kesinlikle başarılı ve söyledniği gibi tehlikeli bir kitap. insan boş bir anında okuyorsa cidden bu boşluğu doldurmak için bir zar adama dönüşebilir ya da en azından bunu deneyebilir. her açık kitabı porno adeta her açık yazan yazarı da sapık ya da abaza iktidarsız diye boklamak da tam boş adam işi o da ayrı bir mesele. kesinlikle okuduktan sonra bazı şeylere farklı yeni anlamlar yükleyebiliyor insan. ben kitabı harbi okurum yazana saygı duyarım diyen tüm okurlara şiddetle tavsiye edilir. ha diyorsanız ki ben okumuş olmak için okurum yazarı da sallamam o zaman hiç bulaşmayın zaman kaybedersiniz.
her şeyin aynı olduğu hayatının tekdüzeliğinden bıkmış psikiyatrist Luke rhinehart'ın bulduğu bir yöntemle hayatının geri kalan kısmını sadece attığı zarın sonuçlarına göre düzenlemeye, yönlendirmeye karar vermesi ve bunu en imkansız ortamlarda, zamanlarda ve en saçma şekillerde bile uygulamayı denemesini anlatan bir kitap. ana kahraman luke, insanların baskın, gözlenebilir kişiliklerinin yanısıra aslında başka bir çok farklı kişiliklere de sahip olduklarını, insanların ancak bu kişilikleri de ortaya çıkartarak, onlara da zaman zaman söz hakkı vererek özgür ve mutlu olabileceğini iddia eder. bunu özellikle cinsellik üzerinden gerçekleştirmeye çalışması kitabın ilginç konusunun en dikkat çeken yönlerinden birisidir.
ilginç ve sürükleyici bir kitaptır. monoton gecen hayattan kurtulmak için bir pisikologun hayatını anlatmaktadır.
kitap yaşanmış olan olayları anlatması kitapı dahada bir ilginç kılıyor.
hayatını değiştirmek isteyen ve cesareti olmayan insanların okumasını tavsiye ederim.
kapaginin olasiliksiz'a benzemesi yüzünden yanilip yarisi kadar olsa yeter diyerekten satin alinan bunun icin de olasiliksizla karsilastirilan kitap. berbat bir kitap, zaman kaybi. "bu kitabi nicin okuyayim?" sorusuna mantikli bir cevap verilemez. bana ucuz bir erotik film gibi gelen bu kitap nasil oluyor bazi insanlarin hayatini degistirebiliyor anlamis degilim.
zar adam ve zar kadinlar, zar'i tanrilastirarak onun dedigi her seyi mutlaka yapiyorlar. ama zara verdikleri secenekler arasinda sürekli sex var hatta sapkinliga giden fantaziler. kitabin vermeye calistigi bir mesaj varsa eger ben bunu "insanin en güclü icgüdüsü, bastirilmis yani cinselliktir; daha dogrusu hayvanlar gibi sex yapmak, önüne gelenle ve saldirgan bir tutumla" diye anladim. simdi ben bunu anladigim icin ben mi sapigim? bence degilim. ama kitabin söyledigi bu.
balon bir kitap. okumayanlar bir sey kaybetmez, para verip o sapigi daha zengin etmeye degmez.
biyografi tarzında yazılmış luke rhinehart imzalı kitap.
konusu alışılmışın dışında da olsa yine de sıkıyor insanı. (bkz: alacakaranlık)
hayır yani zarı atıp kafadan tuttuğun sayı gelirse, komşuya gidip sana tecavüz edebilr miyim de ne demek?
asıl kadının cevabına şaşırdım ben; gel içeri.
yesil renkteki iki adet zari oncelikle hayatinda ki basit secenekleri secmesiyle sorumlu tutan, daha sonra zarin muptelasi olup sansin tanri olduguna karar veren ve zari kudretli ulu varlik olarak kabul eden bir psikiyatr'in romanidir. surukleyicidir. ayni zamanda psikolojik olarak manuple etmektedir okuyucuyu.
bok gibi kitap. sırf kitapları yarım bırakmaktan hoşlanmadığım için, bir seneye yayılmış bir şekilde geçen yaz bitirebildim kendisini. kabus gibi resmen, lanetli kitap. bitmiyor ki! ciddi anlamda bitmiyor anam bitmiyor. hayatımda başlama gafletinde bulunduğum en sıkıcı kitaplardan. çeviri zaten bok gibi, ıkın ıkın cümleler. konu desen sapıklıktan başka birşey değil. bitiş zaten fiyasko. ne hayatım değişti, ne okuduğum anlardan zevk aldım. sadece ömrümü yedi. bildiğin ömür törpüsü bu kitabın karşılığıdır. okumayın, okutturmayın..
bir de bunun 2. si var zar adam'ın peşinde diye, bir ara görmüş idim. elim gidip gidip geldi almak için; ama yanımda olan şahıslarca engellendim bir sene ağlanıcaksın başımıza yine diye. yine sırf yarım işlerden hoşlanmadığım için 5 senede de bitirsem alıcam sanırım.. biri beni durdursun!
akıcı ama insana bi' değer katmayan, sadece okunulan bi' kitap. olasılıksız kitabının yanından bile geçemez bana göre. bir de zar adamın peşinde var devamı olarak. onu da okusam mı diye düşünüyorum.
süper kurgulanmış bir konusu var. her zaman aksiyon da nereye kadar di mi?
kitabı okurken, kendimi okuyor gibi hissettim. asıl kişiyle aramızdaki fark, o zar atıyor ve duygusuz. ben değişkenlik gösterirken zarları kullanmıyorum ve aynı zamanda duygusalım.
kitabın ilginç yanı, böyle bir insanla nasıl yaşanabilineceğini düşündürmesi. bilmiyorum, beni düşündürdü. asıl olayın ilginç yanı ise, şimdiye kadar tüm insani ilişkilerimde başarısız olmamın anahtarının bu kitapta saklı oluşu. Luke kadar tehlikeli olmayabilirim, fakat en az onun kadar can yakan ve değişken biriyim.
' aslında insanlar hataları saf dışı bırakma girişiminde bulunmalı; kendi içlerinde ve çocuklarında kişilik duygusundan ayrı olarak özgürlük duygusunu da geliştirmeli. insan bir rolden diğerine, bir değerden diğerine, bir hayelden diğerine geçerken rahat olmalı. insan rahatça düşünebilmek ve yeni şeyler yapabilmek için sınırlanmamalı, bağımlı olmamalı.
insanlar bir rolden diğerine geçmekte özgür olmalıydı, neden değillerdi peki? çocuklar üç ya da dört yaşlarında iyi ya da kötü çocuk, amerikalı ya da komünist, öğrenci ya da başka birşey olmak isterlerdi. ama kültürleri onları yoğururken daima ya iyi bir çocuk ya da kötü adam veya asi olurlar. her iki rolü birden oynama kapasitesi kaybolur. çocuk belirli bir aşamada kim olması gerektiğini anlamaya başlar.
çocuklar sayı tutma sıkıntısına nadiren katlanırlar, kim kazandı kim kaybetti konusuna önem vermezler, ödül düşünmezler, ödül sona ermese bile aldırmazlar. aslında çocuklar şans elemanının fazla olduğu oyunları severler, çünkü böyle bir oyunda bireysel yetenekler doğrudan doğruya kıyaslanamaz. otomatik olarak yeniden başlayan oyunlardan hoşlanırlar, böylece herkese yeniden şans tanınmış olur.'
the dice man kitabından.
- hırs, ego, başarılar, başarısızlıklar, hüzünlerin zamanla daha büyük ve artması durumu, sorumluluklar, tekdüzelik, düzensizlik, kötü alışkanlıkların çoğu vs.. uzayıp gider büyütülmüş bir dünyada. sizce de asıl düzensizlik düzenin kendisi değil midir? sistamatik yaşam standardını kimler, ne zaman ve nasıl oluşturmuşlardır? insanların birbirlerine olan soğuk tutumu ve çekingenliği hayat standartlarının arttığı bir dünyada azalmış mıdır, artmış mıdır?
Türkçesi zar adam... cinsellik ve Tanrı kısımları hariç dikkate alınması gereken bir kitap hayatımızda kendimizi inandırdığımız tek kişiliğe karşı çıkan bi adam Luke Rhinehart. Normal yaşantımızda farkında olmadan birkaç kişilik birden gösteriyoruz olması gerekende bu. bu kitaptan sonra zar atmaya bende başladım gerçekten şans işe yarıyor.
hayatımı değiştiren 2 kitapran biridir. (diğer ise yine luke rhinehart'ın piç fantazi isimli kitabıdır)
mükemmel bir kurgusu vardır.
bu kitabı okuduktan sonra sık sık "ulan bi zarım olsaydı keşke" demişimdir.
kitabın devamı "zar adamın peşinde" dir. o da aynı tadi vermese de güzeldir.
ama zar adam gerçekten kült bir romandır.
okumaya başladığımda çok seveceğimi sanmıştım ama sonunda adam akıllı bir şey çıkar diyerek bitirmek için çok uğraştığım fakat sonunda hayal kırıklılığına uğradığım ve enayi gibi hissetmeme neden olan kitap.
(bkz: zara nefret duygularıyla bakmak)