film mükemmeldir, içinde pek çok duygu ve düşünceyi barındırır amma ve lakin, dude sadece yeni bir halı istemektedir.
"sağol walter, şu an evimde çiş lekeli halımın üstünde oturuyor olabilirdim." (içinde 1 milyon dolar olduğunu sandığı çantayı kaybedip değiş tokuşu gerçekleştiremeyip bowling salonunda white russian içerken)
bir coen borthers harikası ,süper film .
--spoiler-- jeff bridges'in canlandırdığı jeffrey lebowski nam-ı diğer "the dude" karakteri etrafında dönen süper bir film the big lebowski . the dude son derece umursamaz , işsiz ,güçsüz bir kişidir ve tüm zamanını john goodman'ın canlandırdığı walter sobchak ve steve buscemi tarafından canlandırılan ,her lafa girişinde susturulan donny karakterleri ile birlikte bowling oynayarak geçirmektedir.bir gün isim karışıklığı sonucu evine gelen gangsterler tarafından hırpalanan lebowski gangsterlerin halısına işemesine kızar ve adamların asıl hedefi olan diğer lebowski'ye zararını karşılaması için ziyarette bulunur .olayların fitili böylelikle ateşlenmiş olur. coen biraderler yine karakterin aptallığını fena halde cezalandırmış ve zararını karşılaması için asıl kişiye giden the dude karakterinin başına gelmeyen kalmamıştır.ancak asıl cezalandırılan aptallık the dude karakterinin bizzat kendisidir. the dude kendisi olmasının ,rahatlığının ,umursamazlığının bedelini ağır ödemiş ve türlü saçmalıkla karşılaşmıştır.
ayrıca walter sobchak karakterinin vietnam takıntısı ,yahudi davranışları ve asabiyeti pek eğlencelidir. the big lebowski film müzikleri,diyalogları,ve tabi ki coen'lerin şahane senaryosu ve yönetmenliği ile kült filmler listesinin başına kolaylıkla yerleşmiştir.
(bkz: white russian)
(bkz: do you see what happens when you fuck a stranger in the ass)
--spoiler--
herhalde en çok şu nihilistlere gülmüşümdür. hiçbir şeyi takmayan bu autobahn biraderler oldukça yorulmuşlardır ve funny stuff istemezler.
-ok we proceed but only if there is no funny stuff
+yeah,yeah...
-so no funny stuff, ok?
+just tell me where the fuck you want us to go!
-you zink ve are kidding or making with the funny stuff?
-we could do zhings you haven't dreamed of, lebowski.
-vee belief in nossing, lebowski! nossing! tomorrow vee come back und ve cut off your chonson.
+excuse me?
-i said vee'll cut off your chonson!
-just sink about zat, lebowski.
filmle ilgili enteresan br bilgi olarak, dude un kafasına bardağı fırlatan malibu komiseri prison break ten aşina olduğumuz general jonathan krantz (leon russom) dan başkası değildir.
98 yapımı bu filmi an itibariyle izlemiş bulunmaktayım. film tek kelime ile mükemmel.. filmin en kötü tarafı izlerken çok fazla gülmeniz.. herkesin mutlaka hayatında bir kez de olsa lebowski ve volter'ın başından geçenleri izlemesi gerektiğini düşünüyorum. görsellerde müthiş.. yönetmen her şeyi seyircinin gözüne gözüne sokmuyor. en güzeli de bu. filmi çekerken çok basit düşünmüş çok fazla detaya inmemiş. olduğu gibi anlatmış her şeyi.. kasmadan..
____spoiler__
özellikle volter 'ın araba parçaladığı ve ölen arkadaşının küllerini savurduğu sahne insanı gülmekten işetiyor.
baştan sona eğleneceğiniz ve çok seveceğiniz bir film..
ps: izlediğim en iyi 10 film arasına girmeyi başarmış. film arşivime eklenmiştir.
şöyle filmdir, böyle filmdir... şeklinde vuku bulan dikotomilerden 2 adım geri durup farklı bir ifadeyle yazmak gerekirse, lebowski hazretlerinin, aramızda nefes alıp veren, tamamiyle kanlı ve canlı bir türk versiyonunu 6 aydır tanımaktayım, 3 çocuklu, 3 kağıtçı, 3 kuruş için türlü vukuatlara imza atan, 3 sayı çizgisinde başarılı-geç burayı, 3 lemelere destek olsun diye yazıyorum-, abisini imf olarak görüp onun yardımlarıyla hayatta kalan, lebowskinin gün içinde sıklıkla tekrarladığı white russian ritüelini, white turkish olarak ifade edebileceğimiz rakı ile devam ettiren, 39 senelik hayatı bu şekilde geçmiş, geçmekte ve geçecek olan bir adam, ironi olayını çoktan aşmış, rotasını ütopya denizlerine doğru çevirmiş bir vatandaş.
bir gün üşenmeden oturup sayıcam, en az 50 kere "fuck" kelimesi geçmiyorsa ceza olarak beni sandalyeye bağlayın, zorla "keloğlan kara prense karşı" izlettirin. bu kadar iddialıyım.
filmlerde çok zor gülen biri olarak;
ilk izlenildiğinde tam olarak anlaşılamasa da, - hatta çoğu izleyeni sıkabilir - filmin akışını kontrol etmek bir hayli zor olsa da, izlendikçe sevilen, sevildikçe zevk naraları attıran, çok rahat "bir komedi başyapıtı" diyebileceğim coen brothers filmi.
tabi ki sade bir komedi filmi değil.
hem bir kara film,
hem bir amerikan eleştirisi
üst düzey bir film. diyalogların bu kadar güzel kurulduğu pek film olmasa gerek. filme hemen "fazla küfür var" diye bakmamak gerek. jeff bridges'in mükemmel oyunculuğu filme daha da renk katıyor. özetle; defalarca bıkmadan kendini izletebilen filmlerden birisi.
