ınsanlar bır zamanlar kollarında ıcı meyvedolu sepetlerle dolasıyorlardı gorduklerıne bır tane uzatıp eve bos sepetle donebılıyorlardı o kadar zengın bır dunyaydı artık kırlendı gerı kalan kucuk kırıntıları goz ardı etmemek adına ve onlara sahıp cıkmak adına teşekkuru topragın derınıne gomup bunun normal bırsey oldugunu kabul etmelıyız.
17.adab-ı muaşeret icabı yapılması gereken midir bilemem ama ben her daim unutuyorum bu tümceyi kurmayı. sonra da aşırı derece pişmanlık duyuyorum; " ulan teşekkür ederim demek bu kadar zor mu. unutulacak kadar yersiz bir cümle mi." diye kızıyorum kendime içimden. üzülüyorum. birisi iyi çalışmalar diyor, ben size de diyip kapatıyorum telefonu. nasılsınız diyor, iyiyim siz nasılsınız, diyorum. teşekkür ederim ben de iyiyim diyor sonra karşı taraf. bak, o teşekkür etmesini biliyor, hatta ihmal etmiyor. ama sen.. kazma mısın lan.
Size iyiliği geçmiş olan insanlara teşekkür edin ve onlara hediye verin. "Nasılsa beklemezler" demeyin. Eğer hediye kabul etmek gibi bir prensipleri yoksa, onlara bunu söyleme ve tercihlerini ortaya koyma şansı verin. Belki sizden başkası için bir iyilik yapmanızı isterler. Siz kendinizi, bırakın onlar da kendilerini yaşasınlar...
eğitimi çocukluktan verilmesi gereken yetenektir. sadece teşekkür etmek değil özür dilemek için geçerli bir durumdur bu. yoksa yolda, sokakta yürürken hayvan gibi çarpan bir hödükten özür dilemek yerine önüne baksana bacım!** şeklinde bir karşılık alabilirsiniz.
adab-ı muaşeret icabı yapılması gereken midir bilemem ama ben her daim unutuyorum bu tümceyi kurmayı. sonra da aşırı derece pişmanlık duyuyorum; " ulan teşekkür ederim demek bu kadar zor mu. unutulacak kadar yersiz bir cümle mi." diye kızıyorum kendime içimden. üzülüyorum. birisi iyi çalışmalar diyor, ben size de diyip kapatıyorum telefonu. nasılsınız diyor, iyiyim siz nasılsınız, diyorum. teşekkür ederim ben de iyiyim diyor sonra karşı taraf. bak, o teşekkür etmesini biliyor, hatta ihmal etmiyor. ama sen.. kazma mısın lan.
iyi bir yönetici olmanın kesinlikle olmazsa olmazıdır. çalışanın üstündeki motivasyonunu anlatamam.
bakın şuan beraber çalıştığım 2 tane yönetici var. birisine bugün bir rapor sundum bana hem sözlü olarak "süpersin." gibi bir iltifatta bulundu, hem de yazılı olarak "eline sağlık, teşekkür ederim." gibi bir yorum yaptı. o iş için harcadığım bütün emekler feda olsun. --beşiktaş taraftarı değilim-- bir dahaki işini daha da içten, daha da kusursuz yapmak için elimden geleni yaparım.
bir de 2 senedir beraber çalıştığım başka bir müdür var, her gün sayısız rapor hazırlarım, sunum yaparım. kendisinden ne doğru dürüst bir teşekkür, ne bir takdir gördüm. bu açıdan iş motivasyonum şuan yerlerde.
neyse aranızda bunu okuyan yöneticiler varsa, bu dediklerimi bir düşünsün.
Hz. Muhammed, allah'a şükür etmenin bir alt basamağı olarak, insanlara teşekkür etmeyi görmüştür. Bazı konularda yardımı ve iyiliği dokunan insanlara teşekkür edemeyen kişi, sayılamayacak nimetler veren Allah'a şükür edemez.
Hadis i şerifte buyrulur:
"insanlara teşekkür etmeyen, Allah'a şükretmiş olamaz" (Tirmizi)