çok çok güzel bir film. adrien brody her zamanki gibi muhteşem oyunculuğuyla göz dolduruyor.
--spoiler--
kafasına silah dayamış adam graffitili sahne ve boyandığı kapının "bam" efektiyle açılması gibi bir sürü hoş ufak detay barındırıyor.
--spoiler--
asıl tatlığı geri planda olan olaylarda saklı olan, çok hoş sade ve sürprizlerle dolu bir film. tam bitti derken yeniden başlayan olaylar, tam küfür edecekken "haa" çektiren olaylarıyla tatmin edici bir yapım.
aykırı karakterleriyle yüzlerde tebessüm bırakan, dolandırıcı iki kardeşin hikayesini anlatan filmdir. özellikle bang bang' in konuştuğu tek sahne müthiş bir yere denk geliyor. adrien brody, mark ruffalo, rachel weisz ve rinko kikuchi' nin kare ası oluşturduğu filmde rian johnson yönetmenlik koltuğunda oturuyor.
10 tane entry ile hak ettiği değeri görmediğini düşündüğüm filmdir. muazzam senaryo ve oyunculuğuyla favori filmlerim arasında yerini almıştır.
şiddetle tavsiye ederim.
he bir de rachel weisz güzelliğiyle dudak uçuklatır.
suçüstü yakalanmış kadın müzeden nasıl kurtuldu? en ufak bilgi kırıntısı yok. öyle böyle yakalanmadı hem de.
tek göz bir anda beliriveriyor. nereden geldin nasıl geldin adamalarla ilişkin ne? birkaç cümleyle anlatılıyor sadece oysa geçmişlerini "görmeliydik", sinema bu.
çinli yardımcı kadın çok zayıf bir karakter. olsa ne olmasa ne dedirtiyor.
--- spoiler mı değil mi belirsiz---
başrollerini mark ruffalo, rachel weisz ve the pianist filmi ile de tanınan adrien brody'nin paylaştığı 2009'un seyirlik filmlerinden. küçüklüğünden beri dolandırıcılık yapmakla meşgul olan bloom kardeşlerin son macerası olan penelope'nin dolandırılması sırasında bu üçlünün başından geçenlerin anlatıldığı film, alışagelmiş dolandırıcılık hikayelerinden absürd tarafları ile ayrılıyor. bazen yol hikayesi, bazan romantik komedi tarzına da yakın duruşlarda bulunan film kesinlikle sıcak, samimi ve izlenesi.