batı sanatıyla doğu sanatı arasındaki en büyük farkı kolaylıkla görebileceğimiz öznelliği, narinliği ile ön plana çıkmış geleneksel bir 'meditasyon' sanatımızdır. bu sanatta ya başarılı olursun ya da olamazsın, arası yoktur! 'vay efendim ben burada soyut çalıştım, renklerle oynadım, beğenen ve beğenmeyenler olabilir' deyip de kendini kurtarma cümleleri işe yaramaz. kanımca, hatta kanımca değil gerçekçi bakış açısıyla; batı sanatlarından cok daha önce ekspresyonizmi, sembolizmi ve hatta sürrealizmi yaşamış bir sanattır, üzerine fazla ekleyememiş o ayrı. ee klasik müzikte de aynı şey söz konusudur: klasik ve romantik dönemin üzerine eklenenler her ne kadar başarılı olsa da bu dönemler kadar yaratıcı ve etkileyici değildir. belki türkler de bunun farkında oldukları için klasik tezhibin üzerine modernizmi koymayıp hep çekici kalmayı amaçlamış olabilir. bu yönüyle de bana çekici gelir:)
araştırma yaptığım tarihi bir kütüphane de bir baba oğluna nasihat etmekte. kitap haline getirdiği hem vasiyet hem nasihat niteliğinde olan bu kitap tezhiple süslendirilmekte. belli ki baba, oğlunun bu eseri başucu kitabı olarak ele almasını istemiş ve bir müzehip in kapısını çalmıştır. etkili olup olmadığını bilemem ama çok güzel hareket olduğunun savunucusu olabilirim. bunun gibi bir çok örneği daha vardır. değer verdiğin şeye somut olarak değer verdiğinin göstergesi de diyeiliriz belki.
bazı insanlara katkısı ise; öğrenildikten sonra elle beynin mükemmel uyumuyla yapılabilen bu sanat, sanki bir at yarışını izlemenin hissettirdiği o sonsuz klasik müzik dehasına kanalize olmuş bir zihnin sıçramalarını yakalatabilir. mucizevi bir sırra vakıf oldurtabilir. abartmış da olabilirim tabi. ama sonuçta yapılan şekillere bakıldığında insanı düşündürtür ve bu işte bir tanrı eli var dedirtir.
en kısa tabiri ile osmanlı-türk süsleme sanatıdır.
sanat adını, altınla yaldızlamadan almıştır. tezhip sanatında süsleme sadece kur'an-ı kerim harflerini barındırmıyor. Arapça-osmanlıca harflerle yazılı her metni veya cümleyi süslemek bu sanatla mümkündür. Mesela osmanlı tuğrası tezhip sanatıyla bir esere dönüştürülebilir.
oldukça zor bir sanattır ve her resim yapabilen bu sanatı icra edemez.gerçekten yoğun bir uğraş istiyor.
nasıl öğrenebilirim diyorsanız:
devlet bünyesinde barındırılan kültür bakanlığı kurslarında tezhip-minyatür ve ebru sanatları başvuran herkese ücretsiz öğretiliyor. 4 senelik eğitim sonunda da artık bu sanatı yapabilen kişiler oluyorsunuz. tabii numarasını yaklaşık 3'e çıkarmayı riske atabilecek bir gözünüz varsa.
yine devletin düzenlediği sınavlardan başarı aldığınız takdirde devlet sanatçısı ünvanıda alabiliyorsunuz.
bu sanatı öğrenmek için daha çok türk insanın başvurması gerekli.
kültürümüzü koruyalım lütfen.
türkiye'de bu sanatı ele alan, tanıtmaya çalışan en önemli bayan sanatçılardan biri de münevver üçer'dir. kendisi floransa bienaline davet edilen ilk türk tezhip sanatçısıdır. floransa'da 2.lik almıştır.
yazma kitaplar, levhalar, murakkalar üzerine ezilerek fırçayla sürülecek hale getirilmiş olan altının ve çeşitli renklerin kullanılmasıyla gerçekleştirilen bezeme sanatıdır.
dokuz eylül üniversitesi bu sanatın öğretildiği en dandik yerlerden biridir. hatta orada eğitimi verilen tezhip sanatı katledilmekte ve genel yapısının anası ağlatılmaktadır. ismekte eğitim görmüş kursiyerler bile dokuz eylül üniversitesinde öğretilen tezhibi ceplerinden çıkarırlar. mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi öylemi ama? hayır.
bir kitap süsleme sanatıdır ve altınlamak anlamına gelir.
her türlü kitaba yapılabilen tezhip sanatı özellikle osmanlı dönemi yazılı eserlerinde kuranı kerim için özdeşleşmiştir.
ancak ahşap çekmeceler, kalem kutuları, mücevher kutuları, kemik ve fildişi gibi malzemelerden yapılmış eserlerde tezhiplenmiştir.
tezhip sanatı yapılışı bakımından zevkli ve uğraştırıcı bir iştir.
öncelikle yarı geçirgen bir kağıda desen çizilerek hazırlık yapılır. daha sonra bir özel iğne ile desen delinir.
silkme işleminden sonra ortaya çıkan kalıp veya kopya kağıda basılır.
daha sonra bir keseye çeşitli tozlar konularak şablon üzerinde gezdirilir.
ortaya çıkan tonlar ve altınlanacak yerler sulu boya ile belirginleştirilir ve numaralandırılır.
daha sonra zemın boyanarak numaralı kısımlar altınlanır ve tezhip sonlanır.