"...ne limanlar var yeryüzünde diyorum. ne açık denizler. ama dağlar arasında kaybolan kaç deniz var?
haykırmak istediğim çok şey var. büyük kayıplar yıkacak değil bizi. açıkça birbirimizle konuşamıyorsak ben ağlamak, bağırarak ağlamak için bahçenin yeşillikleri gerisindeki odama geçiyorsam, biliyor musun, ne güzel ağıtlar içinde uyuyakalmak?"
"kalkın, tüm ellerinizi uzatın bana. tutmak istiyorum, sizleri yemyeşil çimenler üzerine çıkaracağım. soluk yüzlerinizi güneşlerle yıkayacağım. ırak ülkelere gideceğiz. oralarda kara bir ay, ağaçlar arasına akmış. ağaçlar yüksek, sık. uğulduyorlar geceleri. gün ışığını avuçlarımıza alacağız. gelin, kalkın, uzatın ellerinizi."
"En çok güvenim ve sevgim olan insan sensin. Benden çok uzak kaldın, sana ihtiyacım var."
"insan sevgisi zaman zaman yalnızlığımızın boyutlarını aştı, zaman zaman da insanlar yalnızlığımızı birbaşınalığımızdan daha derin, daha dayanılmaz boyutlara iteledi."
Gitmekle alakalı yazılarını okuduğumda kalmayı imkânsızlaştıran kadın. Keskin bir dili ve tehlikeli fikirleri var. Bende hayranlık uyandırabilecek nadir yeteneklerden.
Artık gitmeyeceğim. Nereden geldiğim sorusunu yanıtlamak istemiyorum. Hiçbir yerden gelmiyorum. Kendimden başka.
Tezer özlü; türk edebiyatının lirik prensesi,nostaljik prenses, gamlı prenses ve kurban, sistem kurbanı..
türk edebiyatımızın gamlı prensesi olarak bilinir.
güzel kadın, kelimelere de güzel yüreğini katar.
yazdıklarının acılığı içinde gösterdiği sıcacık ruhu, yumuşatır okuyanı.
yaşamın ucuna yolculuk adlı anlatı tarzındaki kitabında da enfes kalemiyle efsaneler yaratmıştır.
"insanın yalnız cesedi yalnız kalabilir. canlı(cesedi) asla. çocukluğumda yeryüzünün sonsuzluğunu algılayabiliyordum, ama yaşlı kadınların yalnızlığını değil." syf.24
"artık gitmeyeceğim. nereden geldiğim sorusunu yanıtlamak istemiyorum. hiçbir yerden gelmiyorum. kendimden başka." syf.27
"yaşamın sonu hiçbir zaman bana ırak gözükmedi. her yüzde her solukta, her büyüyende, her yaşlananda, her sarılmada, her sabahta gördüm yaşamın sonunu. çocukken bile, buğday tarlalarında, yaz gecesi mehtabında ve çocukluk gecelerinin derin karanlığında gördüm yaşamın sonunu, ama ben giderken, ben ya da tren görünümlerin içinden, kentlerden, köylerden, tarlalardan, dağ sıraları önünden, ardından, bir göl kıyısndan, bir nehir yatağı ya da gri bir deniz yüzeyi boyunca ilerlerken, yol alırken, tanımadığım insanlar hızla gidiş yolunun aksi yönde yitip giderken, her görüntüyle birlikte ardımda benden uzaklaşırken, yitip giderken, işte ancak o zaman uzaklaştım yaşamın sonundan." syf.36
"Türk edebiyatındaki, sayılı piyasa amacı gütmeyen kaliteli yazarlardan birisi-ydi.
"Neden bunalımları çözümleyemiyoruz? Neden dost olmadan erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Yirmi yaşlarının başındaki insanlar böyle mi olmalı? Sevişmek için, ilkin nikah imzası mı atılmalı? Ya da yalnız kalıp, yıllar yılı erkek-kadın özlemiyle kendi kendilerine mi boşalmalılar? Erkekler, kadın resimlerine mi bakıp heyecanlanmalılar? ilk kadını genelevde mi tanımalılar? Karı-kocalar birbirlerinin gövdelerine "mal" gözüyle mi bakmalı? insanın doğal yapısı bu davranışların tümüne aykırı. Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor. Çarpıtılıyor."
"insanın başkalarına söylemek istedikleri, kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi sevilmeyi istediği biçimdedir." demiş ruhu güzel yazar.
alışılmış kalıplara, her türlü kısıtlamaya, kendi meşrebince karşı çıkan, ötekilerin, unutulmuşların, dışlanmışların, toplumda marjinal görülen insanların belli ölçüde sesi olmuş, genç yaşta kaybettiğimiz güzel insan. özellikle ''Çocukluğun Soğuk Geceleri'' gibi okunası romanın yazarıdır.
''insan ne denli derin düşünebiliyorsa, sevgisi o denli derindir. o denli doyumsuzdur. ve acısı da o denli büyük. yaşam acısı.
özlemlerim kalmadı. ben aslında sürekli özlüyor ve bir özlem durumunda yaşıyorum. bu yüzden özlemlerim yok.
acı içinde sevinç, gerilim ve rahatlık, insanlar arasında yalnızlık, ölüm özlemi içinde yaşam...
ve bana ölümsüzlüklerin sonsuz acıları kaldı. ben, insan olma çabasının sürekli üstüne giden ben?