Ntv nın oscar bahisleri sırasında en iyi film olarak oynadığım gerçekten mükemmel olan film izlemeyenlere şiddetle tavsiye etmeyi geç direkt gelip dövebilirim...
ülkemizin divası, büyük düşünürü demet akalın bu filmi beğenmediyse, sinemayı terk ettiyse kesinlikle bir bildiği vardır diyerek gitmeyeceğim film. izlemeden imdb.com a girip 1 verdim.
mük kem mel! tek kelimeyle mükemmel bir başyapıt. şapka çıkardım.
modern çekimlerle bezenmiş, singin' in the rain tadında, mükemmel oyunculuklar, şahane mimikler, müthiş bir senaryo. yaratıcılık budur! bu film en iyi film kategorisinde oscar almazsa daha da gitmem oscar'a.
edit lan edit: ben aynı düşüncelerimi martin scorsese'nin hugo'su için de paylaşıyordum. gece gece kafam karıştı lan. ikisi paylaşamıyor mu? yapsalar bir güzellik? neyse, martin amcam en iyi yönetmen oscarı'yla yetinsin. n'apalım...
internetten izlenebiliyor. guzel izlenmelik film hatta insanın dans tekniklerini ogrenesi geliyor ama biraz duygu somurusu var . gary oldman cok iyiydi kopegin hakkı da yenemez . muzikler de iyi cmt keyfi icin degebilir.
ismiyle özdeş bir sanat filmi. Siyah beyaz, sessiz ve müzikli bir film. Evet 2012'deyiz ve filmden gözümü alamadım.
En ilginç tarafı da müziğin kesildiği sahnelerde sinema salonundaki sessizlikti. Bugüne kadar bir sinema salonunda film izlerken hiç böyle bir sessizlik yaşamamıştım.
fragmanı izlenmeden gidildiğinde ha şimdi günümüze gelecek, ha şimdi gelecek diye diye bitirilen filmdir. ha bir de film sessiz olduğundan dolayı, perdeden gözünüzü 1 dakika ayırırsanız yarraa yediniz demektir. kopuyor çünkü film.
edit: filme o kadar da bayılmamıştım. 5 tane oscar aldı ya la film. :)
pek keyifli, pek akıcı bir film fakat 1920'lerde çok daha cesur konuları ele alan sessiz filmler varken; düşününce bunca ödülü de hak etmiyor fikrimce. bir de jean dujardin cuk oturmuş role.
açıkçası ben çok beğendim. günümüzde siyah beyaz olup başarılı olarak gördüğüm Control ve the white ribbon'ın yanına rahatlıkla koyarım. üstelik aynı zamanda sessiz, tam da eskiler gibi, nostaljik.
üzerine yazdım ben bu filmin,
(bkz: http://www.kalemsuare.com/2012/02/artist-2011.html)
bu sene Hugo'dan sonra bize sinema tarihi dersi veren bir başka film. Harika bir film. Evet, klişe bir senaryo olabilir ama klişeler farklı tatlarda kullanıldığında her zaman güzeldir. başroller harika ötesi oyunculuklar çıkarmışlar. köpeği de unutmamak lazım tabi ki * aday olduğu 10 dalda yarısından çoğunu gönül rahatlığıyla verebilirim. **
sonuç olarak izleyin izlettirin,böyle güzellikler sık gelmez.
siyah beyaz ya da renkli, sessiz ya da sesli... sinemanın çok güzel bir şey olduğunu, çok güzel bir şekilde anlatan film. oscar adaylıklarına gelince; ödülleri bundan daha çok hak eden filmler de var. the help gibi, war horse gibi.
gerçekten söylenildiği kadar güzel filmdir.1930'lu yıllarda geçen sessiz ve bazı dialoglar alt yazılı ve günümüz dialogları kullanılmış.son derece zevkli ve oyunculuklar muhteşem. **~
3 golden globe kazanmış ve 10 dalda oscar'a aday olmuş; an itibariyle imdb top 250 listesinde 8.4 puanla 137. sırada bulunan film. filmin başrol oyuncuları jean dujardin ve berenice bejo rollerine inanılmaz oturmuşlar ve 1930'ların havasını sonuna kadar yansıtabilmişler. özellikle george valentin rolündeki jean dujardin, sanki bu rol için doğmuş gibi hayat vermiş karakterine. sonuçta; güzel vakit geçirtecek, bitince filmin başından gülümseyerek ayrılmanızı sağlayacak bir film olmuş. yine de 10 tane oscar adaylığını hakedip haketmediği tartışma konusu. açıkçası 10 tane biraz fazla gibi.
ayrıca eklemeden geçemeyeceğim; jean dujardin, bir insanın dişleri düzgün olmasa bile harika bir gülüşe sahip olabileceğinin canlı kanıtı.