hristiyanlar tarafından senaryolandırılmasına rağmen şeytan karakterinin islamdaki şeytan tarifine de uygun hareketlerde bulunduğunu gözlemlediğim film.
tam olarak oyle dusunmediginiz halde, savunulan tezin antitezini savunmak.. karsi tarafa "e oyle olursa bu da boyle olmaz mi peki?" gibi sorular sorup bilgisini, konu hakkindaki donanimini, cevap verebilitesini vs tartmak icin kullanilir..
luzumsuzdur yapay bir tartisma ortami yaratir.. hayir oyle dusunmuyosan ne soruyosundur.. yok dusunuyosan seytanin avukatligini yapiorum demenin ne anlami vardir.. **
müthiş bir charlize theron'un olduğu film...caniyi izledikten sonra charlize theron u tanımama neden olmuştur...belki de buna cani filmindeki hali neden olmuştur...evet asıl neden buydu...
hayatımda seyrettiğim en anlamlı,en iyi oyunculuğun sergilendiği bant israfı olmayan, al pacino'nun kendini bile şeytan zannetirecek kalitede rol aldığı charlize theron'un büyüleyici güzelliği ile harmanlanmış filmi. son kısımda havvaların(şeytanın onları kandırmasıyla) ademlere nasıl yasak elmayı tekrar yedirebileceğini de göstermiş başyapıttır.gazeteci* bu davayı gazetede yazınca ünlü olacağını vadeder avukatımızın kibirini okşar. sonra (bkz: kibir en sevdiğim günah)
--spoiler--
film aslında bize şeytanın yaptırım gücü olmadığını, sadece bize seçimleri sunduğunu ve o seçimleri seçenlerin yine kişinin kendi öz iradesi olduğunu gösterir. doğrunun ve yanlışın insanın önünde iki seçenek olarak durduğu bir durumda bile şeytan sadece seçeneğin arkasında gizlidir, rahmetli cenk koray'ın kutuyu açtığı zaman arkasından çıkan hediye misali. al pacino'nun özellikle filmin sonunda keanu reeves'e aslında seçimlerinin hiç birinde ona etkide bulunmadığını ve hep iyiye yöneltmeye çalıştığını anlatması da ayrı bir ince noktadır bize mesaj veren.
--spoiler--
vanilla sky'ı çekerken esinlendiklerini düşündüğüm film. efektçiler falan ortaksa şaşmam hatta.
benzerlik sevişme sahnesindeydi özellikle. hatta şeytanilik de vardı.
velhasılı, şeytan al paçino'ysa bırakalım da işini yapsın. adam karizmatik bir kere.
al pacino, kenau reeves, charlize theron başrollerdedir. taylor hackford un yönettiği filmin konusu; "kanlı para" yani müslümanların inancındaki karşılığıyla "haram para ve günah" üzerine kuruludur.
al pacino ve kenau reeves son sahnelerde yüzleşme yaşarlar ve al pacino nun buradaki hızlı hızlı söylediği cümleler sindirilerek her bir cümlesi dinlenmeli, anlaşılmalıdır. modern dünya ve modern insan diye gördüklerimizin iç yüzü ve tüm illüzyonun ardındaki çirkinlik bu cümlelerin içinde gizlidir.
film şu sözle biter;
"şüphe yok ki kibir şeytanın en sevdiği günahtır"
bu söz incil de geçer.
edit: hele bir de "ben bir kuklacı değilim kevın, sadece sahneyi hazırlarım" sözü vardır ki şeytanın kesinlikle "şeytana uydum" diyenlere kapak niteliği taşır.
an itibariyle trt1 de yayınlanan etkileyici film. al pacinonun oynadığı miller karakterinin filmin sonlarına doğru şeytanlığını iyice yüzeye çıkaran, tanrı hakkındaki konuşması;
--spoiler--
tanri?
sana söyliyim...
tanri hakkinda sana içerden biri olarak biseyler söyliyeyim...
tanri izlemeyi sever.
sakalasir...
sunu düsün.
o insanlara...
içgüdüleri verir.
o bu fevkalade hediyeyi verir ve sonra ne yapar?
yemin ederim kendini eglendirmek için...
kendi özel zevki için...
düzensizlik yaratarak...
tam ziddi kurallar koyar.
her zaman dalga geçer.
bak , ama dokunma.
dokun , ama tatma.
tat, ama yutma.
sen bu kurallarin birinden ötekine atlarken o ne yapar?
sana gülmekten yerlere yatar!
alaycidir!
bir sadist!
o olmayan bir ev sahibi!
ona tapmak mi?
asla!
--spoiler--
"kibir en sevdiğim günahtır" sözünü akıllara kazıyan film. ayrıca türk televizyonlarında seyredildiğinde kesile kesile filmden geriye ne kalır merak etmemek elde değil.
en güzel sahnelerinden biri de, al pacino'nun charlize theron'a saçlarını kestirmesi gerektiğini çünkü bir kadının en güzel yerinin aklıyla bedeni arasındaki yer olduğunu söylediği sahnedir.*bu sahneden sonra da olaylar gelişir ve charlize theron rolünün hakkını vererek şeytana kanmanın cefalarını bize sergiler..
ayrıca al pacino'nun canlandırdığı karakter, ingiliz edebiyatının en önemli ismi olan ve en önemli eserinin (bkz: paradise lost) olduğu john milton'ın ismiyle aynı adı taşımaktadır.paradise lost' ta şair ademle havva'nın cennetten kavuluşunu anlatmaktadır. filmdeki şeytan karakterine isim verilirken bundan esinlenilmiş olabilir diye düşünmekteyim..