başrollerini antonio banderas, omar sharif, vladimir kulich gibi oyuncuların paylaştığı, yönetmen koltuğunda ise, john mctiernan'ı gördüğümüz, gir grup kuzeyli savaşçı ile arap aristokratı olan ahmet ibn fahdlan'ı birleştiren, gizemli bir savaş öyküsünü anlatan, çok severek izlediğim bir film. filmde özellikle fahdlan'ın yüksek ıq'su ve savaşçı olma yolu bolca işlenmiştir. filmin en zevkli yanı ise kuzeyli savaşçıların kendi aralarındaki samimiyeti, diyalogları ve karakterlerindeki renktir.
filmde gizemli düşmana karşı savaş işleniyor gibi görünse de verilmek istenen mesaj farklıdır.
insanın ruhsal yolculuğunda karşılaştığı zorlukları, vikinglerin kötü güçlerle savaşmasına tanık olan bir arap elçisinin hikayesi doğrultusunda anlatan film.
Dennis Storhoi'nin Herger the Joyous rolüyle yardımcı oyunculuk dersi verdiği, hayran bıraktığı film. Ahmed Ibn Fahdlan Ibn Al Abbas Ibn Rashid Ibn Hamad'ın* arap atına, fil gibi atlara binmeye alışmış vikinglerin "köpek" demesiyle yarmış, güzel savaş sahneleriyle dolu, banderas'ın belki de en iyi filmi. bir de buliwyf devesi var ki, lider dediğin böyle yiğit olur işte.
trt nin vermiş olduğu, izleyen herkesin istisnasız memnun olarak başından kalktığı film. kalitelidir, oldukça heyecanlı sahneleri vardır. aklımda kalan iki sahnesi;
--spoiler--
1- kısa boylu, bizim arap ile kanka savaşçının diğer klandan olan ayı gibi savaşçıyı tek hamlede kellesini uçurarak öteki tarafa göndermesi. adam önce dayak yedi, kolay lokma olduğu izlenimi verdi ve aniden rakibin hamlesinden kaçarak tek darbe indirdi. küçüktük de, "ohaa!" demiştik.
2- antonio'nun gavur ellerinden bir hanım ile halvet olması. hayır ailece izliyoruz mevzusu da var ama, "lan müslüman herifsin bari nikahlansaydın kadınla, it!" duygusu içimizi kaplamıştı.
--spoiler--
kısa olmasına rağmen sıkan film. ayrıca bu coğrafyadaki bütün milletlerin adı geçerken bir tek biz Türklerin adı geçmemiştir. afedersiniz ama o senaryoyu yazan senaristi de, bu filmi çeken yönetmeni de skym.
"for all we ought to have thought and have not thougt,
all we ought to have said and have not said,
all we ought to have done and have not done,
i pray thee, god, for forgiveness."
"düşünmemiz gerekipte düşünmediklerimiz için,
söylememiz gerekipte söylemediklerimiz için,
yapmamız gerekipte yapmadıklarımız için,
bağışlaman için, sana dua ediyorum allah'ım."