kalbin allaha tam anlamıyla itimat etmesi, güvenmesi ve inanması onun ile rahat etmesi. böyle bir insan, dünya malına gönül bağlamaz. dünya işlerinin bozulmasından üzülmez. allahın rızkı göndereceğine emindir. atalet ile aralarında ince bir çizgi vardır, karıştırılmamalıdır.
Tevekkül geniş anlamıyla şöyle tarif edilebilir: Dini yahut dünyayı ilgilendiren her hususta, alınabilecek bütün önlemleri aldıktan, gereken sebeplere sarıldıktan sonra işin sonucunu Allah Tealaya havale etmek, Ondan gelene baş göz üzere deyip razı olmaktır. Bir diğer ifadeyle; dinen mahsuru olmayan sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi sebeplerden değil, sebepleri var eden, onlara tesir gücü veren Yaratıcıdan beklemek, Ona güvenmektir.
hedefe ulaşmak için gerekli bütün, maddi ve manevi sebeplere başvurduktan sonra,
yapacak bir şey kalmayınca allah a dayanıp güvenmek ve işin sonucunu ona havale etmektir.
ne mutlu gerçekten teslim olabilene, ne mutlu gerçekten tek vekilinin rabbi olduğunu bilene.
rabbim hepimize nasip etsin. önemli olan zor bir durumla karşılaşınca da aynı soğukkanlılığı koruyabilmek. lakin ben beceremiyorum. rabbim bana da nasip et!
bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu Allah'tan beklemek anlamına gelmektedir.
bir is vb icin gereken her seyi yaptıktan sonra gerisini allah a bırakmaktır. gerekeni yapmadan dua etmenin, istemenin anlami olmayacagini su dörtlük cok güzel özetler.
Allah a dayandım diye sen cıkma yataktan.
Manayı tevekkül bu mudur? hey gidi nadan!
Ecdadını zannetme asırlarca uyudu.
Nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
herhangi bir işin dini ve ahlaki gereklerine yapışarak; iyiye, güzele ve doğruya gidişi için olanca çabayı gösterdikten sonra, doğacak sonuçlar için yaratıcının inisiyatifini beklemek.
tam karşılığı şu atasözü ile verilmiştir;
"eşeğini sağlam kazığa bağla sonra allah'a emanet et!"
Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir;Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır.(Talak suresi 2-3)
Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.(Ali imran 160)
Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (enfal 2)
Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı-gücü yoktur.(nahl 99)
"müslümanım" iddiasında bulunan herkeste bulunması gereken özellik.
tevekkül etmek bir müminin en büyük özelliklerindendir. zordur, kolay değildir. özellikle sinirli sıkıntılı zamanlarda tevekkül etmek hakikaten bir erdemdir. allah'ın çok hoşuna giden bir harekettir.
insanlar ilk anda isteyerek tevekkül etmiyor aksine her olayın altından kendisinin kalkabileceğini düşünüp Allah'a bırakmayı uygun bulmuyor ve birden tüm pili tükeniyor ve tıpış tıpış huzura geliyor. Yükü hafifliyor.
Olana değil olmayana razı olmaktır bi anlamda, olacak olanları Allah'a bırakmak, günlük kullanımla akışına bırakmak demektir.
Sanırım en ihtiyacım olan şey ayrıca..
"eğer onlar allah ve resulünün kendilerine verdiğine razı olup, allah bize yeter, yakında bize allah da lütfundan verecek, resulü de. biz yalnız allah'a rağbet edenleriz deselerdi (daha iyi olurdu)."