ben bu filmi büyük beklentilerle izledim. güzeldi, beğendim de. konu, karakter tiplemeleri iyiydi.
ama filmin bu kadar efsane olması, böyle eski bir film hakkında hala bloglarda, forumlarda yazılar yazılmasını aklım almıyor.
cok saglam film, cok. bu kadar gec izledigim icin kendime kizginim biraz. ya da izledim de hatirlamiyorum, herneyse.
oyle akilda kalici bir aksiyon sahnesi yok ancak filmin kurgusu, muzikleri, sinematografisi kisacasi havasi muhtesem. izlemeye basladiginiz andan itibaren yerinizden kalkamiyorsunuz.
--spoiler--
People once believed that when someone dies, a crow carries their soul to the land of the dead. But sometimes, something so bad happens that a terrible sadness is carried with it and the soul can't rest. Then sometimes, just sometimes, the crow can bring that soul back to put the wrong things right.
--spoiler--
bu arada sarah'a asik olan bir tek ben degilimdir herhalde ? o kadar tatli ki.
Tam bir kült film. Gothic tarzda mükemmel işleniyor film. Ama filmi asıl efsaneleştiren sanırım filmin tamamında bir ölüyü canlandıran başrol oyuncusu Brandon Lee'nin filmin çekimlerinin bitmesine 8 gün kala kaza kurşunuyla çekimlerde ölmesi. izleyin ve izlettirin bir şey kaybetmezsiniz.
bugun brandon lee'nin oynadigi filmi izledim. o gotik ortam, yeralti edebiyatini andiran atmosfer cok buyuleyiciydi. lee'nin gercekten olmesi onu zihnimde efsanelestirdi haliyle. harika bir film..
dipnot: bu tarz 90'lar, gotik, yeralti temali film onerilerinizi bekliyorum ..
Filmde mantıksal açıdan saçma gelen kısımlar hissetsenizde büyüsüne kapılır, hiç aydınlıkta çekilmemiş sahnelerde bunalımı ve aynı zamanda solgun düşleri yaşarsınız.
insanı alıp götüren bir şarkı gibidir the crow..
Film bitince şarkının son melodilerini duyar, derinden yaşadığınız sarsılmaları ve üzerinize sinen karanlık havayı bir süre atamazsınız.
4 filmden olusan bi seri. Ancak hicbiri ilki kadar sahane degil. Hatta sadece ilk film guzel diyebilirim. Kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden. intikamin o kadar guzel islendigi bir film daha izlemedim ben. Ayrica basrol oyuncusunun cekimler sirasinda olmesi de filmi baya ilgi cekici kiliyor. Sahsim once bu olum olayini duyup meraktan izlemistir bu filmleri. iyi ki de izlemisim diyorum baya da tavsiye ederim ilk filmini tabi ki.
"seni tanıyorum. seni tanıdığımı biliyordum. seni tanıdığımı biliyordum. ama sen, sen değilsin. sen, sen değilsin. seni pencereden attık. geriye dönüşü yoktur! burası gerçekten gerçek dünya geriye dönüş yoktur!!! seni öldürdük! geriye dönüş yoktur!!! geriye dönüş yoktur! geriye dönüş yoktur!"
"utançla durdu şeytan, ve iyiliğin ne kadar kötü olduğunu hissetti.. "
repliklerinin geçtiği sahenedeki müzik insanı derinden etkilemektedir.
hayatımın filmi, öylesine değil cidden öyle. filme ayrı bradon' a ayrı aşığım. 93 yılı teknolojisine göre çekimler iyi, bi de şimdiki teknolojiyle içince brandon lee ile birlikte çekilebilseydi ne fena güzel olurdu. adama mezar ettiler ya filmi la, ne desem bilemedim. ağlıyorum...
Allahını seven bana giriş müziğini bulsun. Hani şu kızıneger sevdigimiz kişiler bizden çalınmışsa, onları uzun yaşatmanın yolu, onlar asla sevmekten vazgeçmemektir dediği anda çalan müzik.
çizgi romanlarıyla ünlenmiş, daha sonra alex proyas' ın yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmış gotik başyapıtı kült filmler serisi bu günlerde yeniden çekileceği söylentileri' de ortalarda dolaşıyor.
eğer brandon lee çekimleri sırası ölmese bu kadar iyi film olur muydu diye düşünmeden edemiyorum. çekimleri falan dandik gibi gelse de hüzünle seyrettiğim bir film.