şahsi fikrim imdb top 250 1.si olmayan filmdir. ancak hiç tartışılmaz v for vendetta ile birlikte en iyi çizgi roman uyarlaması ve "sadece bir çizgi roman uyarlaması canım" dan çok öte sağlam bir suç filmidir. ve puan olarak 8.7 yi haketmektedir. *
aslında herkesin zaten söylediği şeyi sözlüğe yazan yazarları sevmem; ama dayanamayacağım, heath ledger izlediğim -ki baya film izlediğimi ve bu konuda iddialı olduğumu temin ederim- en iyi kötü adam karakterini çizmiş.
filmde batmobil in parçalanması "acaba devam filmlerinde başka bir batmobil mi kullanılacak?" sorusunu aklıma düşürdü. çünkü bu filmdeki batmobil epey eleştiri almıştı. yok tanktan bozma, yok böcek gibi şeklinde. gerçi bruce wayne de para bok olduğundan yenisini alır sorun değil. fakat yenisini almışken eski serilerdeki gibi uzay mekiği görünümlü bir şey de alabilir. maksat mazeret hazır olsun.
batman begins'le karşılaştırılamayacak derecede vasat film. bir sürü soru işareti var seyircilerin anlayamadığı. ayrıca joker kişisini canlandıran heath leadger'ın jack nicholson ile karşılaştırılamayacağını düşünüyorum... ayrıca (bkz: jokerin götüyle çete kurması)
filmin sonunda harvey dent'in oldugunu dusunler cogunlukta ve son derece haklilar. aslinda bunun uzerine bir soru sormak lazim: harvey dent oldu fakat ya two - face?
çok güzel bir film olmasının yanında abartılmıştır. kurgusu güzeldir bir de heath ledger iyidir onun dışında bir batman fanı olarak şahsi fikrim gelmiş geçmiş en iyi filmdir falan demek hoş olmayabilir.
her izleyenin filmden çıkıp o gazla imdb'de 10 puanı yapıştırdığı film. ama aradan bir kaç gün geçince "ulan 10 luk bir film de değildi be" dediğimiz ve puanlarını düşürdüğümüz filmdir.
merak etmeyin 1-2 ay içinde puanı 8.5 olacak. tamam çok güzel bir film olabilir ama 1.liği hak eden bir film değildir.
saw 2 de polis katilimizi yakalar.ancak oğlununda oynun içinde olduğunu öğrendikten sonra katilden yerini öğrenmek için sorguya çeker.işte bu sahnenin bir benzeri;
--spoiler--
batman in joker i sorguya aldıgını sandığı sahnede geçiyor.(zaten tip olarakda saw la aynı) tabi o filmde* of eline sağlık bir de benden taraf vur dediğim halde bu filmde ise batman e kemal sunal dan gelsin
(bkz: vurmasana ulan eşşoğlueşek)
sevdim mi bu adamı peki cevap veriyorum hayır.joker in baloyu basıp güzel kızımıza yavşamasında her ne kadar batman in gelip kurtarcağı klişesini sürekli aklıma getirsemde gerim gerim boyumu uzattım.ee neden acıdım peki diğer oyuncular filmin başarısını kutlarken bu arkadaş. neyse film için diğer olumlu görüşüm ise fazla fantastik öğelere yer verilmemiş olması.(arabanın içinden motosiklet çıkması,gözün üzerine perde düşmesi dışında).diğer ucube,mutant filmlerinden ayıran güzel bir yön.
olumsuz bir yön yazmak gerekirse tek gözüme batan joker in swat kamyonuna neden roketle ateş etmediğidir.öndeki polis aracıyla uğraşacağı halde pek ala kamyonu ters döndürebilirdi.
keşke jokerin para kaydırağında kaydığı sahneyi tekrar tekrar izleme şansım olsa tabi kahkahasını telefon mesaj sesi ayarladıktan sonra.
batman'a çocukluğumdan beri ısınamadığım(çizgi filmini de paek zevmezdim). bu filminden önce de çekilen filmlerinden hiçbirini izlememiştim ancak bu filmi merak edip izleme kararı aldım açıkçası pişman da olmadım. filmin baştaki soygun sahnesi oldukça başarılıydı. onun dışında filmin ilk yarısında biraz sıkılsam (fazla klişe şeylerdi) özellikle ikinci yarıısı harikaya yakın bir filmdi. hele savcının rachel öldükten sonra psikopata bağlanması filme ayrı tad kattı.
heath ledgera ayrı bir parafraf açmak gerekiyor gerçekten mükemmel oynamış(kendisinin ilk kez filmini izledim) jokerin o piçliğini gerçekten mükemmel yansıtmış. hele o pis kahkahaları hayranlık duyarıcıydı. kendisini erken yaşta kaybetmek gerçekten üzücü.
bu filmi neden bu kadar çok beğendiğimi sorup üstelik ağa sen fight club manyağı değil miydin? nasıl sattın filmini bu filme ahaha yapan dostlarıma mensuben, bu film hakkında bir kaç söyleme gereği daha duydum...
aslında fight club'dan başlayayım, fight club'u bu kadar popüler eden elbetteki filmi idi, ancak fight club bir sinema eserine dönüşmeden önce bir edebiyat eseri idi, tıpkı yüzüklerin efendisi gibi. bu tip sinema yapıtların başarılı olmalarının en önemli etkeni ise daha öncesinde fanatiğini hazır bulup sinema salonlarına getiriyor olması idi. bu kitaplar doğrudan sinemaya aktarılsa, "sinema sanatı" herhangi bir değer taşımayacak olsa da, bazı şeylerin tekrarlanması olsa da sırf kitaplarının fanatikleri yüzünden başarılı yapıtlar arasına sokulacaktı...
edebiyat çok önemli ve büyük bir kaynaktı insanların hayalgücü için, bundan uzun zaman önce sinema gibi sanatlar ortada yok iken, televizyon gibi buluşlar yok iken tabiki insanların hayalgüçlerini doyurabilicek tek kaynaklar kitaplar oluyordu. modern hayata geçildikçe insanların fantastik dünyaya yönelmeleri fazlalaştı ve doğal olarak edebiyat yöndeğiştirmeler yaşamaya başladı ve sokak edebiyatı gelişmeye başladı. ucuz ama fantastik hikaye kitapları, çizgi romanların ilk ataları oldu, dikkatli bakıldığında ise çizgi roman kültürü ile sinema kültürü de aynı anda gelişmeye başladı. çizgi romanları ve sinemayı edebiyattan ayıran en önemli unsur, ayrıntıları okuyucunun hayalgücüne bırakması değil de, belli karelerle-sahnelerle kendilerinin aktarması görselleştirmesi idi. bu nedenle ben çizgi roman eserlerin, çizgi film yapıtlarını da sinema eserlerini de çok farklı inceleyebiliyorum... kendi bakış açıma değil de yazarın-çizerin-yönetmenin bakış açısına göre olaylara bakabiliyorum, belki biraz da tembelliğimden bir çok şeyi benim yerime yapmalarını isteyebiliyorum. dolayısıyla filmden çıktığımda eğer yönetmen görevini tam yapmamış ise aldığım haz ile ölçebiliyorum...
bu nedenle edebiyat eserlerinin sinemaya uyarlanmasından çok daha ciddi ve zor bir iştir çizgi romanların sinemaya uyarlanması. nitekim çılgınlar gibi fanı olan çizgi romanların birçoğunun sinema eserleri kara komediden başka birşey olmamıştır. örümcek adam serileri, son superman, tim burton'suz batman'ler... ancak christopher nolan iki filmdir bambaşka birşeyi başarabiliyor. tüm bu çizgi romanlar içerisinde en akla yatkın senaryoya sahip olan çizgi romanı, çok zengin olan, yaşadığı şehri kurtarma adına geceleri yarasa gibi ayakta kalıp, kara kıyafetlerle suçluları döven ancak bir türlü içindeki karanlık tarafı hüznü atamayan yarı psikopat bir adamın ve onun rakibi olan gerçek psikopatların yaşadığı fantastik bir sanayi şehrinde geçen, batman adlı çizgi romanı alıyor ve kahramanlık ile delilik arasındaki ince farkı, kahraman olabilmek için gerekli olan yokedebilme güdüsünün insanlarda açabileceği yaraları gözümüze sokan bir film haline getiriyor...
çoğu kişi sırf bu nedenden bu filmi beğenmiyor, kendileri alışmış suçlulara karşı taş gibi bir kalbi olan fakat sevdiklerine de aynı derece iyi kalpli bir super kahramanın herkesi döverek günü kurtarmasına. ancak bu filme öyle bir beklenti içinde gitmek yanlış. karşınızda çok büyük sorumlulukları olan bir kahraman var ve o sürekli yanlış tercih yapmaktan korkuyor, çünkü insanlara iyilik yapmak zordur. tabi karşısında ise yaptığı tercihlerin sonuçlarını asla düşünmeyen ve kimseyi umursamayan bir psikopat katil var, doğal olarak bu katil korkusuz ve bu nedenle rahatça batman'e karşı üstünlük sağlayabiliyor...
ve hatta ilk bu filmde bir super kahraman rakibini alt etmek için, ahlak dışı bir teknolojiye başvurmak zorunda kalabiliyor... tüm bunlar yaşadığımız dünyanın acı gerçekleri. bir şeyler yıkmak kolaydır ancak kurmak çok zordur, batman bu filmde kurmaktan vazgeçmeyi ve yıkmayı öğrendi açıkçası, ancak sürekli aksiyon macera ve iyi karakterin herkesin eline verdiği bir film izlemek isteyen insanları doyuramadı bu yüzden bu film...
batman bu filmde yıkmayı öğrendi, ancak gelecek filmde ne yazık ki heath ledger ve onun joker'i olamayacak... ah heath ledger, yaşıyor olsaydın şimdiden biz 3 sene sonrasını yani 2011'i, yeni batman'i beklemeye başlardık...
biri bana açıklasın diyecem ama imkanı yok. bu performans kolay kolay kelimelere dökülemez arkadaş. o kalemle yaptığı sihirbazlık, çaldığı paraları hiç bir nedeni olamdan benzinle yakması, duruşu, gülüşü, mimkleri herşeyi ile yardırmış resmen. filmin tek eksisi heath ledger'i son kez bizlere göstermiş olması.
En düşük sıcaklığın 26 derece olduğu güzide istanbul günlerinde benim iki kez sinemaya gitmemi sağlamış, son yılların en iyi filmi olarak kabul edilen lord of the rings ten bile başarılı bulduğum, kendi kişisel film listemin ön sıralarına giriş yapmış filmdir.
Hayatımın upuzun altı saatini vakfetmiş olduğum bir film olmasına karşın bu altı saatin bir dakikasında bile yaşamadım. Sizde gidin, izleyin, izletin efenim.***
Şimdi bu filme laf edenlere bir çift lafım var arkadaş.. tabiki godfatherdan ve diğer bilumum filmlerden daha iyi bir film değildir,ama daha kötü de bir film değildir..He tabi zevkler renkler tartışılır o başka onuda yaparız ama her defasında niye imdb de birinci nasıl oldu bilmemne filan e yetti da olsun bize ne? 1.olması godfather'ı ya da başka diğer filmleri kötü film yapmaz takılmayın buna kardeşceğizlerim..Filme gelince; Film halikuladedir,beklenenin çok üstündedir.. tim burton'un jokerini aratmıcak bir perfonmansla uğurluyor bizi heath abimiz.(gerçi karşılaştırmak baya bi saçmalık ötesi ama)neyse filme gelince hoparlörlerin yanında oturduğumdan kulağım eskiyi aratsada iki buçuk saatlik bir seyir zevki veriyor adama,joker ise harikaydı ilk defa böle bir psikopatı izlemekten zevk aldığımı söyleyebilirim,hayat dersleride cabasıydı mekanı cennet olsun süperdi valla hala etkisindeyim.. He filmle ilgili bir eleştiri var ise o da two-face'in bu kadar çabuk harcanması ve son yarım saatte olayların böyle birdenbire çok hızlı bir şekilde geçmesi canımızı sıkmadı değil.. ama olsun biz onu bölede kabul ettik ve sevdik.. helal olsun nolan'lar.. siz bizi mutlu ettiniz Allah'ta sizi sevindirsin gacılarım..
Ben yandım siz yanmayın,
gitmeyi düşünüyorsanız sakın gitmeyin,
maaşlı sinema eleştirmenlerinin eleştirilerine bakmayın,
berbat senaryo, berbat oyuncular, berbat görüntüler,
filmi izledikten sonda size kalan tek şey baş ağrısı.
un oynamasının yanı sıra harvey dent'le ve gary oldman'ın canladığı karakterin dent'in odasında yaptığı ilk diyalog sırasında dent'in hemen yanındaki dosya ya da video kasetlerin en üstündekinde kayseri spor yazısı da oldukça ilgimi çekmiştir.* delirmediğime inanıyorum , sen de delirmediğine inanıyorsan bana bu numaradan ulaş. *
oyle batman hayrani degilim ama kesinlikle imdb'deki 1 numarali yerini hakkeden bir film olmus. tek bir film icerisinde bir cok iyi film kombine edilmis gibi. mesela o acilis sahnesindeki soygun ve reservuar kopekleri. ayrica michael corleone ile batman arasindaki benzerlik. joker'in ise otomatik portakal filmindeki karakterlerden etkilendigi bilinen bir gercek. en guzel benzerlik ise two-face ile darth vader arasindaki benzerlik olmus. iki karakterde sevdikleri kizlari koruma ic gudusu ve bunu basaramama yuzunden dogru yoldan yanlis yola sapmislardir. anakin skywalker jedi'lerin son umuduyken ani bir duygusal patlama ve fiziksel deformasyonla birlikte karanlik darth vader'a donusmustur. harvey dent ise ayni sekilde beyaz sovalye'den psikopat katil two - face 'e donusmustur. aslinda gercekten butun iyi ozellikleri kendinde bulunduran insan bile bazi olaylar sonucunda kotu bir insana donusebilir *. sonuc olarak imdb'deki cogu filmi insana hatirlatan son derece saglam kurgulu bir film olan the dark knight gercekten ovguleri sonuna kadar hakkediyor.
çocukluğumdan beri süper kahramanlar arasında benim "en" süper kahramanımdır Batman... "Batman ve Robin" hariç tüm seriyi izledim. Ama ve fakat, en şukelası, şahanesi "Batman Başlıyor" ile birlikte bu filmdi. Artık Christopher Nolan farkı mı diyelim sadece, yoksa başka birşey mi; onu bilmiyorum. Bildiğim tek şey, hikayesi ile, görsel efektleriyle ve oyuncularının çok iyi performanslarıyla beni yaklaşık 2,5 saat boyunca soluksuz koltuğuma çivilemiştir bu film. oyuncuları tek tek inceleyecek olursak:
Christian Bale: Batman'i ve Bruce Wayne'i çok iyi taşıdı. Yüzü, fiziği, keza oyunculuğu... "Christian Bale olmasa kim olurdu" diye sorsalar, bu performanstan sonra kolay kolay cevap veremem herhalde. Oldukça iyiydi.
Maggie Gylenhaal: Seri filmlerde aynı karakterin bir başka oyuncu tarafından canlandırılmasına başından beri gıcık olan ben, Rachel Dawes rolünde yine Katie Holmes'u görmek isterdim. ilk filmde Maggie G. oynasaydı bu filmde de Maggie G.yi görmek isteyeceğim gibi...
Gary Oldman-Morgan Freeman: Ekstra birşey söylemeye gerek yok. Ustaların performansına dil uzatan çarpılır...
Heath Ledger: Yukarıda da söylediğim gibi, bütün oyuncular iyiydi. Ama bu film için bu adama ayrıca parantez açmazsak ayıp olur. O nasıl bir Joker performansıydı öyle?!! Evet, jack Nicholson bu karakterin babasıydı, muhteşem canlandırmıştı ama peki bu adam neydi öyle söyler misiniz? Ben hala tanımlayamıyorum. Filmden çıktığımda istem dışı (filmde joker'in yaptığı gibi) kendi kendime küçük dil hareketleriyle yalanıyordum. Hafif kambur duruş, psikopatın psikopatı bir tavır, eda, jestler...vs... Saygılar, selamlar bizden abi.
çok kıvrandım, sonunda muvaffak oldum. 4 gün önceden aldık bileti kuzenlerle, ankamall imax'te izledim. Aslında çok daha önce bir entry girecektim filmde dair ama cenaze haberi geldi arkadaşımın. intahar etti dediler. O an aklıma heath ledger geldi. neyse konudan sapmadan girizgah yapmak gerekirse:
öncelikle 15.00 seansına girdik. Lakin filmden önce aksaklıklar oldu, fragmanları izleyemedik. halbuki terminator: salvation'ın teaser'ını izleyecek olmak yerimde duramama sebebiyet veriyordu, olmadı. Şerefsizler. her neyse filme gelirsek, az çok entel-dantel film izleyen biriyim, hasbihalim var yani. ama senaryo çok spesifik geldi. Belki klasik superhero filmi beklentisinde olduğumdandır, nolan bu tabuyu yıkmış. özellikle joker karakterini müthiş yansıtmış. sürekli bir insanları içlerindeki kötülüklerden, aslında kendisinin cani değil herkesin cani olduğunu fakat onun sadece bunu dışarı yansıttığından bahsetmiş. bu yönüyle charles manson'un şu sözünü aklıma getirdi. "bana tepeden baktığınızda bir zavallıyı, aşağıdan baktığınızda tanrınızı, karşıdan baktığınızda kendinizi görürsünüz", bu aforizma müthiş tamamlıyor joker karakterini. şuna da değinmeden geçemeyeceğim eğer heath ledger merhum olmasaydı, acaba "şöyle aşmış oyunculukta vücut dilinde böyle yardırmış" diye yorumlar mı yapılırdı yoksa "film boyunca kedi gibi yalandı lan oğlan" diye mi yaklaşırlardı izleyenler, muamma tabii. Film tam bir aksiyon filmi, görsel şölen. Bilgisayar efektleri falan böyle bir aksiyon filmine oranla fazla değil. Ama kısaca yine de imdb'de birinci olacak bir film değil elbette. Ben film gösterime girmeden 10 vermiştim, şimdi olsa 7 veririm herhalde. Böyle de dönek bir insanım bilinsin istedim.
jack nicholson abimiz çıkıp bu joker süper diyerek büyüklüğünü göstermelidir. heath ledger fiziksel olarak çok yorucu diye nitelendirdiği bu karakteri mükemmel canlandırmıştır.
bu kadro mutlaka izlenmelidir.
Oyunculukların gerçekten filmin en önemli kozlarından biri olduğu, izleyene en antipatik gelebilecek oyuncu maggie gylenhaal'ın bile hiç olmazsa ilk filmdeki katie holmes'ten on kat iyi olduğu film.
Dikkatimi çeken başka birşeyse, üçleme olarak karar verilen yapımların hep ikinci filminin karanlık olduğu geleneğinin bu filmde de devam etmesi. Ama bu filmden birşey eksiltmiş mi? Hayır, çok şey katmış.
Son söyleyebileceğim şey, heath ledger mükemmeldi aynı film gibi, bu sene oscarı almazsa haksızlık olur*, devamında joker olursa johnny depp'ten aşağısı kurtarmaz derim ben.
