"ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin 'medeni durum' dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak ya da sayılmak benim gerçeğim değil."
--spoiler--
nereye gitmek istiyorum ki. nereye gidebilirim ki. sürekli gitmek istemek de, bir yerde, hiçbir yerde olmak istemek değil mi. olabileceğim bir yer kaldı mı. hiçbir yerdeyim.
--spoiler--
Benim için bir Sylvia Plath, bir Nilgün Marmara kadar değerlidir. Edebiyatımızın kraliçesi de denilebilir.
"Hiç kimseyi yalan söylediğini anlayacak kadar tanımak istemiyorum." diyerek beni benden almıştır.
fiziken kendime benzettiğim yazar.özel hayatında tuhaf bir yazar-mış okuduğumdan öyle anladım. ama gerçekten tam bir lirik kraliçesi.1 mayıs 1977 de ne biçim ülke bu lağn diyip ülkeyi terketmeye karar vermiştir.Yaşamın Ucuna Yolculuk kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Ölünür ya.
Bir şey var bu kadında.
Beslenmiş yetiştirilmiş bir hüzün. Her harfinde acı bir tebessüm...
Çok seviyorum hele simsiyahken, o zamanlar daha bir yakıp geçiyor.
--spoiler--
Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yanım yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. iyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. istediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. içgüdülerimi hiçbir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle, okullarınızla, işyerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım.
(Yaşamın Ucuna Yolculuk)
--spoiler--
Her insanı severek dinlerim. Kaygım vardır. Ne düşünürler, yaşama nasıl bakarlar diye. Ama hangi ülkede olursa olsun orta çağ düşüncelerinden sıyrılmış, bağımsız insana az rastlıyorum.. (tam günümüzü anlatmış)
''insan ne denli derin düşünebiliyorsa, sevgisi o denli derindir. o denli doyumsuzdur. ve acısı da o denli büyük. yaşam acısı.
özlemlerim kalmadı. ben aslında sürekli özlüyor ve bir özlem durumunda yaşıyorum. bu yüzden özlemlerim yok.
acı içinde sevinç, gerilim ve rahatlık, insanlar arasında yalnızlık, ölüm özlemi içinde yaşam...
ve bana ölümsüzlüklerin sonsuz acıları kaldı. ben, insan olma çabasının sürekli üstüne giden ben?
alışılmış kalıplara, her türlü kısıtlamaya, kendi meşrebince karşı çıkan, ötekilerin, unutulmuşların, dışlanmışların, toplumda marjinal görülen insanların belli ölçüde sesi olmuş, genç yaşta kaybettiğimiz güzel insan. özellikle ''Çocukluğun Soğuk Geceleri'' gibi okunası romanın yazarıdır.
"insanın başkalarına söylemek istedikleri, kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi sevilmeyi istediği biçimdedir." demiş ruhu güzel yazar.