yasarken degeri bilinmeyen insanlardan biri daha, benim icin en onemlisi. hos bilinseydi benim asik oldugum tezer olurmuydu bilinmez. " hic kimseyle yaşlanmak istemiyorum, kendimle bile " dedi. ve erkenden gitti. asiyan'daki kabrinde rahat uyu prenses.
''tanrının var olmayacağına inandığım geceye dek,ona hepimiz için uzun uzun yakarıyorum. artık yakarmama gerek kalmadı.istediğimi düşünebilirim'' diyen güzel insan
18'inden gün almış, "hayat çok kötü aslında yahhhh" modunda ortalarda dolaşan hanım kızlarımızın favorisi olan yazar. bir de bu kızlarımızın yabancı favorisi için ;
bütün yazdıkları yaşamın ucunda yolculuk tadındaysa pek özel bir tarafının olmadığına kanaat getirdiğim yazar. fazlaca abartılmış biridir kendisi, gerçi günümüz ergeni bu şekilde çok yazar bulup yüceltmiştir bundan dolayı abartılışına şaşırılmamalıdır.
yalnızken okuyanı, yalnızlığını paylaşmaya itebilen kitaplara sahiptir. ansızın gidişlerin, mükemmel örneği, nilgün marmara ile birlikte, edebiyatın oldukça erken öksüz bırakan insanlarından biridir. dilersiniz ki; yaşamın ucuna yolculuk'u, bu kadar çabuk bitmeseydi, bir kaç ömür daha yaşayabilseydi...
çok çok iyi yazar. edebiyatın incisi, bir tanesi.
der ki; "Hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok... "
Şimdi sen bir anısın. Tenin herhangi bir yerde sürdürecek yaşamını.Hiçbir sevginin ardından gidemem.Sevgi inandırıcı değildir. Düşüncelerin bulduğu, düşüncelerin biçimlendirdiği bir durumdur. Düşünüldüğü oranda büyür, derinleşir, büyütülür, derinleştirilir. O denli dayanılmaz boyutlara ulaşır, ulaştırılır.Gerçekleştirilemez. Soyutlaşır. Ve hiçbir zaman bitmez.Yaşam gibi. Ölüm gibi.
"işte gene uyumam için bir neden yok.Uyanmam için de.Bunları ben mi düşünüyorum?Yoksa Söylüyor muyum?Oysa bambaşka yerdeyim.Sana sarılıp yatarsam ,çocukluğumdayım."
"Bizi saran sıcaklığın. Soğuyan gecelerin. Ve geceleri bürüyen yıldızların. Ve dolunayın. Ve dolunayla birlikte uykusuz kalan insanların. Dolunayla birlikte uykusuz kalınan gecelerin soluk, sisli sabahlarında ölümü bekleyen insanların.
(Ölüm de bir günlük olay değil mi ? )
Bizi saran sıcaklığın. Soğuyan gecelerin. Ve geceleri bürüyen yıldızların. iki insanın sarılarak geçirdiği bu sarsıntı özü olmalı evrenin. Sonsuza dek varan, var eden, yaşatan, yaşamı ileri çağlara doğru devreden bu birleşme..."
sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. iyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. istediğimi çalışmama izin verdiğiniz için. içgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. evlerinizle. okullarınızla, iş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.
"Neden bunalımları çözemiyoruz? Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz. Yirmili yaşların başındaki insanlar böylemi olmalı? Sevişmek için ilkin nikah imzası mı atılmalı? Ya da yalnız kalıp, yıllar yılı erkek kadın özlemiyle kendi kendilerine mi boşalmalılar? Erkekler, kadın resimlerine mi bakıp heycanlanmalılar? ilk kadını genelevde mi tanımalılar?. Karı kocalar birbirlerinin gövdelerine "mal" gözüyle mi bakmalı? insanın doğal yapısı bu davranışların tümüne aykırı. Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor.. Çarpıtılıyor..."
"tanrının var olmayacağına inandığım geceye dek, ona hepimiz için uzun uzun yakarıyordum. artık yakarmama gerek kalmadı." (çocukluğumun soğuk geceleri)