the conqueror worm

entry2 galeri0 video1
    1.
  1. edgar allan poe'nun ligeia isimli kısa hikayesinde geçen muhteşem şiir. 1843'de yazılmış. aslen ölümü anlatır. ölümü bir panayır ortamına döndürür. benim için unutulmaz bir şiir, şah eser. Şiir aynen şöyle:
    Lo! 'tis a gala night
    Within the lonesome latter years!
    An angel throng, bewinged, bedight
    In veils, and drowned in tears,
    Sit in a theatre, to see
    A play of hopes and fears,
    While the orchestra breathes fitfully
    The music of the spheres.
    Mimes, in the form of God on high,
    Mutter and mumble low,
    And hither and thither fly-
    Mere puppets they, who come and go
    At bidding of vast formless things
    That shift the scenery to and fro,
    Flapping from out their Condor wings
    Invisible Woe!

    That motley drama- oh, be sure
    It shall not be forgot!
    With its Phantom chased for evermore,
    By a crowd that seize it not,
    Through a circle that ever returneth in
    To the self-same spot,
    And much of Madness, and more of Sin,
    And Horror the soul of the plot.

    But see, amid the mimic rout
    A crawling shape intrude!
    A blood-red thing that writhes from out
    The scenic solitude!
    It writhes!- it writhes!- with mortal pangs
    The mimes become its food,
    And seraphs sob at vermin fangs
    In human gore imbued.

    Out- out are the lights- out all!
    And, over each quivering form,
    The curtain, a funeral pall,
    Comes down with the rush of a storm,
    While the angels, all pallid and wan,
    Uprising, unveiling, affirm
    That the play is the tragedy, "Man,"
    And its hero the Conqueror Worm.
    1 ...
  2. 2.
  3. dost körpe çevirisi** ile türkçesi fonda da handel-sarabande

    &feature=share

    işte! bu bir gala gecesi
    yalnız geçen bu son yıllardaki!
    peçelerle donanmış, gözyaşlarına boğulmuş
    bir kanatlı melekler topluluğu
    bir tiyatroda oturmuş, izlemek için
    umutlar ve korkular üstüne kurulu bir oyunu,
    ve ara ara çalıyor orkestra
    müziğin gezegenlerin

    yüce tanrı'nın kılığındaki mimler,
    mırıldanıp fısıldıyor alçak sesle,
    ve sağa sola uçuşuyor-
    kukladan başka bir şey değiller, gelip giden,
    sahneyi değiştirip duran
    engin şekilsiz şeylerin emriyle,
    kondor kanatlarını çırparken
    görünmez kederler yayan!

    o rengarenk drama! -ah, kesinlikle
    unutulmayacak!
    hayaleti kovalanacak
    onu tutamayan bir kalabalık tarafından,
    hep aynı noktaya dönen
    bir çember boyu,
    konunun özüyse
    çılgınlık, günah ve korku.

    ama bakın, taklitçiler güruhunun arasına,
    sürünen bir şekil giriyor davetsizce!
    sahnedeki tenhalıktan
    kıvranarak çıkan kan kırmızısı bir yaratık!
    kıvranıyor! kıvranıyor!-ölümcül sancıları
    mimler ona yem oluyor,
    ve melekler sivri haşarat dişlerinin
    insan kanına bulandığını görünce, hıçkırıyor.

    sönüyor- sönüyor ışıklar- hepsi sönüyor!
    ve her titreşen formun üstüne
    perde denen tabut örtüsü,
    bir fırtınanın hızıyla iniyor,
    ve beti benzi atmış melekler,
    ayağa kalkıp peçelerini atıyor ve doğruluyor
    bu tragedyanın adı ''insan'',
    kahramanıysa fatih solucan.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük