film arşivimin efsaneler bölümüne girmiş film. nasıl olurda yavanlıkla derinliğin bu denli birleştiği bir film çekilebilir soruları ilk andan itibaren aklınızda beliriyor. morgan freeman jack nicholson ikilisi tek başına alıp götürüyor filmi. ne isterseniz var filmde. izleyin izlettirin.
Estetik guzeli super seksi vucutlar olmadan da, ne kadar harika bir film yapilabilecegini bize gostermis ve izleyen bunyeleri cok derinden etkileyebilmis bir basucu filmi olmustur. Orson welles amcanin sarkisinda da dedigi gibi * yaslanmadan, yasliligin nasil birsey oldugunu anlamamiz imkansiz oldugu icin, kesinlikle belli zaman araliklari ile yeniden ve yeniden izlenmesi gereken filmdir. *
holivud denen sektörden nefret etmeme ve filmde de açık aramama rağmen neredeyse bulamadığım, enfes film! apple reklamları yine yedirilmiş.
bir de şunu düşündürüyor sürekli; jack nicholson hiç ölmesin. hakikaten ölmesin ama, dondursunlar falan. morgan amcadan -karakterinin de katkısıyla- rol çaldığını da gözden kaçırmadık.
ailecek de izlenebilecek, temiz, derdini çok güzel anlatan, izleyiciyi yormayan ama yüzeysel de olmayan harikulade bir film.
listedeki maddelerden biri olan "ağlayana kadar gülme" işini iki ihtiyar delikanlıyla beraber izleyicisine de yaptıran film. sevgiliyle veya ne bileyim etkilenmek istenen bir flört kişisiyle gidilmemesi gerekiyor bucket list'e...
en sağlam dost ile gidilmeli, "ulan dayanamayıp koyvericem kendimi rezil olucaz" iç sesini duymadan rahatça içlene içlene izlenmeli, çıkışta da arkadaşa gel iki tek atalım ben ısmarlıyacam denmelidir.
ayrıca "dünyanın en güzel kızını öpme" olayı da en ruhsuz insanı bile etkileyecek türdendi, bahsetmeden edemezdim.
"we are both in the same boat"* modunda ölümün kıyılarında gezen iki bey amcanın, zamanında buzdolabının en arka köşelerine atmak suretiyle dondurdukları hayallerini -en azından bir kısmını- gerçekleştirme maceralarını anlatan bir film...
'ellerimin yağlı olmasını sevmesem de şu nalet popcorn da iyi gidiyor ,aa çok susadım, kolamdan bi fırt çekiimm bi saniye' tadında bir eğlencelik,zaman geçirmeççilik vesaire.
morgan freeman ne kadar * sade ise, jack nicholsonda o kadar abartılı bir oyunculuk sergiler,diğer filmlerinin bir çoğunda olduğu gibi,ancak ikisi de sırıtmaz , sırıtmak ne kelime döktürür...
bu filmin bence en güzel tarafı şudur: sahip olduklarının manasına her zaman vakıf olamayan dimağlara ,kısa süreli de olsa suni değerbilirlilik,bazen hırs ve bazen mutluluk pompalamasıdır...gri gri takılanlara tavsiye ederim.gidin.en az bikaç gün idare eder sizi.sonra yine kafayı takacak şeyler bulursunuz canım..merak etmeyin..neyse yani demem o.
--aman da aman..nasıl bir senaryo, nasıl enfes oyunculuklar, müzikler de harkulade,çok duygulandım... bayıldım.bayıldım.bayıldım...hayatı ertelemeyin ve bu filmi mutlaka izleyin....******
film hoştur izlenesidir ama filmden öğrendiğim bir bilgi: cope luvac denen dünyanın en pahalı kahvesi aslında onu yiyen hayvan tarafından çıkarılan dışkıdır. yani kedi bokudur bu kadar pahalı olan,tıpkı balina kusmuğunun parfüm yapımında kullanılması gibi ve o kusmuğunda gerçekten pahalı olması şaşırtıcıdır. e insanlarda bunları sürekli yapıyor ama değeri 5 para etmiyor diye düşünülesi ve kahkahalarla gülünesidir.
ilk yarısından itibaren ara ara göz yaşlarına boğulduğum, ama aynı zamanda katıla katıla gülmeme de sebep olan *, son zamanlarda izlediğim en güzel film.
salondan koca bir tebessümle ayrılmamı sağlamış başarılı bir rob reiner filmi. when harry met sally filmindeki başarılı rejisinden hareketle, tabi birde içerisinde jack nicholson ve morgan freeman gibi oyuncuları barındırdığı gerekçesiyle koşa koşa gittim bu filme. zaten filmin en büyük artısı iki büyük oyuncudan kaynaklanıyor. senaryo hakkında bir şeyler söylemek gerekirse; evet vasat. bu rahatlıkla kabul edilebilir bir şey. hikayenin hiçbir orjinal tarafı yok, lakin tek farkı metnin iyi bir şekilde yorumlanmış olması. doğal, sade ve bir o kadar da eğlenceli oyunculukla vücut bulan bu vasat senaryonun çok göze battığı söylenemez. filmin başarısına gelecek olursak, bence en büyük başarısı izleyenlerin aklının kıyısından köşesinden henüz hayattayken bir liste düzenlemenin hiçte fena olmayacağı düşüncesini geçirmesi. bende düşünmedim değil. bundan sonra söyleceklerim fena halde spoiler barındırmaktadır, bilginize sunulur.
--spoiler--
ben jack nicholson'ın o aksi ama bir o kadar da eğlenceli ihtiyar hallerini çok sevdim. bana göre filmin belki de en etkiliyici yerlerinden biri listede bir yerlerde yer alan "dünyanın en güzel kızını öp" eyleminin çok güzel hayat bulmasıydı. hiç akla gelmedik bir şekilde torununu gören çılgın ihtiyarın o hali çok hoşuma gitti. bu sahneyi izlerken sıcak görmüş kedi gibi mayıştığımı itiraf ediyorum evet. finalinde göz pınarlarım da hafif harekete geçmedi değil. hüzünlendirsede izleyenlerini mutlu bir şekilde göndermeyi başarmış bir film.
--spoiler--
eğer ki sağlam oyunculuklar izlemek istiyorum diyorsanız kaçırılmaması gereken iyi bir film.
filmin en önemli mesajlarından birisi morgan amca'nın canlardığı carter'ın en fazla 1 yıllık ömrünün kaldığını öğrendikten sonraki bir repliğinde geçiyor * :
"bir araştırma yapılmış ve insanlara öleceği zamanı bilmek isteyip istemediği sorulmuş, ve %96'sı bilmek istemediğini söylemiş, ben %4'lük kesimdeydim. artık değilim"
--spoiler--
iki ihtiyar... biri kanser teşhisiyle yattıkları hastanenin sahibi, diğeri kendi halinde bir araba tamircisi. ikisi de hayatlarının sonuna yaklaşmış ve ikisinin de yapmak isteyip de yapamadığı bir liste dolusu şey var. tahtalıköy listesini de işte bu şekilde oluşturuyorlar.
-parasütle atla
-bir insana karşılıksız bir iyilik yap
-o hayran olduğun arabayı kullan
-dünyanın en güzel kızını öp
.
.
.
--spoiler--
son zamanların gösterime girmiş en harika filmlerinden. diyalogları ve üzücü finali ile insanın hayatını ve yarın ne olacağını sorgulatan bir film... mutlaka izleyin, izletin.
iki muhteşem oyuncunun, harika diyaloglarla ve harika maceralarıyla süslenmiş yıldızlı pekiyi filmi.
öyle bir listeyi kim istemez ki !
tekrar izlenmesi gereken filmlerden.
(#2695711) kanserden kurtulmak istemelerini değil, ölümün geldiğini anlayıp hayatlarında yapmak isteyipte yapamadıkları şeyleri bir liste haline getirip, teker teker yapmalarını anltıyor film. tavsiye edilir, izlenebilitesi* yüksek bir film.
jack nicholson ve morgan freeman'in yeni filmi. kanserden kurtulmak isteyen iki ihtiyarin basindan gecenleri anlatan film. fragman'i izledim ve su anda yerimde duramiyorum. acilen izlemem lazim bu filmi.