thais

entry5 galeri0
    5.
  1. olay iskenderiye ve çevresinde geçmektedir romanda. felsefi ve inançla alakalı sorgulamalarla bezeli akıcı bir kurgusu vardır eserin.
    0 ...
  2. 4.
  3. "Memphis piramitleri tanyeri ağardığında pembe kozalaklar gibi görünürler. Oysa güneş battığı zaman, tutuşan gökyüzü üstünde kara üçgenlere benzerler. Ama onların gerçek varlıklarının özünü kim kavrayabilir?"

    "Nesnelerin ancak bir kısmını görebilen insan için kötü, kötüdür. Ama her şeyi bilen, gören Tanrı için kötü, iyidir. Çirkinlik şüphesiz, güzel değildir; ama her şey güzel olsaydı, güzel olmazdı."

    Ayrıca şu bölümüyle de beni hayran bırakmıştır :

    --spoiler--
    Bir kısmında, Paphnuce rüyasında bir 'Silsile Sfenksi'nin kendisini diyar diyar dolaştırıp kayalık ve kızgın küllerle kaplı bir yere götürdüğünü görür :

    "
    ... Uçurumun kıyısından eğilip bakan Paphnuce, toprağın bağrından fışkıran alevden bir ırmak gördü. iblisler, kurşuni mor bir ışık eşliğinde ruhlara işkence ediyorlardı... Onca işkenceye katlanan ruhların durgun bir görünümleri vardı. Elinde kral değneği, alnında bez bir şeritle, Homeros'un ruhu gözlerini boşluğa dikmiş, şarkılar söylüyordu. Küçük yeşil iblisler, dudaklarını, boğazını kızgın demirlerle dağlıyordu bu ruhun. Ama Homeros'un ruhu şarkısını kesmiyordu. Az ötede, başında tek tük saçları ağarmış, kabak kafalı, yaşlı Anaxagore, elinde bir pergel, tozların üzerine şekiller çiziyordu. Bir iblis bilgenin düşünmesine engel olmaksızın, usulca kulağına kızgın yağ döküyordu... Bir köşede oturan yaşlı Timocles, başını hayır der gibi sallıyordu. Bir uçurum meleği, gözlerinin altında alevler gezdiriyor, ama Timocles ne meleğe ne de alevlere aldırıyordu...

    Bu kez küllü mersin ağaçlarının altında alnı çiçeklerle bezenmiş Nicias'ı Miletli Aspasie ile tartışırken gördü. Yüzlerindeki narin anlatıma bakılırsa aşktan ve felsefeden sözediyorlardı. Üzerlerine yağan ateş yağmuru, serin çiy taneleriydi sanki ve ayakları alevli toprağa, otlara basar gibi rahatça basıyordu.

    Bunu gören keşiş Paphnuce çılgınca bir öfkeye kapıldı. Sfenkse doğru döndü, ancak hayvan orada yoktu. Şimdi yüzü peçeli bir kadın duruyordu yerinde. Ve şunları söyledi keşişe : 'Bak da gör, Tanrı'ya bağlı olmayanların sonu bu işte. Şimdi onlar, onları yeryüzünde aldatan iblislerin cehenneminde yaşıyorlar. içine düştükleri bataktan ölüm bile kurtaramadı onları. Tanrı'ya kavuşmak için elbette ki ölmek yetmez. Gerçeği yeryüzünde öğrenemeyenler ölünce hiç öğrenemezler.Bu saldırgan iblisler ölümsüz adaleti yerine getiriyorlar. Ama ruhlar, ne görebiliyor ne de duyabiliyorlar iblisleri. Bütün gerçeklere yabancılar, işkence çektiklerini bile bilmiyorlar. Tanrı bile artık onları ızdırap çekmeye zorlayamaz.'
    'Tanrı her şeyi yapabilir,' dedi rahip.
    'Tanrı'nın saçmalıklarla alışverişi yoktur,' diye yanıtladı peçeli kadın. 'Onları zamanında aydınlatmak gerekirdi, ancak o zaman cezaya hak kazanırlar, gerçeği zamanında bilebilirlerdi. Tanrı'nın seçkin yaratıklarından olurlardı böylece.'
    "
    --spoiler--

    Paphnuce bunun iblislerden gelen, yanıltıcı bir rüya olduğu kanaatine varıyor**
    0 ...
  4. 3.
  5. thais helene nin farklı bir çağda ve zamanda ortaya çıkan yüzüdür.
    keşiş paphnuce u dinden imandan çıkaran hafif meşrep kadındır roman'da.
    0 ...
  6. 2.
  7. Bedensel haz ve zevklerden vazgeçmek insanı mutlu eder mi, ona manevi huzur verir mi? sorusunu arayan, nobel ödüllü yazara ait kitap.
    0 ...
  8. 1.
  9. anatole france nin en çok bilinen romanlarından biridir. yazarın bu eseri 1890 da çıkmıştır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük