"Tevfik Fikret'i ve Ziya Gökalp'i yakından tanıdım. Fikret'in bilgisi orta derecede, bir çok bahisierde ondan da dundu. Mütefekkir olarak kainatı hayli mahdud idi. Mesela yaşının kemal devresinde meyl ettiği sol nazariyeleri o kadar basit ve hayal meyal bir halde benimsemişti ki o senelerde Avrupa'da o nazariyelerin kitaplarla, mecmualarla, gazetelerle, hutbelerle, nihayet amele aleminde ve Parlementolarda bilfiil çalkantılarıyle, onda bir mikyasda olsun bilmezdi; bilmeğe fazla hevesli de değildi."
he la he biraz mübalağa ettim. sonuca odaklanabilir miyiz?