çok iyi bir film olmasa da denzel abimizin iyi bir performansı vardır. zaten oyunuculuğuna söylenecek bir şey yoktur. son derece hareketli sahnelerde yaşına cüssesine ve kilosuna rağman son derece başarılıdır.
albert hughes ve allen hughes kardeşlerin yönettiği 2010 yılı yapımı bir film.
büyük bir felaketin yaşandığı dünyada eli * 30 yıl süren yolculuğunda yeni bir kasabaya gelmiştir. Kasabanın kurucusu carnegie * bu sert ve iyi dövüşen kişiden etkilenmiş ona kendisi için çalışma teklifini sunmuştur. karşılığında da yıllardır peşinde olduğu bir kitabı istemektedir.
yönetmen kardeşlerin mekanlar anlamında mad max ten, ıssız caddeler ve yerleşim alanlarında da i am legend filminden etkilendiklerini söylemek yanlış olmaz. renk düzenlemesinin ve kostümlerin son derece iyi olduğu ama konu olarak, iyleyiş olarak yavan kaldığı bir yapım.
"doğrunun" doğudan yayıldığı gerçeğine çomak sokmak isteyen paralı batının sona yakın hamlesi olarak nitelendirilebilecek vasat bir film.denzel hatrına izlenerek vakit harcanan filmde "30 kış" boyunca incilin büyük patlama sonrası elde kalmış son nüshasını doğru yere(batıya )götürmeyi amaç edinen bir gezginin hikayesi post apokaliptik bir bakışla anlatılıyor. filmi yapacak fikir ve para bizde olsa denzel'ın şüphesiz batının tam tersi istikamette yol alacağı tahmin edilebilir.
filmin sonlarına doğru Solara'nın ( mila kunis) kaçırdığı araba olmasa Eli daha kaç kışı yollarda batıya yolculuk yaparak geçirirdi bilinmez ama denzel'ın bu filmde oyunculuk açısından olmasa bile içinde bulunmayı kabul ettiği filmin senaryosu açısından izleyicileri hayalkırıklığına uğratabileceği gerçeği mevcut. yine de iyi seyirler.
Dinin inançtan çok; kusursuz bir düzen ve otoriteye koşulsuz boyun eğerek sistemi ayakta tutmak olduğunu anlamamı tekrar tekrar sağlamış film.
--spoiler--
o kitabı ele geçirirsem tüm dünyaya hükmederim
--spoiler--
bir kere derinlik yok. savaş olmuş ama kimle kim savaşmış, sonunda kim kazanmış hiçbirine yanıt verilmiyor. bir kere abd gibi muazzam kaynakları olan bir devletle kim savaşır? o duruma soktuktan sonra kim işgâl etmez?
bu daha başlangıç ama daha fazla yazmak içimden gelmiyor.
mila kunis'in güzelliği, washington ve oldman'ın oyunculukları için izlenmeli.
fallout dünyasının başka bir isimle filme dökmüş hali.
ama konu oyundan çok uzak, saçma sapan bir şekilde tek bir kitabın varlığına ve bunun önemine dayandırılıyor. ki onda bile kitabın orjinallikten yoksunluğu kısmı gizlenmeye çalışılmamış. kurgu güzel olsa eser, efsanevi bir dünyada geçen baş yapıta dönüşebilirdi.
okuyucuya not: tabi şunu da belirtmeliyim ki; (bu entry hariç) o brother where art thou ile bu filmi aynı cümlede kullanmak bile ayıptır, günahtır, pespayeliktir.
denzel washington var diye beklentiye girilip hüsrana uğranılan sıkıcı, tatsız, tuzsuz ve ruhsuz bir film. incil in reklamını yapmışlar olabilir bizce bir sakıncası yok.
misyonerliğin hat safhada olduğu ailece izlenebilecek güzel bir film. mila kunis gibi bir hatunu bu güne kadar nasıl olmuş da görmemişim kendime hayret ettim.
--spoiler--
şimdi benim anlamadığım nokta içecek suyun bile zor bulunduğu bir yerde GMC çalıştıracak benzini nereden buluyorlar?
ha bide çok deli reklam yapmışlar. zippo, KFC, Apple, dr. dre, gmc şimdilik aklımda kalanlar.
--spoiler--
aslında çok güzel bir senaryoya sahip olup o güzel senaryonun iyi işlenemeyişinin en iyi örneklerinden olan filmdir. ayrıca çağın en sağlam oyuncularından olan denzel washington'ın da en durgun ve garip filmi.
finaldeki sürpriz de hiç etkileyici değildi maalesef. tek artısı ve çekiciliği; buğulu ve solgun bir renge sahip görüntü kalitesi.
filmin başında gözleri gören adamın filmin sonunda gözler kör olmuştur bu filmde. * gary oldman oynamasa iyiymiş ayrıca adamın kariyerindeki kötü filmler arasına girdi bu film.
--spoiler--
kitap körlerin okuduğu kabartma noktalar tekniğiyle değil boş sayfalardan da oluşabilirdi. kötü adam kitabı açtığında 'aaa, içini kendisine almış yeaaa' diye de haykırabilirdi.
--spoiler--
