmuş bir karakter ve bu psikolojiden dolayı herhangi bir insanın ona "insan gibi" davranabileceğini düşünemez hale gelmiş. bu nedenle onu sergilendiği ucube şovundan alıp çalıştığı hastanede himayesi altına alan doktor frederick treves' la bile konuşmaya korkuyor.

    fil adam zamanla hastane ortamına alışıp oradaki çalışanlarla güzel ilişkiler kuruyor ve kendini "normal bir insan" gibi hissetmeye başlıyor. ayrıca odasının penceresinden ufak bir kısmını gördüğü katedralin ahşaptan bir maketini yapmaya başlıyor. ancak bu makete sadece hobi gözüyle bakmak hatalı olur. çünkü bu maketin yapımı aynı zamanda john merrick' in insanlığını yeniden inşa etmesini simgeliyor.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1218816/+

    tüm bunlara rağmen geçmişi fil adamın peşini bırakmıyor ve hastanede de onun vücudundan para kazanmaya çalışan biri (hastanenin gece bekçisi) karşısına çıkıyor. bu andan sonra gündüzlerini john merrick olarak, gecelerini ise insan içine çıkarken kafasına bez maske geçirdiği zamanlardaki gibi fil adam olarak yaşamaya devam ediyor.

    bu sekansta david lynch, john' un fil adama dönüştüğünü akıllıca bir metaforla gösteriyor. ilk sahnede john odasında dururken gece bekçisiyle karşılaşıyor ve ardından ekrana o maske geliyor.
    http://i.hizliresim.com/9GOL98.png
    http://i.hizliresim.com/Nk7EEN.png

    o ucube şovunun olduğu akşamlardan birinde, john' un maketi orada eğlenen insanlar tarafından parçalanıyor. tabii aynı zamanda john' un insanlığı da parçalanmış oluyor.
    http://i.hizliresim.com/nEBraN.png

    eski sahibi tarafından ucube şovlarında sergilenmek için kaçırılan fil adam, kapatıldığı kafesten yine onun gibi ucubeler sayesinde çıkıp serbest kalıyor ve sokaklarda yine o eski günlerdeki haline dönüyor.
    http://i.hizliresim.com/qErB5W.png

    bir süre sonra bulunup hastaneye geri getirilen fil adam birçok insan tarafından kabul görüyor ve parçalanan maketini tamamlamayı başarıyor.
    http://i.hizliresim.com/E3Z3EZ.png

    sırt üstü yattığında soluğu kesildiği için hayatı boyunca oturarak uyuyan fil adam' ın normal bir insan olmak için yapması gerektiğine inandığı bir şey daha var; normal bir insan gibi uyumak. önceki sahnelerde de bu isteğini dile getiren fil adam, filmin sonunda sırt üstü yatarak uyuyor ve gözlerini dünyaya john merrick olarak kapatıyor.
    http://i.hizliresim.com/qErE4d.png
    --spoiler--
    2 ...
  16. 71.
  17. filmin yazarlarından biri olan Eric Bergren, 62 yaşında hayatını kaybetmiştir.

    http://www.imdb.com/news/ni60108901?linkId=27195359
    1 ...
  18. 70.
  19. David lynch'den beklenilenin tersine ' kolay anlaşılabilir ' bir film. yıllardır izlemeyi ertelediğim için ah keşkeler çektim filmi bitirdiğimde. kesinlikle sorgulayıcı, düşündürücü. fırsatçılığın en rezil, aşağılık yönüyle sizi buluşturuyor.

    --spoiler--

    elbette filmin en dokunan sahnesi John'un ' i'm not an animal, i'm human! ' diye haykırdığı sahneydi. çınlıyor.

    --spoiler--
    2 ...
  20. 69.
  21. bugün uludağ üniversitesi tiyatro topluluğunun sergilediği oyun.
    allahsızlar gerim gerim gerildim izlerken rahatsızlık duydum fil adamın durumundan.
    çok güzel oynadılar tebrik ediyorum onları.
    ve abuk subuk yerlerde gülen seyirciyi kınıyorum.
    empati yoksunu üniversite gençliğinin yetişmesi çok kötü bir durum.
    3 ...
  22. 68.
  23. lise hazırlıktayken okuduğum ilk ingilizce kitaptı. level 3'tü zorluğu.
    kitabı sevince filmini de izlemiştim. kült filmlerdendir.
    0 ...
  24. 67.
  25. filmini izlemeyip kitabını okuduğum yapıt. genelde kitabını okuduktan sonra aynı şeyi filmde izleyememe gibi bir huyum var. çünkü filmde aynı lezzeti alamayacağımı zannederim. kitabına gelince sonunda neredeyse beni ağlatacaktı herkese tavsiye ettiğimdir.
    0 ...
  26. 66.
  27. Dvd arşivimin vazgeçilmez antony hopkins bölümünün baş yapıtı. insanın hayvandan aşağı olabileceğinin görsel anlatımı.
    0 ...
  28. 65.
  29. siyah beyaz film efsane filmdir. bu film çogu erkgi bile aglatmaktadır.
    3 ...
  30. 64.
  31. 1980 yapımı david lynch filmi.
    Ötekileştirmenin güzel işlendiği kaliteli film.
    Orta okulda ingilizce dersinde kitabıni da okumuştuk. Travmatik bir etki bırakmıştı.
    1 ...
  32. 63.
  33. Belki şu ana kadar izlediğim en iyi film sıfatına layık olamadı ama herkes bir kez olsun izlemeli.
    0 ...
  34. 62.
  35. insanı duygu karmaşasına ve yoğunluğuna iten film. neler hissedeceğinize karar veremiyorsunuz.
    0 ...
  36. 61.
  37. david lynch filmi. Ara sıra aklıma John Merrick'i getirip hüzünlenirim.

    --spoiler--

    Hayal gücüme güvenmek zorundayım. Çünkü devamını göremiyorum.

    --spoiler--
    1 ...
  38. 60.
  39. bittiğinde hüngür hüngür ağladığım film.
    0 ...
  40. 59.
  41. Yaklaşık 1 metre mesafemde duran kitap.
    1 ...
  42. 58.
  43. Lise'de okutulan -stage one- ingilizce kitap.
    0 ...
  44. 57.
  45. anthony hopkins oyunculuğunu konuşturmuştur.

    where is he? haa? where is mr. merrick?
    1 ...
  46. 56.
  47. beni ağlatmış olağanüstü film.

    (bkz: spoiler)
    doktorun karısı john'a nazik davranır..
    john ağlamaya başlar.

    dr. frederick treves: what is it, john? what's the matter?
    john merrick: ıt's just that ı-ı'm not used to being treated so well by a beautiful woman...
    (bkz: spoiler)
    1 ...
  48. 55.
  49. insanlık ayıbı film. insanlık ayıbı çünkü bazı bölümleri o kadar rahatsız edici ki sormayın gitsin. Filmin o kasvetli havasını Londra sokaklarından alabilirsiniz zaten. Gülen bir insan bulmak çok zor. Böyle bir insan bulmak zorken bir de böyle de fiziksel dezenformasyona sahipseniz bu çok daha zor. Üstelik yaşanmış bir hayat hikayesinden alınmış olması, insanı daha da etkiliyor. David Lynch'in sade anlatımıyla bizlere kazandırdığı tek eser belki de.. Diyalogları ve acı senaryosuyla her geçen dakika daha da içine çekiyor film insanı.

    Filmde her ne kadar bir filin saldırısına/tecavüzüne uğrayan kadının oğlu John Merrick olarak gözükse de gerçek hayatta genetik bir bozukluktan kaynaklanıyor bu hastalık. Bu hikaye ise sadece Sam Torr adlı şovmenin kendisinden daha fazla kazanç elde etmek için uydurduğu bir hikayedir. Yani bir kusurdan nasıl para çıkartılırın acımasız hikayesi.

    --spoiler--

    Bir anlığına düşünsenize doğru dürüst gezemediğinizi, normal bir şekilde uyuyamadığızı.. insan olsanız dahi size hayvan gibi bir muamele yapıldığını düşünsenize.. Ama bakın sadece 'düşünsenize' demekle yetiniyorum çünkü kimsenin böyle yaşamak istemeyeceğini biliyorum. Peki böyle yaşamak istemeyip de böyle yaşamaya mahkum kalmış bir insana çektirilen eziyetin anlamı nedir? Empatik olmak yerine neden antipatik olmayı tercih eder insanoğlu? Neden kusurlu birilerine ezik, hurafe, ucube gibi bakar insanoğlu? Sanki kendimiz çok kusursuzmuşuz gibi. Evet belki de çok kötü görünüyordu Merrick'in o hali ama onun o haline şeffaf bir perde çekip neden içinde ki güzelliği görmek istemediler. Filmde dikkatinizi çektiyse sanatçı kesim Merrick'i ayakta alkışlarken hiçbir niteliğe sahip olamamış insanlar onunla bir oyuncakmış gibi oynuyordu. Tiyatrocu bir kadın ona ''Romeo'' deyip yanağına öpücüğü kondururken, ucuz bir şovmen ona ''ucube'' deyip acımasızca dövebiliyordu onu. En duygusal olanı da istasyonda ki halidir John Merrick'in.. Onunla dalga geçen çocukların arasından koşarak uzaklaşmak istiyor fakat curcunanın arasında buluyordu kendisini. Maskesi çıkarılıyordu çok birşeymiş gibi ve o kaçmaya başlıyordu korkarak.. Köşeye sıkışıyordu onunda bir sabrı vardı ya haykırıyordu.. ''Ben fil değilim, ben hayvan değilim, ben yaşayan bir canlıyım, ben insanım! diyerek... Bizim de gözyaşlarımız niagara şelalesi olup akmaktaydı o sıra.

    Tiyatrodan alkışı aldıktan sonra onun için artık yapacakları tamamlanmıştı artık. Normal bir insan gibi uyuduğu o gece boğulup 27 yaşında hayatını kaybetmişti bu masum insan. Çünkü o oturarak uyurdu her zaman..

    --spoiler--
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük