Monte Kristo Kontu, Alexandre Dumas'nın romanı. Yazarın başyapıtlarından biri olduğu kabul edilir. Dumas'nın 1844 yılında yazımını bitirmesinden sonraki 2 yılda, 18 bölümlü bir seri olarak yayınlanmıştır.
Romanda yer alan olaylar Fransa, italya ve bazı Akdeniz adalarında geçer. O dönemde Avrupa'daki Türk algılayışı hakkında bazı küçük ipuçları da romanda yer almaktadır. Bir zamanlar Osmanlı imparatorluğu'nu epey meşgul etmiş Tepedelenli Ali Paşa'nın romanda adının sık sık geçmesi, Türk okuyucuları açısından ilginç noktalardan birisidir.
Aynı zamanda filme de uyarlanmıştır. **
bu kitabın içimde özel bir yeri vardır, kitabı okuduğumda henüz küçücüktüm orta okul 3'e gidiyordum.
cildi çok kalın görünmesine rağmen ( ortalama 1000-1500 sayfa olması lazım )
elime aldığım andan itibaren bir solukta nefes almaksızın okuduğum sürükleyici müthiş bir klasikti benim için.
romanın kurgusu ve baş karakteri edmond dantes'ın başından geçenler ve buna karşılık korkunç bir şekilde intikam alma arzusu, ona yapılanları yanına bırakmayarak hıncını alma isteği, beni kitabı etkisi altına alıp baş tacı etmeye yetmişti.
o çağlarda okuduğum en akıcı, en etkili, büyüleyici iz bırakan kitaptı kuşkusuz.
bolca sabır ve inanç, intikam, sadakat, azıcık aşk adına izlenebilecek orta halli bir film. insan adına bakınca sanki salon insanları, soylulukla ilgili mevzular var sanıyor. ama bildiğin türk filmi bu.
filmin son sahnelerinde alber ve monte kristo kontu kılıçları çekmişken annenin araya girip alber'in babasının monte kristo kontu olduğunu söylemesi yeşilçam filmlerine benzer cinsten... ama sabrın (hapisanede yıllarca kazılan tünel) önemini vurgulaması açısından güzel sahnelere sahiptir. monte kristo kontunun en yakın arkadaşıyla onun öldüğünü sanarak evlenen eski sevgilisinin konta söz verdiği üzere çıkarmadığı parmağındaki bez parçası gerçek sadakat ve bağlılık nedir? ruhta ve akılda mıdır yoksa bedende mi? diye sorgulatıyor.
aynı zamanda vakti zamanında trt'de yayınlanmış -romanı baz almakla birlikte epeyce serbest yorumlayan ve bol aksiyonlu- süper bir çizgi film. birileri arşivden çıkarıp tekrar yayınlasa da izlesek...
kitapta ki son ile filmlerinde ki sonun alakasız olması, kitabın süper filmlerin iğrenç olması dışında yine de romanı okumaya üşenen zevatlara filminin tavsiye edileceği şeydir.
şey yerine bir kelime bulamadım.
- abbe faria: ben abbe faria, şato dif' te 11 yıldır kalıyorum. son 5 yılımı bu tüneli kazarak geçirdim
- edmund dantes: bu duvarda 72519 taş var, onları defalarca saydım, defalarca saydım.
- abbe faria: * onlara isim verdin mi?
felak bir repliktir. dolar gözleri adamın.
kitap her zaman sinema gibi olmamıştır olmayacaktır. tıpkı (bkz: papillion) gibi. ilk önce kitap okunur sonra film çerezlik niyetine izlenir ama arşivliktir.