ilk başta yazıyorum. 2002 versiyonunun eline su dökemez.
spoiler vermeden özetlemeye çalışsam da, yine de bundan sonrasını izleyecekseniz okumayın.
filmin görselleri orta iyi. "eh işte" tadında. müzikler ile birleştiğinde güzel bir senkron olmuş. oyunculuk anlamında pek bir şey yok. belki mercedesin oyunculuğu iyi diyebilirim.
konu zaten bilindiği için, yönetmen bazı yerleri çok hızlı geçmiş. bilinen hikayenin dışında kalan yerlere odaklanmış. ama burada atladığı çok önemli bir nokta var ki, odaklandığı noktalar tamamen oyunculuğa giriyor. yani bir filmi konusu, oyunculuğu ver görselleri olarak ayırırsak, buradaki asıl tema da film sınıfta kalıyor.
izlenir mi? sorusuna gelirsek; daha önceki versiyonu çok sevmiş birisi olarak, merak ediyorsanız ve boş vaktiniz varsa izlenebilir ama asla 2002 tadını alamazsınız. eğer 2002 versiyonunu izlemediyseniz, bütün zamanınızı ona ayırın.
" Her hususta mükemmelsiniz Valentina ve sizde kimsenin sahip olamayacağı bir şey, kokunun çiçeğe, lezzetin meyveye yakışması gibi, kadını güzel kılan o tanımlanamaz çekicilik var. Çünkü, bir çiçek için güzel olmak, bir meyve için tatlı olmak her şey anlamına gelmez. "
alexandre dumas'ın muhteşem intikam kitabı. hınç, kin, nefret, başarı, öç gibi duyguları konu ederken, yer yer gerim gerim geriyor.
''Yalnız en büyük ümitsizliği tadan bir kimsenin en büyük saadeti hissetmeye gücü yeter. Yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlayabilmek için, ölümü istemiş olmak lazımdır.''
filmi vasat olup kitabı mükemmel olan romandır. filmi o kadar hollywood kokuyor ki film sonunda erkek kişisi kadını affediyordu kitapta tam tersiydi. karakterin zindan da geçirdiği zaman yaşadıklarını okuyunca adeta o ortamı hissediyorsunuz.
kitabını okuduktan sonra bir de filmini izleyeyim üstüne iyi gider diye düşündüm ama keşke izlemeseydim, zihnimde oynayan kitap yansıması çok daha güzeldi.
elbette 800 sayfalık kitaptaki inceliğin, her ayrıntının 2 buçuk saatlik filme sığdırılması imkansızdı ama film ile kitabın alakası yok.
hele de düello sırasında gelen mercedes'in; dur yapmağğ o senin oğlun demesi senaristin brezilya dizilerinin etkisinde kalan türk olduğuna falan işaret kesin. kitaptaki edmond'un zeki akıllı kültürlü bilgili oluşuna karşın filmdekinin tam gösteriş budalası bir keko olması benim edmond'a olan tüm hayranlığımı yerle bir etti ya.
kusmak istiyorum filmin üstüne.
Okumak için o kadar heves ettim ve şimdi her sayfasında o kadar intikam hissiyle dolup taşıyorum ki.
Alexandre hayatım napmışsın sen ya? bak benim yükselenim akrep feci gaza geliyorum.
tyt ayt yds dgs ales bilmem ne gibi sınavlara hazırlanırken izlenmesi gerekir. Dante'nin azmi ile okuma yazmadan başlayıp bilgiden boğulacak bir adama dönüşmesini izleyeceksiniz.(/okuyacaksınız*)
Kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında. Ben ithaki(?)den 1000 sayfalık baskısını okudum. Hani uzatmış da uzatmış diyeceksiniz ama yok arkadaş, her sayfada başka olay. Ayrıca herkesin kendine göre bir şeyler bulabileceği bir eser. Ne ararsanız var. Dram, aşk, polisiye, savaş, aksiyon, gerilim, felsefe... Ayrıca klasiklerden konu açılınca Dumas'ın ismini göğsümü gere gere söylememin müsebbisidir bu eser. Kelime dağarcığınızı arşa çıkarmak da fonksiyonları arasındadır.
Alexandre Dumas'ın dünya edebiyata kazandırdığı kitaplardan biri. Bazı kitaplar vardır, okudundan sonra, bir kez daha okuyup aynı duyguları yaşayabilmek için hafızanızın silinmesini istersiniz. Bu kitap da benim için bunlardan biri. intikam duygusu ile hayatta kalmayı başaran bir adamın hikayesinin anlatıldığı The Count of Monte Cristo'nun aynı derece berbat ve kitap ile alakası olmayan 2002 yapımı bir filmi de mevcuttur.