Önce çevremizdeki hayatları kendimize uyarlamaya çalışmak , devam edemediğini fark edince ; hep o içimizin sıkıştığı yerlerde metronun geçtiği raylarda, havalandırma boşluklarında, deliklerin ilerisinde kurtuluşu , ulaşılmaz geldiğinden bizi daha da heveslendiren o kokuyu, ışığı aramak ve sonunda kapana kısılmak.
Biz kapana kısılırken geçtiğimiz hayatlardaki yerleri birilerinin çoktan doldurmuş olması , değersizliğimizi başkalarının gözünden keşfetmek.
yönetmen Jens Lien'den 2006 norveç yapımı, fantastik türden şahane bir film. insan hayatını çok güzel bir kurguyla eleştirmiş. seyrederken bu kadar duyarsızlık olabilir mi acaba diye düşünüyor, sonra evet ya neleri es geçiyoruz diye kendimiz cevap veriyoruz. bu filmi kim izlerse izlesin kesinlikle etkilenecektir. çünkü filmde olanlar fantastikte olsa evrenseller. tüketim kültürünün yaşandığı dünyanın her yerinde bu filmdeki gibi benzerlikler fazlasıyla var.
Görsel olarak pastel renkler hakim. oyuncuların karakterleri çok iyi. başroldeki oyuncu bu rol için süper bir seçim olmuş. müziklerde tam filme göre olunca, izlerken dikkatiniz dağılmıyor, gözünüzü ayırmak istemiyorsunuz. zaten filmde bir çok mükemmel enstantane var, durdur arkaplan yap. Ama bence filmdeki asıl amaç bu kadar düzenli bir hayatta keyifsiz, duygusuz, neşesiz, tekdüze yaşamak isteyip istememek. Ya da daha önemlisi hayatı merak etmeden, sorgulamadan yaşamak. tabi sorgulamak isterseniz düzen insanları sizi can sıkıcı buluyor. yani bothersome man* oluyorsunuz. Ve can sıkanlara, bu anlamda huzursuzluk yapanlara neler olacağını tahmin edebilirsiniz... Kesinlikle keyifli bir film.
--spoiler--
filmdeki otobüs durağının adı "standart" belki de filmin özeti.
--spoiler--
