çok çektireni de vardir hiç ilgilenmeyeni de. ne kadar yorucu olursa olsun geçiyor o günler gençler. öğrenciliğin tadını çıkarın. iş hayatına başlayınca çok ararsınız bu günleri.
Danışman, bir araştırma görevlisinin akademik hayatındaki en önemli insandır. Danışmanınızın alanı ne, size ne kadar zaman ayırabilir, karakteri nasıl, anlaşabilecek misiniz bunların hepsi sizin geleceğinizi belirleyecektir.
Danışmanınızı ne kadar sevseniz de bazen ömür törpüsü haline gelebilmektedirler. Yarın tez önerisi tesliminin son günü fakat sevgili danışmanım bir haftadır bugün bakacağım yarın bakacağım diyerek beni oyalıyor ve hala bakmadı bakacağı topu topu dört sayfa oysa ki. Şimdi arasam ya "ben seni unuttum" diyecek ya azarlayacak. Ne yapacağımı şaşırdım. Allah tez danışmanından çektirmesin. Amin.
bitirme tezimi yazarken tez danışmanım japon bir profesördü. sayesinde japonlara olan sevgim 10 kat arttı. adam benim için başlıkları vs. her şeyi düzenledi bana kaynak verdi. ben sadece bulduğum şeyleri başlıklara ekledim. her hafta götürdüm. baştan sonra okuyup hatalarımı düzeltti. böyle bir şeyi bir türk hocanın yapması imkansız mesela. diğer arkadaşlarım hep patladı amk. :)
yüksek lisansta önemli, doktora da hayati derecede önemli bir yere sahiptir. kimisi çok zorlar yaptığınız hiçbir şeyi beğenmez zaman zaman boğazına sarılmak istersiniz ancak bu tip danışmanlarla yapılan çalışmaların sonucunda genelde iyi şeyler ortaya koyarsınız. kimisi de çok umursamazdır, ne yapıp götürürseniz tamam der olmuş der, bu tip danışmanlarla yapılan tezler ise sadece "yüksek bilmem ne" unvanı almanızı sağlar. sonrasında akademik çalışmaya devam ederseniz allaha emanet yapılmış bir tez hayatınızın bir noktasında (doktora tez savunması, doçentlik sınavı gibi) size olumsuz olarak dönüş yapacaktır. doktora da tez danışmanı bulmak bir hayli zordur. doktora ölümdür çünkü. ölümlerden ölüm beğenmektir. hele bir de akademik anlamda güçlü bir hocayla çalışmıyorsanız doktora da doktora tezi de yılan hikayesine döner gider.
Anlamadığı konuda anlamadığını çaktırmamak için sürekli yazdığınızı boklayanı çekilmiyor arkadaş. Lan sen danışmansın. Az akıl ver, de ki şurası olmamış... Hayatta demez. Anlasa saydırır da anlamayınca seninki olmamış der durur. Sayfa numarası söyle, tablo numarası söyle, bana kanıtlarla gel sayın bilim adamı...
Elin bebelerinin tezinde daha çok tablo varmışmış, onlar daha çok yazıyormuşmuş... Bir ölçekteki bütün maddelerin her değişken için frekans tablosunu ben de versem 20 tablo da ben eklerdim. Peki o zaman t-testi ve anovaları ne amaçla yaptığımı, kör olup olmadığımı sormayacak mıydın? Anlasan sorardın... Anlamayınca neden koymadın diye kızarsın.
bazı profesörlerin kağıt üzerinde yapıyor gözüktüğü iş. kağıt üzerinde danışman profesör x ama çok işim var uğraşamam deyip işi çömezlerine yaptırıyor. böyle olunca gelen geribildirimlere güven olmuyor.
Maillerini bırak okumayı mail hesaplarını dahi açmayı bilmeyen kişilerdir.
- fikriciğim şuraları şöyle şöyle yapsaydık,
+ hocam ben yapıp, maille yollamıştım 1 hafta evvel?
- yoooeğğ bana öyle bi mail gelmedi
+ nasıl gelmedi hocam aha bakın işte burada
- he görmemişim, tamam işte sen şuraları şöyle şöyle yap bi daha bakalım.
padişahlar önemli konuları danışmak için danışmana ihtiyaç duyduklarında kurarlarmış bu cümleyi. "tez danışmanı getirin" , danışmanın çabucak getirilmesi için. evet.
Fevri cikislar yapmak istemem, anlik sinirle cirkin seyler yazmak da istemem ama allah alsin kendisini.
Kalbimin ucunu kiriyor benim.
Ruh hastasi olmaya bir adim daha yaklastim cok sukur.