türkiye futbol federasyonu her konuya tamamen duygusal bakar, uefa meseleleri rasyonel realiteyle çözer. bir tarafın kıçı başı 360 derece oynarken, diğer tarafın küçük hesaplar umrunda olmaz!
tff iktidarın elinde oyuncaktır. uefada avrupanın büyük ülkelerinin elinde.
yukarıdaki bazı eziklerin diliyle yazalım, milana gelince nedense rasyonel realiteyle karar veremeyen ve milana domalıp kan veren uefa söz konusu türk takımı olunca aslan kesilmiştir.
ve bu türk takımı da fenerbahçe olunca, milli hassasiyetleri 0 noktasında olan bukalemun sürüsü de sevinçten ne b.k yiyeceklerini şaşırmışlardır.
tabi bu süreçte esas değinilmesi gereken konu, bizzat bazı tff yöneticilerinin iktidar ve cemaatten aldıkları talimatla harekete geçip uefayı kışkırtmalarıdır.
fb divan kurulu başkanının kulübü vermeyeceklerini ve yargılanacaksa aziz yıldırımın fb başkanı olarak yargılanacağı ifade etmesinden sonra harekete geçilmiştir. e herhalde cemaate ve iktidara gider yaparsan bedelleri olacak pek tabi.
velhasıl ilk bedel ş.ligi olmuştur.
fb'ye lisansını veren, kura çekiminden 3 gün önce fb kulübüne davetiye gönderen uefa bir anda nasıl olduysa dönmüş yani döndürülmüştür.ki zaten söz konusu bir türk takımıysa uefayı kışkırtmak hiçte zor değildir.bu kışkırtma görevinide bizzat tff daha doğrusu lütfi arıboğan ve göksel gümüşdağ üstlenmişlerdir.
ekonomik çıkarlara göre hareketin iki sistemi de çevrelediği belki doğrudur da anlık son gelişmelerden bahsedersek (ki onlardan bahsediyoruz doğal haliyle) tffnin saçmalama kalibresinin uefa tarafından tokatlanmış olması objektiflikten uzak bazı fenerbahçeli arkadaşları rahatsız etmiş anlaşılan. nasıl o bahse konu edilen oyuncak olma pozisyonlarından bahsediyorsak tff'nin türkiye futbol ligini rezil ettiğinden de bahsetmeliyiz. bu bağlamda ciddi ve tutarlı bir karar alan uefa'ya saldırmaktansa önümüze bakmalıyız.
türk takımı ve aslanlık kısmı şahsi oluyor fazlaca. belki uefa ülke puanlarını veya takımların dünya arenasındaki konumlarından feyz alıyordur (milan örneği) bunu yapmasının doğruluğunu bilemeyeceğim de, asıl bu tarz bir tartışmaya açık olmayan kirliliği görmeyip milli hassasiyet demogojisi yapmanın fanatizmden kaynaklandığını belirtmek isterim.
fanatizm, objektiflik bırakmıyor tabi. önümüze bakalım. boka saplandı mı futbolumuz köküne kadar. saplandı.
ilginç bir görev! kendisine milli hassas bünye kriteri görevi vermek... ramazandayız tabi. milli hassaslık kritemizin yüksek olması lazım. sormadık bizim kriterciye (krakerciye) .ayıp ettik.
