-hiç kimseyle kendimle bile yaşlanmak istemiyorum.
-sağlıklı kalmak için koşamam. soluk alayım yeter.
-şunu öğrenmelisin: sen hiçbir işe yaramaz değilsin. seni
senden çalan toplumdur.
-ben, belli bir ülkesi olmayan insanlardanım.
-son bireye kadar savaşmak, kendini feda etmek, yanlış bir
kahramanlıktır.
-aşk acısı çekmedim hiç, çünkü dünyanın verdiği acı her
zaman güçlüydü.
-dünyanın acısı olmasaydı taze yeşil yapraklar üzerindeki
güneş ışınlarının anlamı olmazdı.
Hayir o zamanlaar bonzaide yoktu, hangi kafayla bu apal sozleri sarf edebildi anlayamiyorum.
"Genç. Ama yüzünde derin çizgiler var. Sanki çocukken bile yüzü buruşukmuş. Genç. Ama her şeyi yaşamış da, artık hiçbir şeye aldırmıyor gibi bir tutum içinde. Gelişigüzel alıyor yaşamı. Sıkılıyor."
Bugün doğum günü olan yazar ama insan... Yaşamın ucuna yolculuk ettiği kitabında şunu yazmıştı;
"Aynı yaştayız. O, kendisini yaşlı bir adam olarak tanımlıyor, ben kendimi yaşı olmayan bir insan"
Evet, yaşı olmayan bir insandı Tezer Özlü. Yaşadı mı yaşamadı mı bilmiyorum; önemi de yok. Önemli olan düşleyebildiğimiz. Ve ben şuan ve pek şuan'ın içinde Tezer'i düşleyebiliyorum. Bu yüzden, bana düş kurdurabildiği için seviyorum ya...
bir dilek gibi aklımda tuttuğum yazar ama insan...
"Kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor bize. Her an belirtilen bir öğretiye, bizler hep hazırlanıyoruz. Almanca, ingilizce, Latince, Goethe, Schiller, Rus- Alman savaşları, Karlofça- Pasarofça antlaşmaları, fen bilimleri, sayıların kökenleri, köklerin kareleri, tüm dünya ülkeleri. Tüm dünya ülkelerinin savaşları. Nasıl yurttaş olunabileceği. Askerlik görevleri. Savunma. Müslümanlığın koşulları. Faust'un özü. Bulutların oluşması.. Bütün öğrendiklerimi unutmak istiyorum."
"yabancısı olmadığım bir tek olgu var. o da kendi varoluşum. belki tek mutluluğum bu. tek bağlantım. kendimi kavrayamazsam, tüm varoluşum yitmiş demektir."
"yaşamım boyunca uykuyu beklediğim kadar hiçbir şeyi beklemedim. ancak anlamsızlık ve acı sonsuz bir gelişigüzelliğe vardığı günlerde derin derin, uzun uzun çok yorucu uykuları uyudum. yorgun, isteksiz ve umutsuz uyanıncaya dek."
ölüme, yaşama, yalnızlığa dair düşünceleriyle beni derinden etkilemiş yazar. tezer özlü denince aklıma gelen şey kendime sade bi kahve koyup ardından bi sigara yakmak.
yaşamı gitmek olarak algılıyorum artık
sürekli gitmek istemek de,
bir anlamda hiçbir yerde olmak istemek, değil mi?
olabileceğim bir yer kaldı mı?
hiçbir yerdeyim..