the adjustment bureau

    37.
  1. gayet güzel ilerleyen bir film.

    tanrı başkan.

    keyifle izleyebileceğiniz kapı so bol aksiyonu bol bir film omluş.
    8 ...
  2. 9.
  3. olmamış filmdir. yazık ki ne yazık. oysa ki kimse belirtmemiş olsa da philip k dick'in romanından uyarlamadır. yani malzeme sağlam.

    bi de bu gözler matrix gördü, inception gördü, dark city gördü. hayvan terli yani. yemezler.
    4 ...
  4. 11.
  5. film ilginç başlıyor, ilk yarıya kadar heyecanlanıyorsunuz sonra birden hök oluyorsunuz bu da ne. ne şaçmalamışlar diyerek bitiyor. kurgu çok zayıf. bir çok yerde senoryo kendiyle çelişiyor. senarist ilginiç bir konuya değinmiş ama tam oturtamamış. diyaloglar zayıf konusu itabariye baba diyaloglar geçmesi beklenirken en klişe sözleri facebooktan bulup koymuşlar gibi.
    3 ...
  6. 23.
  7. öncelikle tanım; tamamen yerli yerinde olan, güzel bir bilim kurgu ve romantizmin yoğurulduğu bir film.

    filmin verdiği mesajı birçok filmde alabiliriz aslında. kaderi biraz da bizim çizdiğimiz yönünde, güzel ve hoş bir anlatımı üstlenmiş film. elbette buna benzer filmler olmuştur bilim-kurgu dalında ama bu kadar romantik bir şekilde iç içe girerek olmamıştır sanırım. birkaç filmin birleşimi ile ortaya çıkabilirdi ancak. adamlar da onu yapmış.

    yorumları, spoileri, haklı-haksız eleştirilerin hepsini okudum. birçok duygusuz, romantik olmayan, film hayatında 4 ciltlik eser çıkarmış arkadaşlarımız yine beğenmemiş. şaşırtıcı değil. en iyilerini onlardan bekliyor olacağız.

    eminim ki, film herkes tarafından alaşağı edilecek. ama bu, beğenenlerin ' hadi be! hass...diyoruz hasss!!!11bir' demelerini değiştirmeyecek. hatta film hakkındaki olumsuz eleştirileri psikolojik olarak bile yorumlayabiliriz.*
    filme geçebildik sonunda;

    film yerinde akıcı ve içine alan bir film öncelikle. en başlarda herhangi bir düşünce oluşmasa da yer yer tahminlerde bulunmanız kaçınılmaz olacaktır. birçok şey öyle güzel harmanlanmış ki, kesinlikle zaman kaybı olmadığını düşünüyorum. fazlasıyla bilim kurgu düşkünü olanlar fazla bir beklenti içerisinde izlemesin derim. onca yorumdan sonra. aslında daha fazla yazmaya gerek duymuyorum. izleyin, izlettirin, romantiklik derecesi çok iyi hazırlanmış; sevgilinizle bir kez daha izleyin. ve şunu unutmayın;

    --spoiler--
    ağır spoiler var ilk satırı okuyanlar için uyarıydı!!!* izlemeyenler bıraksın okumayı, sonra küfredeceksiniz, biliyorum.*
    pek çok insan onlar için belirlediğimiz hayat çigisinde ilerler. başka şeyleri keşfetmeye korkarlar. ama bazen; gün gelir insanlar karşılarına çıkardığımız engelleri alaşağı eder. özgür iradenin bir lütuf olduğunun farkına varanlar, uğruna savaşmadıkları sürece bunu nasıl kullanacaklarını asla bilemeyecekler. bence başkanın asıl planı bu. belki de bir gün, planı biz yazmayacağız, siz yazacaksınız.

    --spoiler--

    filmden çıkarılacak en güzel ders; cesareti olmayanlara, hayatındaki değişikliğe ayak uydurmayacak olmalarını düşünenlere benden büyük bir ithaf olsun. bu sadece aşk konusunda değil, hayatın birçok karesinde farklı şekillerde karşınıza çıkabilir.
    2 ...
  8. 27.
  9. hereafter ile beraber son dönemin en kötü matt damon filmi. matt, kendini mi bitirmeye çalışıyor anlamıyorum. bourne serisinden sonra, bu filmler yakışmıyor. sonuçta, paraya ihtiyacı olduğunu düşünmeye başladım. başka türlü bu işlere girmesini anlamak mümkün değil. benzer başka bir örnek için (bkz: nicolas cage). yine de true grit*'teki LaBoeuf rolünü ayrı tutmak lazım. hem o film güzeldi, hem de matt damon orta karar bir rolde olmasına rağmen başarılıydı.

    bu filme gelirsek, bir aşk filmi olduğu doğru, ama fantastik öğeleri o kadar kastırmışlar ki, anlatılan aşk gölgede kalmış. fantastik veya bilim kurgu olarak bakıldığında yeni birşey veremiyor. aşk filmi görmek istiyorsanız da gidin, ingiliz hastayı seyredin. en azından işlenmiş bir aşk hikayesi bulabilirsiniz.

    özet olarak: the adjustment bureau, 2 saatlik bir çöp.
    3 ...
  10. 2.
  11. --spoiler--
    her şeyin bir plan çerçevesinde ilerlemesini saglayan kişiler matt damon'ı işe alırlar. ama o aşkından vazgeçemez. anlatınca güzel olmadı ama fragmanı gerçekten güzel.

    --spoiler--

    2 ...
  12. 7.
  13. sürükleyiciliğine laf edenler olmuş. hayret.
    dün izlediğim, iyi ki izlediğim film.
    milleti ikiye bölmüş okuduklarım kadarıyla ama ben gayet de beğendim.
    filmin başında new york senatör adayı lafını duyunca pişman olmadım değil. ama filmin devamında, hele ki son kısmında gözlerimi alamadım desem yeridir. bir çok yerde ahanda sona geldik galiba dedim ama olayla ilerledikçe ilerledi; film uzadıkça da merak da arttı haliyle.
    filmin finalinde verilen mesaj için bile izlenmeye değer.
    1 ...
  14. 17.
  15. uyarlanmasını falan bilmem de fringe'de gördüğümüz observerları bir bakıma burada da görmüş olduk.
    1 ...
  16. 14.
  17. güzel bir fragmana sahip film.
    1 ...
  18. 16.
  19. George Nolfinin ilk yönetmenlik deneyemini yaptığı filmdir. bunun handikapını yaşamış film boyunca, film iyidi ama çok daha mükemmel olabilirdi. herşeye rağmen izlenesi film.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük