Çocukluk travmam... çok uzun süre martı, karga ve güvercinden deli gibi korkmuştum... şerefsiz dayım 8 yasinda velete bu film izletilir mi puşt herif ..
1963 yapım bir gerilim filmidir. alfred hitchcock yapımıdır. yönetmenin daha önceki filmi psycho ile aynı zaman içinde olaylar olmuştur. ve benzerlikler sadece zaman ile sınırlı değildir.
film ilk başlarda bir aşk hikayesiyle başlıyor ve sıfır gerilim var. filmin yarılarına gelindiğinde anca gerilim başlıyor. zaten film 1 saat 59 dk. bana göre gereksiz yere uzatılmış.
bu film sevimli bulduğunuz serçe, martı ve daha çok bir kuşa farklı gözle bakmanıza şüpheli tavırlar içerisine girmenize sebebiyet verebilir.
filmdeki oyunculuklar çok iyiydi. psycho filminde norman oedipus kompleksliyken bu sefer mitch oedipus kompleksli. aynı şekilde norman erken yaşta babasını kaybedip annesiyle yaşamışken uzun bir süre mitch de öyle.
filmde neden kuşlar çıldırıyor ki diye düşündüğümüzde acaba o sarışın kadının kafese tıkılı 2 muhabbet kuşu getirmesi ve bunun sonuncunda türdeşleri onun için mi salgırdanlaştı diye düşünüyordum ki ama asıl sebep o sarışın kadının kendisiydi. psycho'daki norman'ı da çıldırtan bir sarışın kadındı.
ayrıca filmde kullanılan efekt ve animasyonların kalitesini bugünkü türk filmlerinde bulamazsınız. bu film 1963'te yapılmış üstelik. ve bazı sahneler gerçek. kuşlar özellikle eğitilmiş. özellikle sarışın kadına yapılan son kuş saldırısı gerçek ve bu oyuncu psikolojik travma yaşamış bundan sonra da asla hitchcock ile çalışmam demiş. gerçekten de kötü yaralanmış. yaralanmalarını görebiliyorsunuz bile o sahnede.
dediğim gibi ben bunu gerilim amacıyla izledim ve filmi boş yere uzatan fazlaca gereksiz sahne olmasaydı tadından yenmezmiş. 5/10.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/345223/+
Aynı isimdeki bir kitaptan uyarlanır. Tabii tek ilham kaynağı daphne du maurier tarafından kaleme alınan kitap değildi bunun yanında kuşların garip davranışlarının yer aldığı o döneme ait pek çok gazete haberleri de vardı.
Hitchcock her zaman kadını doğası gereği cezbedici fakat tehlikeli bulur ve hemen her filminde bunu işler. Burada da bir kadının doğa ile hesaplaşmasını izliyoruz.
Filmde felsefi bir amaç aranmalı mı bilemedim doğrusu. fakat bir şeyler yer değiştirmiş gibiydi. süslü kuşların erkek, dişi kuşların sade ve gösterişsiz olduğu bu dünyada tam tersi kadın süslü ve gösterişliydi filmde de sarışın(a.hitchcock filmlerinde başrol tüm kadın oyuncuların sarışın olması peki) güzel üzerinden bunun pek çok göndermesi yapılmış.
Kuşların gerçekte "saldırgan" olmadığını fakat doğruysa da buna insanların sebep olduğunu savunan Restorandaki kuş bilimciyi de anmadan geçmemek gerekir. eğer bu dedikleri gibi bir savaşsa insanların doğa karşısında hiç şansı yoktu şayet insan doğaya müdahale etmeye devam ederse doğanın da ona karşılık vermesi an meselesiydi.