şu yaşımdan sonra işten çıkıp koşa koşa eve gitmeme sebep olan oyun. bir süre sonra metroda, metrobüste falan insan kalabalıkları içinde kaldığınızda "fus ro dah !!" gibi tepkiler vermenize neden olabilir...
ha, yine de first person kamera açısına aldanıp fantastik bir call of duty sanmamak lazım bu oyunu. yani fps veya action türü oyunlardan hoşlanan biriyseniz skyrim'e hiç bulaşmayın. çünkü eğer beklentiniz bu yöndeyse, bir süre sonra rutine bağlayan yakın dövüş modellemesinden sıkılıp oyunu kapatmanız muhtemeldir.
güzel oyundur. valla güzel oyundur. hiç bok falan atmayalım gençler. oyunu ps3 te oynadım. tek bi eksisis var ps3 platformunda, yükleme süreleri uzun arkadaş. yemin ediyorum tüm isteğimi kaçırıyo bu amk süreleri. sırf bunun için araştırdım netten, oto kayıtları falan kapatın diyolar.
ya iyi güzel de oto kayıtları kapatınca ölürsen sıçtın. artık en yakın nerde kaydettiysen orda başlıyosun. e bende mecbur 5 dakikada bir oto kayıt yapıyorum. biraz sinir bozucu ama napalım artık.
oyun şimdiye kadarki gördüğüm en özgür ruhlu açık dünya oyunu. yapıcağın şeylerin sınırı yok. ben bi de pc de oynamadım bu yüzden mod işlerini tam olarak bilmiyorum. ama sürüyle mod olduğunu duydum.
ancak niye bilmiyorum ama oblivion ı bu oyundan daha çok seviyorum. tamam skyrim daha gelişmiş grafiklere sahip, daha iyi bi oynanışı var ama... bilmiyorum. oblivion unutamadığınız eski sevgiliniz gibi. skyrim ise daha çok eğlenilicek kız. bu nasıl benzetme oldu amk...
güzel oyundur. tavsiye ederim. ama önce kesinlikle oblivion ı oynayın.
yazın 3 hafta beni bilgisayara kitlemiş, şimdi de Dawnguard DLC'si ile beni bitirmeye kararlı manyak oyundur. Ayrıca dendiği gibi melee dövüş sistemi aşırı salakçadır, siz kılıcı farkında olmadan dağa taşa sallarsınız.
edit: 2033 uyardı uyarı düşeyim. O üç haftanın içerisinde uyku ve yemek molaları da var tabii.
Hayatımda oynadığım en muhteşem oyun. Aylardır oynuyorum bazen sıksada özlem duyup girerim sonradan. Mükemmel müzikleri, mükemmel manzaraları adete insanı bu dünyadan alıp götürüyor. Oyunu oynarken o kadar farklı hissediyorsunuz ki sanki bu dünyada bu zamanda değilmişiz gibi.
ağzını yüzünü yediğimin oyunu. harika yahu.
bugları insanı arada bir çileden çıkartıyor da olsa, harika. gerçi başka bir oyun bu kadar buglı olsa anında siktirederdim bilgisayardan. neyse.
41 level bir nordum. rpg tarzına pek aşina olmadığımdan vay efendim "şu ırkı seçeyim, çok daha kolay kasarım", vay efendim "karakteri böyle yapayım daha güçlü olurum" gibi şeyleri hiç düşünmeden ortaya karışık bir karakter yaptım. zaten sneak perklerinden hançerle 15 kat saldırı perkini açınca neredeyse hiç zorlanmadım. elim de dark brotherhood'dan aldığım sneak modundaki hançer saldırılarının zararını iki katına çıkartan eldivenler olunca zaten en güçlüsü gelse dahi maksimum 3 vuruşta indiriyordum.
ana hikayeye de hiç odaklanmadım, hep yanlardan gittim. bütün guildlerle işim bitince artık bakayım dedim şu ana hikayeye.
--spoiler--
alduin'le ilk dövüşümüze kadar gayet kolay geldim. üzerimde hafif zırh ve 61 vuran wuuthrad vardı. şahsen oyunumda şimdiye kadar ondan daha iyisini görmedim. neyse. elder scroll'u açtım, konuşmaları dinledim, shout'u öğrendim.
bizim zamana döndüm, alduin'e de çaktım shout'u. düştü yere.
fekat, ateş sıkıyorum, wuuthrad'ımla power attackları sıralıyorum, efendime söyleyeyim shoutları sular seller gibi konuşuyorum suratına suratına umrunda değil ibnenin.
çileden çıkma noktasındaydım ki, "sükerim" deyip kapadım oyunu.
"ulan" dedim, "sen mi büyüksün ben mi?"
gittim önceki savelerden birini açtım daha sonra. yaklaşık bir saat kendime şöyle adam akıllı bir zırh yapmaya uğraştım. onları amacıma uygun şekilde enchantladım. sol elime okin'i aldım, sağ elime de pazarcıdan aldığım başka bir baltayı tutturdum. oyundaki en güçlü oklardan toplamda şöyle bir 200, 250 civarı bir koleksiyon yaptım kendime. yanımda da zaten deadric bow var. sonra takılarımı felan da takındım, lakeviewdeki çocukların ve karım lydia'nın alnına bir öpücük kondurup döndüm mekana.
bu sefer gayet kolay öldü lan.
sanırsam glitch olmuş ilk seferinde.
fakat skyrim'deki bütün demircileri dolaşıp okları ve zırhı bir araya getirme macerasına vesile olduğu için alnından öpüyorum o glitch'i.
biraz anasını sikeyim ama, yine de güzel anlar yaşattı.
böyle bir oyun işte.
--spoiler--
"yeter ya, sıkıldım korsandan, torrentten" dediğim dönemlerde* hazır indirimdeyken aldığım oyundu. dlcleri falan almadım tabii.
sonra pişman oldum, aynı fiyata legendary edition falan geldiğini görünce. üzüldüm. sıkıldım. steam'in lanetidir zaten ya, neyse.
biraz normal halini oynadım işte. bir sene falan.
bugün özüme dönerek bildiğin orjinal steam versiyonun içine torrentten indirdiğim hearthfire, dragonborn, dawnguard dlclerini atıverdim. takır takır da çalıştı. zaten mod gibi algılıyor oyun dlcleri. o yüzden pek bir durum olacağını sanmıyorum.
fakat olursa bu cümle yerine "gabe hesabımı banladı" tadında ağlamaklı bir edit olacaktır.
hayırlısı.
türkçe yamayı da gönül rahatlığıyla kurabilirsiniz, harika çevirmişler. oyunun orjinalliği bozuluyor falan gibi şeyleri dert etmeyin. yapılmış en iyi, en organize, en doğru oyun çevirisi belki de. daha güzel olamazdı diye düşünüyorum.
önerdiğim modlar da better dynamic snow, realistic colors and real nights(pure versiyonunu kurdum), more rain. benim beğendiklerim bunlardı. özellikle more rain çok ayrı hava katıyor oyuna. oyuna birebir etkisi olan, ne bileyim npc, silah falan ekleyen modları kurmaktan kaçınıyorum zaten. ama bunlar görsel açıdan çok şey katıyor. çok sevdim. biraz da gore modu falan olsa keşke. fallout 3 oynayacağız artık onun için.
1 saat önce oyunun kendisi steam'de 4, legendary edition ise 15 dolar iken, 1 saat sonra oyunun kendisi 10, legendary edition 24 dolar olmuştur. tam da alacaktım.
bu tür derin ve güzel oyunlar kolay çıkmıyor. o yüzden bitmesin diye uğraşıyorsunuz. dile kolay, adamlar oyun için, kendi yarattıkları farazi evren için, tutmuş kitap şeklinde öyküler yazmışlar; binlerce sayfa... onları oyun içinde okuyun diye. herkes canlı oyunda, siz olsanız da olmasanız da, hayat bir şekilde devam ediyor. yolda giderken yaşadığınız bir olay, oyunun başka bir yerinde karşınıza bambaşka bir şekilde çıkıveriyor, hayretler içerisinde kalıyorsunuz. derin hikayesi, harika karakterleri, içerisinde insanı sıkmayan yüzlerce görev barındırması gibi nedenlerden ötürü, bu oyunu dolu dolu oynasanız bile, bir seneden evvel yüzde yüz bitirmeniz pek mümkün değil.
alıyorsun call of duty oynuyorsun, 8 saatte bitiyor. aksiyon filmi gibi bir şey... bu ise ne bileyim, godfather üçlemesi tadında, kitap serisi gibi... uzun soluklu bir macera. sokakta çocuklarla kovalamaca oynarken bir anda ejderha üzerinize saldırabiliyor. veya yolda giderken infaz için elçiliğe götürülen bir mahkum görebiliyorsunuz.
adamlar yapmış, tekrar diyorum. oynamadıysanız, çok şey kaçırmadınız, alın oynayın!
Bethesdanin yaptigi saglam bi elder scrolls serisi.Her ne kadar eksiklikleri olsada(grafik hataları,benzer hareketler...) oyunu hikayesi atmosferi ve açık dünya olması oyunu merak etme duygusunu uyandırıyor. Farklı ve eğlenceli görevler oyunu araştırmaniza sebebiyet veriyor. Hergün çıkan yeni modlar ve Türkçe yama oyunu almanız icin ideal derim. Kısaca Skyrim bu türün en iyi örneklerinden.
bethesda çöpü. gelmiş geçmiş en overrated oyunlardan biri. combat sistemi g.tüm gibi. fizik motoru vasat ötesi. yapay zekanın aptalca davranışları ise sizi çileden çıkarabilir. gereksiz ve kötü bir zaman öldürgeci. oynamayın, oynatmayın.
türkçe yama çıktığından beri steam'den alıp yeniden oynamak için can attığım ancak ateş pahası olması sebebiyle beklemede olduğum oyun. an itibariyle steam'de oyunun kendisi 30, Legendary Edition 60 dolardır.
