Japonya' nın Taiji kentinde ki gizli bir koyda yapılan yunus katliamını gözler önüne seren belgesel.
Japonlar bu yapılanı inkar ettiklerinden dolayı gizli kameralar kullanılarak bu katliam belgelenmiştir.
işin tuhafı belgeseli sunan kişi Joe Chisholm; flipper adlı dizide oynayan yunusun eğitmeni olan kişidir. Yıllar sonra yunusların esaret ve gösteri dünyasına girmesinden rahatsızlık duyarak yunus haklarını savunmaya başlamıştır.
Açıklanan 2009 National Board of Review Awars da ise en iyi belgesel dalında ödüle layık görülmüştür.
insanın kanını donduran belgesel. insana en yakın canlı olarak gördüğüm canlıların bu şekilde katledilmesi çok ağırıma gitti sözlük. götü yere yakından korkacan arkadaş, amk çekik gözlüleri.
"Survivor'a yunus şovu tepkisi" başlığıyla yayınlanan haberde adını görüp izlediğim; 2010 yılında, en iyi belgesel film dalında Oscar ödülü kazananmış belgesel. sıkıcı ve didaktik bir anlatımdan ziyade, aksiyon filmlerine yakışacak kadar heyecanlı bir belgesel üstelik.
--spoiler--
the cove/Koy, Japonya'da her yıl binlerce yunusun avlandığı Taiji adasının kanlı bir katliam ortamına dönüştüğü sırada, gönüllülerden oluşan bir grupla, yunus yakalayıcılarının ipliğini pazara çıkarıyor. gönüllüler arasında, Yunus yakalamakla ilgili tüm teknikleri geliştiren, dünyanın ilk gösteri yunusu yetiştiricisi Ric O'Barry de var. filmden öğrendiğimize göre Ric O'Barry, kendi yaptığı ilk kötülüğü unutamamış bir yunus hakları aktivisti. Flipper dizisi için yakaladığı yunuslardan birinin (Suzy) nefesini tutarak kollarında can vermesi üzerine binlerce gözaltı, yüzlerce tutuklama ve sınırdışı edilme gibi engellere rağmen hayatını bu işe adamış.
--spoiler--
Türkiye'deki yunus parklarında bulunan hayvanlar da Taiji'den satın alınıyormuş. Yunus parklarında bizi eğlendiren her yunus için binlercesinin acımadan öldürüldüğünü bilmek beni insanllığımdan utandırdı açıkçası. ayrıca yine film sayesinde edindiğim bilgiye göre; Eğlence parklarındaki yunuslar, stres altında ve bu yüzden ülser oldukları için sürekli ilaç takviyeleriyle canlı tutulmaya çalışılıyor. Yaşayacak kadar şanslı olmayanlar ise balina eti olarak paketlenerek insanlara satılıyor. Yunus eti yüksek miktarda civa içerdiği için bunu yiyen insanlar da zehirleniyor.
sadece seyirci olmamak adına, ve Bir "dünya canlısı" olmanın verdiği sorumlulukla hareketi desteklemeliyiz diye düşünüyorum. ayrıca; rahatınızı bozmadan şuradaki kampanyalara imza atabilir, şuraya da bir kaç bira fiyatına 5 fidan ya da gönlünüzden ne koparsa bağışlayabilirsiniz. hadi bakayım canımsınız, damarımda kanımsınız kaybolun.
kesinlikle izlenmesini şiddetle tavsiye ettiğim belgeseldir. götü boklu nihat doğan'la taner'i bir geceliğine izlemezseniz çok bir şey kaybetmiş olmazsınız. bu belgeselde gösterildiği gibi gayet dost canlısı yunusların soyları tükenme pahasına nasıl katledildiğine, japon hükumetinin dünya kamuouyundan destek almak için ne tür oyunlar çevirdiği ve yenmesi insan sağlına önemli ölçüde zarar verdiği halde nasıl insanlara yedirildiği tüm çıplaklığıyla resmedilmiştir.
henüz izlediğim ve beni dehşete düşüren görüntülere sahip belgesel. katliamı ilk gördüğümde japon halkından nefret etmem için bir çok sebebim olduğunu düşündüm, fakat hemen ardından tokyo'da yaşayan japon vatandaşlarla yapılan röportajda bir şeyden haberdar olmadıklarını anlayınca,önyargılı düşündüğümü farkettim. hülasa,izlenmesi gereken bir belgesel, vahşetin boyutu tahmin edilmeyecek derecede. bu konuyla yakından ilgilenmek ya da buna dur demek isteyenler için;
şuan izledikten 1 dakika bile geçmemiş haldeyken tüylerim diken diken halde yazıyorum.
aslında bildiğimiz bir gerçeği anlatıyor oscarlı belgesel insanın doğaya kendisine ve kendisinden başka olan her şeye nasıl zarar verdiğini kendi menfaatleri için.
yunusların ne kadar farklı, özel ve zeki bir canlı olduklarına bu belgesel sayesinde farkına vardım.
belgeselde taiji'de yapılan yunus katliamlarını ortaya çıkarmaya and içmiş bir grup eylemcilerin eylemleri ve en sonunda nihai amaçlarına ulaşmaları anlatılıyor. belgeselde yunusların eşsiz doğaları hakkında bilgi veriliyor.
insanların yaptığı o kadar kötülüğe rağmen yunuslar hala bize karşı önyargısız hala bizden korkmuyorlar bazı şeylerin farkında olsalarda. önyargısız ve farkında gibi kavramları yunus balıkları için kullandım evet yanlış yok belgeseli izledikten sonra ne kadar zeki canlılar olduklarını daha iyi anlayacaksınız.
not: belirtmeden geçemeyeceğim önceki entryleri şöyle bir okudumda basbaya japon halkına karşı bir nefret tutumu görüyorum neden bunu japonlara karşı yapıp kendimizi işin içinden hemen sıyırma ihtiyacı duyuyoruz ?
bir halk olarak türkler ne zamandan beri hayvanlara karşı çok sevecen veya 150 bin dolar karşılığında bir yunusu esaretle tanıştırmaz bilemiyorum.**
amacım türkler kötü yunuslar iyi falanda değil bu tür konular ırklar ötesinde kalıyor para hırsı çevreye zarar tüm ırktan insanlar tarafından yapılıyor eğer nefret edilecek bir şey varsa o insanlığın kötü yanları olabilir.
dünyanın neresine giderseniz gidin insanlıktan nasibini almamış olanlarla karşılaşabileceğinizi gösteren belgesel. ve yine dünyanın birçok yerinde büyük gizlilik içerisinde yapılıyor vahşetler, kıyımlar. sadece birey ve toplum olarak yaftalama yapılamaz ama devlet kurumları (işi kitabına uydurarak) suç işlemek konusunda ilk sırada yer almaya devam ediyorlar.
Yunusların insana olan yakınlığını bile bu insanoğlunun nasıl da suistimal ettiğini göreceğiniz genelinde nefret duyup göz yaşı dökeceğiniz bir belgesel. Onca davaya rağmen hala somut bir adım atılamamış olması ise gelişmiş ülkelerde ki adalet sistemi, güçlü devletlerin anlamsız işlerde ortaya çıkıp yaptıkları baskı politikasını dünya ve canlılar için yapmamalarının ardında ki nedenleri bir kez daha düşünmenize neden oluyor.
