onceki jokerler hep soytari ve komiklik pesinde kosan ucubelere benziyordu, Karikaturde ilk robin'i levye ile doverek olduren joker iste bu filmde karsimiza cikti. heath ledger sayesinde efsane olmaya aday filmdir.
izlemek için bir türlü vakit bulamadığım ancak izlemek konusunda giderek geç kaldığımı anladığım için bugün izlemeye karar verdiğim ve an itibariyle bitirdiğim filmdir. alt yazı izlediğim için yine kendimle gurur duydum. çünkü bir aksiyon filminde, aksiyonun tavan yapması için karakterlerin gerçek seslerinin duyulmasına ihtiyaç vardır ve bende doğru olanını yaptığım için filmi en doğru şekilde yalayıp yuttuğuma inanıyorum. sözlükte film hakkında sayfalarca entry girilmiş ve çoğu da benim film hakkında düşüncelerimle aynı. joker karakteri batman karakterinden çok çok daha karizmatik duruyor, insanın kötü karakter olası geliyor. ayrıca gary oldman'ın filmde bağırdığı,haykırdığı yerler, call of duty black ops oyununun viktor reznov karakteriyle aynı olması fazlasıyla gülümsetti. gerçekten maliyetine değmiş bu filmi, benim gibi geç kalanlar bir an önce izlemeli.
joker karakterini canlandıran heath ledger bilindiği üzere 3 yıl önce ölmüş ve oscar almıştır.hayatımda izlediğim en iyi kötü karaktere hayat vermiş bu adam.
eğer yaşıyor olsaydı filmde geçen şu efsane repliği oscar töreninde kesinlikle coverlayarak söylerdi.
akademi:oscarı alıp gidebileceğinimi sanıyorsun
joker :evet
joker "i believe whatever doesn't kill you, simply makes you ... stranger"
muhteşem replik anlamı; benim inandığım şeye göre insanı öldürmeyen şey, tuhaflaştırır.
Alabildiğine hüzünlü... Heath Ledger'i gördüğüm her sahne gözlerimi doldurmuştur ve şahsının ''The Joker'' performansı sinema tarihine geçmiştir. Tek seyretmeyle zevkine varılamayacak, en başarılı çizgi roman uyarlamalarından biri. Nolan'ın devam bölümünde bize neler seyrettireceğini düşünmek ayrıca heyecan verici... Ve paylaşmak istediğim bir video daha, Heath Ledger ve Kurt Cobain'in anısına... Nirvana'nın efsane şarkısı ''Rape Me'', ''The Dark Knight'' özel videosunda... http://www.facebook.com/video/video.php?v=472542389395
kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi çizgi roman uyarlamasıdır.gerçekten bir uyarlamadan öte,bir başyapıt olmuş ve çok iyi bir ''suç''filmi örneği teşkil etmiştir.
imdb'yi baz alıcak olursak,bu film an itibari ile 10.en yakın çizgi roman uyarlaması ise 104.sıra ile sin city'dir.
izledin mi diye sorulmaz, kaç kez izledin diye sorulan bir filmdir the dark knight. i'm not a hero, why so serious ve ana teması mükemmeldir.
ekleme: A Watchful Guardian da harikaymış. :)
8941925415 defa izlenenler listesine giren film. listemde iron man ve the lord of the rings serileri de yer alıyor. başka şaheser buldukça onları da bol bol izleyeceğim. hatta belki daha fazla.
"whatever doesn't kill you simply makes you stranger" ile başlayan vurucu sözler abidesi film.
her şeyiyle insan olan bir kahramanı anlatmak, sanıldığı kadar kolay değildir. christopher nolan bu işi hem senaryo yazarlığında hem de filmin yönetmenliğinde başararak kalitesini bir kez daha ortaya koymuştur. senaryoda kardeşinin etkisini de göz ardı etmemek gerek tabi ki.
gelmiş geçmiş en iyi batman filmi ünvanını vermek sanırım yersiz olmaz. tim burton'ın filmlerine kıyasla vasat kaldığı iddiası göreceli olmakla birlikte christopher nolan'ın karakterlere ve filmin bütününe getirdiği baştan sona yeni olan bakış açısı filmi en başta ayrı bir yere koymamızı gerektiriyor. pek de karanlık olmayan bir şehir, gotiklikten tamamen sıyrılmış bir ortam ve her şeyden önemlisi insan olduğu vurgusu özellikle yapılan bir kahraman. neticede nolan da asıl önemli olanın senaryo ve hikayeyi işleyiş olduğunu söyleyerek kafasındaki batman'in bu zamana kadar görülmemiş bir batman olduğu sinyallerini çoktan vermişti.
harvey dent ve bruce wayne'in zaman zaman rachel yüzünden kaynaklanan atışmaları kayda değerdi doğrusu. hele de rachel ve harvey restoranda otururken harvey'in oradan rezervasyon alabilmek için üç hafta uğraşmak zorunda kaldığını söylediği sırada bruce'un kalkıp gelmesi ve tanışma faslının ardından "masaları birleştirelim mi" diyen bruce'a hervey'in "izin vereceklerini sanmıyorum" demesi üzerine bruce'un burası benim diyerek verdiği ayar unutulmazlar arasına çoktan girdi bile.
hasılı, diğer batman filmlerinden tamamen bağımsız düşünülmesi gereken filmdir. ayrıca, kesinlikle ve kesinlikle orijinal dilinde izlenmesi gerekmektedir. aksi halde joker'in o harika ötesi repliklerinden mahrum kalırsınız.
filmlerin şahı.
--spoiler--
nolan 'ın kendini bir kez daha aştığı film. tabi inception gördükten sonra pek bir şey denmiyor ama yine de çok iyi bir film. çok fazla söze gerek yok. rachel karakteri haricinde kötü söz söylenecek biri de yok joker karakteri için seçilen ve efsaneleşen Heath Ledger saygıyla anmak gerek
--spoiler--
notum : 8,5/10
2 film uzunluğunda olması biraz can sıkıcı, filmi tam anlayacağım diyorsanız en az 2 kere seyretmek gerek. ancak batman i çok güzel anlatan bir film olmuş. özellikle sonda gotham şehrinin insanları hakkındaki mesaj çok güzeldi.
batmani sittir et, bu film joker filmi. suç planını kendini yakalatma üzerine kurgulayacak kadar şeytani düşünebilen bir joker filmi hemde. kuralsızca, sadece suç işlemek için suç işleyen bir kötü adamın, süper kahramanları nasıl parmaklarının ucunda oynatabildiğini izlediğimiz şahane bir yapım. tabi gece on iki olduğunda, sosyal deneyinin başarısız olması sonucu yüzündeki döt olmuşluk ifadesi ise paha biçilmezdir. senaryoda, gecenin en karanlık anı şafak vaktidir gibi klişe sözler de olmasına karşın genel olarak, arkaplanında işlediği kim kötü ve nereye kadar iyi sorunsalı gerçekten çok iyi. kapanış sahnesinde verilen mesaj ise batmani yeniden tanımlıyor adeta...
--spoiler--
Because he's the hero Gotham deserves, but not the one it needs right now. So we'll hunt him because he can take it. Because he's not our hero. He's a silent guardian a watchful protector. A dark knight.
--spoiler--
geç de olsa yeni izlediğim film. filmi izlerken anlamak biraz zor, iki kere izlemek gerek tam anlayabilmek için. batman'dan söz etmeye gerek yok. jokerden bahsedecek olursak, jokeri canlandıran aktörün en azından ben izlerken hayatta olmaması karekteri gözümde daha da ölümsüz kıldı. filmin sonunda batman'in yaptığı fedakarlık gerçekten izlenmeye değer. an itibariyle imdb'de on da on puan verdiğim sayılı filmler arasına girmiştir.
joker ve batman in karakolda, evet karakolda batman i görmemizi sağlayan o ışık yandığı anda joker in gözlerini batman daha kafasını masaya vurmadan kapatması ile gözümdedüşen filmdir. heath ledger in böyle bir amatörlük yapacağı hadi onu geçtim o kadar elemanın buna dikkat etmemsi beni çok üzmüştür.
ne lan o öyle kafanı tutup masaya vuracağını bildiğini belli ediosun. kızdım çok.
heath ledger in joker in gülüşünden yürüyüşüne kadar belki aylarca uğraşarak oynadığı ve seslendirdiği bu karakterin orjinal sesini duymak için taa istanbula kadar gitmeme sebep olan filmdir. ne yazık ki tüm türkiyede bir çok salonda türkçe dublajlı oynamıştır.
sinema dergisinin 15. yıl kutlamaları çerçevesinde yapılan "son 15 yılın en kötü filmleri listesinde" sondan 6. olmuştur. şaka lan şaka... neyse efendim en iyiler listesinde 6. sırada ucuz romanla yüzzzükk gardaşlığı arasında kendine yer bulmuştur... 5-6 kere izleyin... böle cdnin üzeri çizilsin o derece psikopata bağlıyın.heath ruhuna el fatiha. sen olmasan buralara gelemezdim ben. sevemezdim bu filmi...anlamazdım dilinden.
Heath Ledger'in sosyopat bir karakter olan Joker'i gerçekçi canlandırmak için psikolojisinin bozulduğu ve bu nedenden ötürü uyku hapları sayesinde yaşamını yitirdiği filmdir. Kariyerinin en büyük filmi olucaktı ama nasip değilmiş...
heath ledger'ın olağandışı performansı sayesinde 2 oscar alan film. heath ledger, bu filmde rol almamış resmen rolünü yaşamıştır. sanırsınız ki gerçek the joker bu herif. jack nicholson'nın joker performansını bile gölgede bırakacak derecede yaşayarak oynamıştır bu filmde. zaten ölümünün sebebleri arasında bu rolü çok fazla benimsemesi de gösterilir. bunun yanısıra film imdb'de ilk 10'a girmiş ve şimdiden kült filmler arasına girmiştir. heath ledger'ın yanısıra christian bale, morgan freeman, gary oldman gibi usta oyuncuları biraraya getirebilmiş sayılı filmden bir tanesidir. bu oyuncuların başına bir de bu heath ledger denilen aktörlüğün ne demek olduğunu bu son filmiyle herkese gösteren, psikopat oyuncuyu koyun... koydunuz mu? o zaman nasıl bir film olduğunu az çok kestirmişsinizdir (izlemeyenler için).
edit: filmdeki en akılda kalıcı repliklerin joker'den çıkıyor olması da, ayrı bir nottur.
öncelikle önyargı ve büyük bir kendini beğenmişlikle yaklaştığım filmdir. bu önyargının birinci sebebi tabii ki "the joker" dır. çünkü tim burton'ın joker'ı ile hayata gözlerini açmış biri olarak jack nicholson'ın "the joker" için, "the joker"in ise jack nicholson için yaratıldığını tez bellemiş, bunu "değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir madde" gibi özümsemişimdir*. kendi hayal dünyamda da jack abimiz olmazsa bunu ancak haluk bilginer oynar, ona da oynatmazlar diye düşünmüşümdür, neyse.
"the joker" in heath ledger olduğnu duyduğumda da "cık" demiştim. yani tamam "10 things i hate about you"daki "can't take my eyes off of you" performansı etkileyici, "the patriot" ile "i'm not there"de de iyi, tamam "brokeback mountain"de de çok iyi ama "the joker" farklı bişey diye düşünmüştüm. fragmanlardaki gülme sesi hoşuma gittiyse de daha fazlası olmaz demiştim. ve benden önce filmi izleyen arkadaşlarımın "the joker" i övmesi, öve öve bitirememesi bende öyle bir antipati uyandırmıştı ki bu muhteşem filmi sinemada izlemeyip, kişisel protestomla jack nicholson milliyetçiliği yapmıştım.
ancak bir gün izlemeyen bir arkadaşın baskısıyla hasbel kader filmi gördüm ve hayatımın en büyük göt oluşunu yaşadım. yaklaşık iki buçuk saat boyunca heath ledger beni satır satır, hece hece göt etti. dünyadaki tüm hayal güçlerinin ötesinde bir "the joker" i ete kemiğe büründürüp karşımıza getirdi. ilk yarım saat geride kaldığında kendime "ulan sen kimsin filmi protesto edip de izlemiyorsun?" diyerekten kendime sövdüm.
yürüyüşündeki aksaklık, sesindeki delilikle deha arasında gidip gelen tınılar, siyah iki boşluk hissi veren gözlerinin sanki karşısındakinin aklını okuyormuşçasına karşısındakinin yüzüne bakması, sürekli dudaklarını yalaması, saçlarını olağandışı/olağanüstü kullanması ve dillendirilemeyecek lakin izlerken yakalanabilecek onlarca detay da özenle yaratılmış "the joker" metni eklenince ortaya iyi/kötü ekseninin üstüne çıkmış bir "şey" ortaya çıkıyor. ve bu "şey" kesinlikle bir başyapıt.
şimdi kendime rahatlıkla söyleyebiliyorum ki "the dark knight" en iyi "batman" filmidir. "the joker"in adeta sırtladığı ve her kahramanın karakterini parmağında oynattığı bir baş yapıttır. hollywood sonu "batman, kahraman üstü bir şeydir" dese de "the joker", "batman"i sikertmiştir. çünkü the joker'in dediği gibi: "madness is like gravity. all it takes is a little push!"