tevrat incil ve kuran ın kökeni sümer mitleridir

    1.
  1. muazzez ilmiye çığ tarafından iddia edilen turan dursun başta olmak üzere din ve inanç karşıtı kesimlerin sahiplendiği ve semavi dinlerin sonunu getireceği iddia edilen bir muazzez ilmiye çığ saptaması.

    iddia sümerler hakkında incelemelerde bulunan muazzez ilmiye çığ tarafından orataya atılmış (bkz: kuran incil ve tevrat ın sümerdeki kökeni) ismiyle kitaplaştırılmış ve ulusalcılar iddiaya sazanlama atlayarak semavi dinlerin ilahi değil efsane kaynaklı olduğunu dillendirmeye başlamışlardır. günlerce ilahi kitaplarda bulunan "insanın çamurdan yaratılması" "nuh tufanı" "cennet cehennem" vb. kavramlar başta olmak üzere semavi dinlere ait bilinen birçok özelliğin aslında sümer efsanerlerine dayandığı hz. muhammed gibi elçilerin bu efsanelerden alıntı yaparak kutsal kitabı yazdığı söylenmiştir. turan dursun sitesinde günlerce manşetten "semavi dinlerin ilahi kaynaklı olmadığı ıspatlandı" türü manşetler atmış(sitede hala bulunmaktadır) ateistler ve deistler harekete geçmiş ve konu hakkında bilgisiz insanların yanlış bilgiye sahip olmasına neden olunmuştur. halbuki iddia islam açısından kusursuz bir şekilde çürütülmektedir;

    1) kuran ve tevrat ilk insanın hz. adem olduğunu ve hz.ademden günümüze çok sayıda kavme çok sayıda peygamber gönderildiğini söylemektedir. yani ilmiye çığ'ın iddia ettiği sümerlerden çok daha eski zaman kuran ve tevrat tarafından çerçeve içine alınmış ve başlangıç olarak hz.adem gösterilmiştir. kuran her kavme bir peygamber gönderildiğini iddia eder.

    --spoiler--
    Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmişolmasın.
    (Fatır Suresi, 24)

    Andolsun, Biz her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.
    (Nahl Suresi, 36)

    Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmışdeğiliz.
    (Şuara Suresi, 208)
    --spoiler--

    dolayısıyla bu noktada islamın savunması; uzun süre önce bir uyarıcı gönderildiği ve bu uyarıcının getirdiği dinin islama ve diğer semavi dinlere çok benzeyen bir din olduğ, fakat uzun süreç içinde sümer vb. kavimlerin bu dini tahrif ederek büyük oranda değiştirmesiyle bozulmasıdır.. sümerler'in efsaneleri işte bu gönderilen dinin bozulmuş oldukça değiştirilmiş kısmen benzerlikler gösterem bir yansımasıdır.

    işte bu kusursuz savunma islamı ve diğer dinleri çürüteceğiz diye yola çıkanları savunmasız bırakmış hatta islam karşıtları kendilerini islamı savunan bir çizginin içine hapsedilir bulmuştur. zira sümerlerin efsanelerinin şimdiki semavi dinlere benzemesi kuranı kerim'de yer alan her kavme peygamber gönderildiği fakat bu peygamberlerin getirmiş olduğu dinin kavimler tarafından bozulmuş olduğu iddiasını neredeyse kesinleştirmiştir.
    6 ...
  2. 9.
  3. bugün bir d&r'da 45 dakikada okuduğum muazzez ilmiye çığ kitabında öne sürülen düşüncelerin özetidir. bilimsel bir kitap olmadığını söylemek zorundayım. neden?

    çünkü kitap en baştan kutsal kitapların tanrısal kaynaklılığını reddederek yazılmaya başlanmış, böyle olunca da kitabın maksadı sadece bu savı kanıtlamak olarak görülüyor. yani tanrı yoktur, kutsal metinler ve (burada sadece kuran, diğer kitaplar zaten tahrifata uğramışlardır) tanrı kökenli değildir, insan işidir, allah veya yaratıcı diye bir şey yoktur. bu son derece yanlış, bilim dışı bir yönelimdir. dünyanın sayılı sümerologlarından birisinin bu şekilde davranmış olması üzücüdür.

    bilimsel olabilmesi için muazzez hanımefendi kitabı kendi düşüncesi doğrultusunda değil de diğer açıdan da ele alabilmeliydi. yani ateizm açısından ve teizm açısından konuyu iredelemeliydi.

    bir önemli nokta ise şudur ki, maalesef muazzez hanım din ve dinler konusunda çok az şey biliyor. islam'ı, kuran'ı eleştirebilirsiniz, bu sizin özgürlüğünüzdür, kimse karşamaz buna. ancak bir kuran meali okumakla o'nun içinden bir kaç ayeti çekip yorumlamakla bu eleştiriyi yapmaya kalkarsanız gülünç durumlara düşersiniz.

    tevrat'a şu şöyle yazılıyor, kuran'da bu geçmiyor, ya da başka türlü anlatılıyor demekle aslında kuran'ı doğrulamış oluyorsunuz. çünkü bizzat kuran tevrat'ı ve incil'i büyük bir miktar yalanlamaktadır, hatta bir ayette özetle bu kuran tasdik etmedikçe hiç bir kitap hak olamayacaktır yazılıdır. işte aydınlarımızın din konusundaki bilgisizlikleri muazzez hanım'ın bu kitabında bir defa daha belli olmuyor mu? bizim aydınımız dine her zaman ön yargılı davranmış ve bunun sonucunda aydın-millet kaynaşması olamamıştır. tam aksinin olduğu batı ise bugün din konusunu tartışmamaktadır bile.

    insanın yaratılması, eski nesillerin başlarına gelenler, peygamberlerin hikayeleri, nuh tufanı gibi konular hakkında da sümer efsanleriyle aynı buluntular meydana gelmesi geçmişte sümerlerin de aynı ilahi tebliğe muhatap olduğunu göstermez mi? hatta daha uzağa güney amerika'ya gidersek maya ve aztek kültürlerini derinlemesine irdelersek benzer olaylarla karşılaşmazmıyız? bunların hepsi de kutsal metinlerin allah sözü olduğunun ve hak olduğunu kanıtı değil midir?

    muazzez hanım bu kitabıyla ulusalcıları mutlu değil tam aksine muazzep etmişlerdir. dinci siyasetle dini inkar ederek mücadele edemezsiniz. bu tarz kitaplar ve söylemler ancak onların saflarını sıklaştırır. ben bir ulusalcı hatta daha ileri giderek bir ulusal sosyalist olarak ço ksaygı duyduğum muazzez ilmiye çığ hanımefendi'nin söz konusu kitabından ve bilisiz beyanlarından üzüntü duydum.

    atatürk dinci siyasetle mücadele ederken hiç bir zaman dini inkar etmemiştir. tam aksine dinkonusundaki bilgisizliğin ortadan kaldırılması için en başta kuran'ı türkçeye çevirtmiştir. atatürk şayet bu kitabı görseydi şiddetle tepki göstereceğine eminim. nereden mi biliyorum? bunun için atatürk'ün kayıp kıta mu ve mayalar hakkındaki araştırmalarında mexico büyükelçisi tahsin mayatepek ile ilişkilerinde takındığı tavrı bilmekte fayda vardır.
    2 ...
  4. 8.
  5. provoke edilmeye çalışılan çarpıtma / iddia çünkü;

    Allah, Adem'den Hz. Muhammede milyonlarca peygamber / uyarıcı / elçi gönderdi!

    Gönderdiği mesajlar 2 sınıfta toplanıyor! (Kuran'a bakınca anlaşılıyor)

    1. Genel konular! Yaratıcı, yaratılış, ahiret, hesap, cennet, cehennem vs...

    2. Özel konular! O devrin şartlarını da içinde barındıran, yaşam tarzı, ibadet, ahlak, sosyal ilişkiler vs...

    Adem'den Hz. Muhammed'e kadar gönderilen milyonlarca elçinin ulaştırdıkları ayetlerin "genel konuları" hiç değişmedi!
    (insanlar tarafından değiştirilmesinden bahsetmiyorum! Allah gönderdiği genel konulu mesajları değiştirmedi diyorum!)

    Allah'ın değişik dönemlerde gönderdiği hükümlerde değiştirdiği kısımlar ise, zamanın şartlarına göre insanı terbiye yöntemleriydi.

    Genel kavramlar ise hep aynıydı! (Tevrat, inciller ve Kur'an-ın ortak noktalarının bulunmasından anlıyoruz!)

    Tarihte bilinen büyük şahısların (hamurabi gibi) peygamber olma ihtimalleri yok mu?

    Burada sıralanabilecek büyük ya da etkili uygarlıkların, kendilerine gönderilen elçilerin mesajlarını tabletlere geçirmiş olamazlar mı?

    Kur-an'ı okuduğunuz vakit göreceksiniz Adem'den bu zamana kadar olay ve olguların nasıl geliştiğini.
    2 ...
  6. 4.
  7. cehaletin iktidarı çok uzun zaman önce kuramsallaştırılmış tartışmanın izleme ve kanıtın sunulması yöntemlerine de yeni bir çıkış getirdiğini görmemize vesile olmuş.

    muazzez hocanın kitabının eleştirisi kendi kendisini doğrulayan bir, kendi kendisinin kanıtı olarak fasit bir dairede çözülmeye çalışılmış ama entrynin başı ile kıçı arasında bırakalım anlamsal bütünlüğü, kanıtı sunma açısından sebp-sonuç ilişkisi bile yok. hep diyorum yazar olmadan önce okumak lazım. okumak lazım ki nedenselliğin tanımlanması aşamasında abidik gubidik kanıtlanmalara sapmayalım.

    bu sapmanın kritik eşiği aşıldıktan saçmalamak elbette çok kolay; ama bu saçmalığı çözmek tartışma adanı içerisinde çok basit;

    muazzez hoca ne diyor? "kuran incil ve tevratın kökenleri sümer mitlerinde var"

    islamcı ne diyor?

    "elbette olacak. gönderilmiş olan din az çok aynı. ama zamanla eskileri bozulmuş, ondan sapma var. kaynak? kuranın kendisi." ibiş.

    çapraz sorgualama ve referanslar ile her ne kadar soun çözülebilecek olsa da en basitinden insanlık tarihi bize ışık olabilir. insanlık şamanizm çok tanrılı din sonrasında tek tanrılı din sırasını izler. bu süreç insanın avcı toplayıcı-tarım-şehirleşme gelişmesi ile paralel giden bir süreçtir. bu süreç bugün gayet bilinen şekilde anlamlandırılıktan sonra; sümerlere tek tanrılı bir din gittiği oysa sümerlerin bunu zamanla çok tanrılı bir dine çevirdiği düpedüz dön baba dönelim hacılara dönelim demektir.

    öncelikle; her dinin -polytheist ya da monotheist- seremoni yöneticis, büyücü/şaman/peder/rahip/imam bu dinden nemalanır. tek bir tanrısı olan bir dinde doğal olarak tek bir hiyerarşik yapı olur ve bu yapı doğal olarak kendi gücünü korumak ister. bu sebeple çok tanrılı dine dönemez.

    sümer metinlerinin bizlere anlattığı tarih yaklaşık 600 bin yıla denk gelmektedir. oysa tevratın referans rakamları toplandığında -tevrat okumamış dincilere selamlar, ben okudum topladım- dünyanın tanrı tarafından yaratılması 10000 yılına denk gelir.

    fosil kayıtları ile bile çürütülmüş bir iddia.,

    ayrıca madem kuranın referansı ile konuşuyoruz :

    (bkz: yaratanların en güzeli olan allah/@elmakebabi)

    (bkz: yaratanların en güzeli olan allah/@jackskellington)

    (bkz: kabe/@jackskellington)
    2 ...
  8. 6.
  9. 13.
  10. hz. adem kürtlerin atasıdır.
    1 ...
  11. 3.
  12. az önemli bulgu. kuranı ele alalım. kuran; yep yeni bir tarih yazıp önümüzü koymadı. içinde geçen hiçbir kavram kuranla var olmadı. izlenmesi gereken yolun inceliklerinin derlendiği bir kitap oldu. bu bulgu kuranı değersiz kılmaktan ziyade hakiki kılıyor.
    0 ...
  13. 12.
  14. düşünememe belirtisidir. bre zındık her kutsal metinde tanrının mesajı değişmez yazdığını ve ilk peygamberin insanlığın ilk yıllarında gönderildiğini biliyorsan sümer dönemi ya da öncesi bir peygamberin gelip aynı şeyleri söyleyebileceği çıkarımını da mı yapamıyorsun? ha bunları bilmiyorsan ne bok yemeye araştırmadan etmeden böyle yazılar yazıyor vaktimizi alıyorsun?
    3 ...
  15. 7.
  16. sümer kültürünü temel alan akadlıların kralı büyük sargon için yazılan şiir şu şekildedir:

    "Ben Agadenin kralı büyük kral Sargon!

    Annem yüksek bir rahibe idi, babamı bilmiyorum.

    Yüksek rahibe annem beni gizlice doğurdu.

    Beni bir kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı.

    Beni nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım.

    Nehir beni sürükleyerek su çekici Akkiye götürdü.

    Akki beni sudan çıkardı, kendi oğlu gibi büyüttü beni. "

    musa'nın hikayesine ne kadar benziyor değil mi. evet öyle çünkü birebir alıntı. sümerlerde rahibeler tanrının karısı olarak görülürdü. yani eğer rahibe çocuk doğurursa, doğan çocuk tanrının oğlu olarak dünyaya gelirdi. bu nedenle çocuk doğuran rahibe öldürülürdü.
    2 ...
  17. 10.
  18. dünyadaki önasya arkeologlarının ve sümerologlarının üzerinde birleştiği tez. burada sümerlerin özelliği, toprağı ilk işleyen, ürün yetiştirmek için doğadan medet uman ilk topluluklardan olmalarıdır. bu ortamda söylenegelen mitlerin diğer ortadoğu inançlarına sirayet etmesi normaldir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük