Ben böyle bir oyun görmedim arkadaş öyle bir bağımlılık yaptı ki.
Bir an keşke skyrim'de yaşasaydım dedim..
Oyunun müzikleri atmosferi muhteşem.
işte sevdiğim müziklerden birisi.
Dragonborn dlc' si duyurulmuştur. Biz kendimizi koca Tamriel' de tek sanarken başka bir ejderdoğan daha varmış. Ayrıca bu dlc ile ejder sürebileceğiz. Videosu için: http://m.youtube.com/#/wa...v%3DOsROQUWaHnQ&gl=TR
türkçe yaması çıkması imkansız oyundur. zira yoldan geçerken basit bir npc bile sizinle ülke muhabbetine girebiliyor. ayrıca be adam yıllardır rpg oynuyorsun ingilizceni geliştir artık yani. orta seviye bir ingilizcem olmasına rağmen 8 ay başından kalkmadığım oyundur yani. level 50 oldum ve hala bitmedi, daha doğrusu bitirmek istemiyorum. evim var, atım var, evlendim whiterun da ki evimde hatun bekliyor gittiğimde bir tas sıcak yemek yiyorum. valla benim için orada ki yaşamım daha bir güzel.
bi internet sitesinden öğrendiğime göre, oyundan hiçbir şey anlamayan adam bile 289 saatte bitirebiliyomuş.
ha bi de çeviri konusu var. ona da değinmek istiyorum. yahu arkadaş bundan birkaç yıl önce diablo ve sanitarium yamaları yayınlamıştı türkçe olarak. çeviriyi yapan adamın kaç sayfa çevirdiğini bilmem ama -ki sanitarium da baya bi metin vardır aslında- 1 yıl gece gündüz uğraştığından bahsediyodu. malesef şu ana kadar türkçe olarak yayınlanmış bi rpg yok, çeviri sürümü de yok. yalnız elin ispanyolu, rus'u amk portekizlisi bile oturup bilgisayar oyunları tarihinde hit olmuş efsaneleri kendi diline çeviriyo arkadas. bunu yapıyo adamlar, ben gördüm. mesela bi planescape torment mesela bi dungeon siege vs vs.
velhasıl 60.000 satır yazı falan, bunlar bahane. gerçi şimdi denecek ki bu adamlar hiçbir destek almıyor. haklılarda ama bu işi isteyerek yapmak da lazım -biraz önce bahsettiğim adamların da destek aldığını sanmıyorum-, o da profesyonelce olmayabiliyor bi taraftan...
artık 2020yi falan beklemek lazım, belki yapımcı şirketlerin gözüne gireriz ülke olarak farkına varırlar bu potansiyelin de türkçe oyun oynayabiliriz; birisinden çeviri falan beklemeden. çünkü ben bıktım en sikko en basit fifa 12 yi bile oynarken yunanca dilinin olması fakat bi türkçenin olmaması koyuyor bana evlat acısı gibi. tamam dostum korsan yazılım da çok kullanılıyo ben de kullanıyorum ama lisanslı yazılım da kullanılıyor. en basit mount & blade örneğini vereyim 10 lira mı ne vermiştim ben bu oyunun orijinal sürümüne.. yapımcısı türk olduğu için oyunda haliyle türkçe, şimdi bu oyun 60 euro olsa ben nerden bulam o parayı. madem ürününü satmak istiyosun, oyunları türkçe olarak sat dediğimizde de korsan yazılım çok abi diyosun fiyatları makulleştir be güzel kardeşim. 10 lira yap 20 lira yap. ayıp değil mi simdi senin yaptıgın ha it herif.
son olarak bu oyunun çevrilme olayına tekrar dönecek olursam. bilenler bilir en son bi site tarafından yürütülen hani.. adamlar deli gibi uğraşıyodu falan, baya bi ilgi de çekmişti aşikar. gerçekten durduruldu mu ne oldu bilmiyorum ama eğer öyle olduysa yazık olmuştur. yakın zamanda çıkan 3d çöplüğü oyunlar içerisinde belki de en akılda kalan adını zamanın ötesine yazdırabilecek bi oyundu. türkçeye kazandırılması çok iyi olurdu ya neyse.
sırf npc'lerin replikleri için bile oynanabilen oyun. birkaç tanesi;
*bazen askeri yaşamımı özlüyorum. ama kızımı kucağıma aldığımda doğru tercih yaptığımı anlıyorum.(amren - ailesi için askerlik görevini bırakan eski bir savaşçı)
*ben de senin gibi bir maceracıydım. daha sonra dizimden bir ok yedim... (şehirdeki guardların hepsi söyler bunu. ahaha*. ayrıca bakınız (#15915317))
*her şey satılık arkadaşım, her şey... eğer bir kız kardeşim olsaydı, saniyesinde onu da satardım! (belethor - whiterun şehrinde general goods store'un sahibi olan tüccar)
*eğer satmayı düşünürsen akrabalarından birini alabilirim. hahha sadece küçük bir şakaydı. (belethor)
*ben senin kılıcın ve kalkanınım. (lydia - whiterun jarl'ının sizi korumakla görevlendirdiği afet)
*ne bakıyorsun? senden korkmuyorum, benden yaşça büyük olsan bile. (briath - amren'in küçük kızı. babasının kızı işte nolacak.)
*kılıç ve gölge, sessizlik ve ölüm. bunlar benim sanatlarım. mütevazı bir ücret karşılığı senin için büyük bir sanat yapabilirim. (jenassa - kiralık kılıç)
*paran varsa hoş geldin, aksi halde yola koyul. (keerava - riften şehrindeki hanın sahibi)
*taze balık, günlük taze balık!.. skyrim'de bundan iyisini bulamazsınız. balığımızı denemeden solitude'dan ayrılmayın. (addvar - solitude şehrindeki balıkçı)
sanırım çocuğunun ismini dovahkiin koyduracak kadar* bağımlılık yapmasının sebeplerinden biri de gerçek hayata çok iyi adapte edilmiş olması. resmen bambaşka bir hayat, bambaşka bir dünya. tek kelimeyle enfes. sanat eseri...
birkaç oyun çeviri takımının çeviri yapmayı düşündüğü, ancak çok uzun süreceği için vazgeçtiği efsane oyun. ilerde yapacak olan babayiğitler çıkar mı bilinmez. oyunun ne kadar detaylı olduğunu şöyle anlatayım; sadece oyundaki npc karakterlerinin repliklerini seslendirmede 70 seslendirme sanatçısı çalışmıştır ve 60.000 satırdan fazla replik okumuşlardır.
benle aynı hızda koşan gardiyanların beni 5 şehir boyunca kovalamasının ardından kapatıp bir daha açmadığım 4. oyunundan sonra grafiklerine aşık olup indirdiğim koşuş hızları düşük gardiyanlarla önüme çıkmış, oynanılabilitesi de artmış, aşmış oyun.
kendisi bir ayımı yemiştir. buna rağmen 7 maskenin sadece 3'ünü ele geçirebildim. 5 gb'a bu kadar uzun oyunu nasıl sığdırmışlar bilmiyorum ama iyi iş başarmışlar gerçekten.
btw, kardeşim oyuna başladıktan 1 hafta sonra dışarı bakıp yağan karı görünce 'aaa skyrim gibi' demişti. işte böyle grafikleri var bu oyunun. (bkz: vay anasını)
dış dünyaya adımımı atar atmaz, kendi başıma gittiğim ilk 300 metre sonunda, çakal sürüsü tarafından önümün kesilmesiyle altıma sıçtırmış oyun. yok bir de ejderha keseceğim, öyle mi?
bethesda iyi bir firma. gerçekten süper oyunlar yapıyor. ama bu adamların oyunları bana uymuyor. ben daha çok bioware tarzı oyunlar seviyorum. yani sinematik olacak, diyalogları yaşayacaksın.
gene başladık oyuna. bedevi hayatı yaşamak en iyisi ya. yok uçan gemi, yok şato. dünyevi şeyler bunlar.*
oyunu bir hışmile bitirip tekrar oynamak için mod işine girdiğim mükemmel oyun. yapacak hiç göreviniz yok mu? ayı-kurt kesmekten bıktınız mı? halktan gereken saygıyı göremiyor musunuz? bakın hele;
şato içinde görevlendirdiğim bir düzine şövalye, kütüphane görevlisi, hizmetkarlar, aşçı ve rahip ile kendimi hasan sabbah gibi hissediyorum. tüm evlerimdeki zımbırtıları şatoya taşıdım. yine de silahhanede yer kaldı. yüzlerce kitap ve binlerce mücevher taşıdım. şu anda istesem tamriel'i satın alabilirim. ya da almam, acından ölsün ibnetorlar.
geminin dizaynına hayran kaldım. morrowind oyuncuları gemiyi hatırlayacaktır. tam bir saltanat içerisindeyim. ellemeyin beni, amacımdan saptım iyice. kendi evini kendin geliştir modu varmış. dur bakalım neler çıkacak daha.
ayrıca bu mod uygulaması da oldukça kolay. yeni oyuna başlamaya gerek bile kalmıyor. zaten 51 seviye one&two handed-archer-assasin karakteri bitirmeye kıyamıyorum. üzerimde deadric zırh taşımama rağmen bir tilki gibi sessizce ilerleyebiliyorum. çoğu mağarada düşmanlarım beni farketmeden azı dişlerinin dibine deadric oku sokup sessiz sedasız görevi bitiren bir kahramanım var. boş vakitlerinde kitap okuyup okla şahin avlıyorum o derece.
o değil de skyrim böyle aşkın ıstırabını abi. şu mükemmel oyunumu paylaşabileceğim kimse kalmamış etrafımda. nasıl asosyal ettiyse beni sözlüğe de gelip skyrim'den bahsettiriyor.