Kader insanı geçmişe götürmez ama geleceğe süpürür. Karşımıza çıkan engeller öyle ya da böyle aşılır. Bunu nereden mi biliyorum? Allah'ın bize verdiği ezeli tahhütten.
Şöyle ki Allah (c.c.) kuluna çekeceği yükten daha ağır yük yüklemez. O yüzden ben diyorum ki "teşebbüs, tedbir, tevekkül ve takdir" den oluşan bir silsile biz istesek de istemesek de bizi takip ediyor. Geçmişte yaşanan olaylar veya pişmanlıklar için geçmişe geri dönmek elimizde olsaydı şöyle yapardım böyle yapardım demek önümüze çıkan engellerle ilgili bir bilgi sahibi olmadığımız için boşunadır. * Geçmişe dair yapılabilecek tek şey eğer bu bir günahsa tövbe etmektir. gerisi lafı güzaftır. pişmanlıklar insanlar içindir. keşkeler de öyle. lakin geçmişimize dair herşey bizim için bir tecrübedir. teşebbüsten sonraki tedbir ise buraya tekabül ediyor. tevekkül ise Allah'ı vekil kılmak ve hakkımızda hayırlı olanı ondan istemektir. ve nihayetinde takdir ise bizim sonuca razı olmamızda başka bir şey değildir. bu belki sufi bir yaşam tarzı olarak görülse de bünyeye yerleştirilesidir. selam sevgi ve dua ile.
Teşebbüs, tedbir, tevekkül ve takdir. Bu 4 t insan hayatında istese de istemese de mutlaka içinde bulunacağı bir süreçtir. bu 4 t farklı isimlerle adlandırılabilir. ancak muhakkak insan hangi işi yaparsa yapsın irade-i cüziyyesi ile bir teşebbüste bulunması yani halk edilmiş fiilleri kesb etmesi gerekir. aynı irade-i cüziyyenin geçmişte kazandığı tecrübeleri doğrultusunda tedbir alması insan doğasının da bir gereğidir. tevekkül; yapılan işler ve alınan tedbirlerin akabinde allah'ı (cc) vekil kılmaktır. yani herşeyi allah'a havale etmek ve istenen şey her ne ise hayırlısını istemektir. bu olumlu ya da olumsuz olabilir ama illaki hayırlısını istemek. bu isteyişin tezahürü ise hakkımızda olan hayırlısı dediğimiz şeye rıza göstermektir. bu rıza gösteriş bizim için hayırlısı olduğuna kat'i bir iman ile ram olmaktır.
insanlığın kader nokasında bir hatası vardır. "kader daha önceden tayin edilmişse benim içki içmem ya da birini öldürmem kaderle tayin edilmiş "denir. bu yanlıştır çünkü kaderde 2 yol çizilmiştir, biri iyiyi seçmek diğeride kötüyü. şöyle düşünürsek..(
(nacizane)
birinci nokta ve ikincisi arası insanlık tarihi olsun.
burası burası
iyi(hayır)
ezel (yani geçmişi olmamak, herşeyden önce var olmak) <_____________|________|______________> ebed, sonu olmamak sonsuz, baki.
|________| kötü(şer)
nacizane tabloyu ele alırsak insanlık tarihi ezel ve ebed noktasındaki bir aralıktır. biz şu an bu aralığı yaşarız, ve o aralığı çift şeritli bir yola benzetelim biz o aralıkta iyi veya kötü olan yolu seçeriz yani hayır veya şerri seçeriz, seçim noktasında araya bazen parazitler girer yani biz iyiyi seçsekte sonuç kötü olur burda musibet vardır, musibet ise görünüşte kötü gibi duru ancak rabbimizin bizi imtihan ettiği bir nokta olabilir ve bizim için o kötü olay pek çok fayda getirir.
mesela: sevgilinin terketmesi, belki terketmese veya onunla evlenmiş olsan başına çok daha kötü şeyler gelebilirdi. örnekler çoğaltılabilir. **
