şimdiye kadar evlat, kardeş, abla, arkadaş, yeğen, kuzen, baldız :) öğrenci, öğretmen * oldum ama en güzeli ve en başarılı olduğum vasfım teyze olmak. ağrısız sızısız evlat sahibi olmak gibi bir şey.
istense bir anne olabilir. hatta konu hamur işlerine, keklere, pastalara geldiğinde annenin 1,5 katı da olur. her gidildiğinde eve güzel güzel yiyeceklerle dönülendir.*
uzakta da olsa sevdiğin insandır benim için. Ve bugün 2 ay önce yakalandığı illet sonucu artık daha da uzaklara gitmiş olandır benim için. Huzur içinde yat teyzem.
canım. kelimenin tam anlamıyla canım. bir insan bu kadar fedakar olamaz. yaptıkları borçluluk hissi uyandırıyor. sevinemiyorum bile. ben nasıl ödeyeceğim bunu diye düşünüyorum. böyle bir insan benim teyzem olduğu için çok şanslıyım. hiç bu kadar şanslı hissetmedim hem de hiiç.
yeri geldiğinde yarısı değil annedir. sevilir. halden anlayan, sohbet edebileceğiniz bir arkadaş gibidir çoğu zaman. akraba işlerini pek sevmesem de o başkadır. büyüdüğümüze de bir türlü inanamazlar hep küçüklüğümüze dair birşeyler vardır onlarda.
Önümüzde ilerleyen tankerin üzerindeki 'DANGER' yazısını görüp de
"Allah'ın akıllısı, tanker yazacağına danger yazmış" diyen ve arkasından
Kahkahalarla gülen teyzemi nerelere göndersem acaba?
kirk yilda bir eve geliyorum,
teyzem mutlaka beni pazar gunleri yakalayip
"cayini icmemissin, gazeteleri dagitmissin. neden boyle yapiyosun matilde ?"diyor.
ya ne yaptim kadin? sanirsin acayip igrenc bir sey yapmisim ya, pes.
benim 3 tane var bunlardan. yaz aylarında herkes memleketlerine dönmüşken anneanne evinde toplanıp sabahlara kadar edilen muhabbetin verdiği zevk başkadır.
istifa etmenin mümkün olup olmadığını sorguladığım aile bağı.
Kafam şişti kafam. Bir çocuk yerinde hiç durmaz mı yau. Düz duvara tırmaya çalışıyor. Te allahım...
Gece gece hatıra düşüp duygulandırandır.
Ben çok küçükken annemin de iş hayatına mecburi şekilde dahil olmasıyla elinde büyüdüm teyzemin. Tanıdığım en olgun insandır teyzem.benim annemden de kendi annesinden de olgundur.merttir keza.onu o kadar severdim ki teyze denince diğer teyzelerim hiç aklıma gelmezdi.annemin ne büyük fedakarlıklar yaptığını anlamıyorduk o zamanlar içten içe kızardım ona. Hasta olurdum teyzem olurdu karşımda, kahvaltı yapmayınca o kızardı; ilk kavgamda o ayıpladı, ilk karnemde o gurur duydu.takribi ben 11 yaşındayken ayrıldık onunla.
Eskiden sigaranın uyuşturucunun mahallelerde kol gezdiği zamanlarda 'oğlum pişman olacağın şeyler yapma' derdi.en Son telefonla konuştuğumuz günse şakayla karışık 'bu yaşların değerini bil yapmadığın şeylerden pişman olma' dedi.Boğazım düğümlendi yemin ederim.konuşmadım.anladım ki yaşlanmıştı artık.
benim teyzem de oğluyla evlenmedim diye küs bana.. kardeş gibi büyüdük, abim dediğim biriyle nasıl evleneyim. yapamadım, küstüler bana. umrumda bile değil yapamazdım bunu, zorla güzellik olur mu hiç.. hem akraba evliliği mi kaldı, kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz.. bunu akıllarından bile geçirmemeleri gerekiyordu. bir tanecik teyzem vardı, onu da bu nedenden dolayı kaybetmiş oldum..