tevbe

entry16 galeri1
    16.
  1. 15.
  2. "her türlü günahtan dolayı tevbe edilmelidir. "eğer günah allah ile kul arasında olup kul hakkını ilgilendirmeyen hususlarda ise böyle günahların tevbesi için 3 şart vardır,
    1) günahtan ayrı durmak
    2) yaptığından dolayı pişmanlık duymak
    3) günaha bir daha dönmemeye kesin karar vermek
    eğer günah kulları ilgilendiren hususlarda ise günahların tevbesi için ilk 3 şarta ek olarak kul hakkından kurtulmak gerekir.
    enes b. malik(r.a)'dan şöyle demiştir : rasullüllah (sav) :" allah, kulunun tevbe etmesine, sizden birinin ıssız bir çölde kaybettiği devesine rastlayıvermesine sevindiği gibi sevinir." buyurmuşlardır.
    1 ...
  3. 14.
  4. ne kadar günah işlerseniz işleyin ne bok yerseniz yiyin ne işe girdiyseniz girin. illa ki kabul edilecek ve içten yapınca af olmuş hissi verecektir.Ama şunu unutmayın bir tahtaya çivi çakılıp sökülmesiyle iz kalır ama diğerinde o iz olmaz biri o izle gezer diğeri onsuz.
    Düşünüp tutasınız diye size akıl verilmiştir. Muhasebesi size kalmış.
    2 ...
  5. 13.
  6. kıyamete kadar açık bir kapısı vardır.

    inatta ve günahta ısrar edenler iflah olmaz
    2 ...
  7. 12.
  8. lisede ders boş, müdür yardımcısı başımızda duruyor kudurmayalım diye, havadan sudan muhabbet.

    Kapı çalındı din kültürü hocamız geldi. Kulağında kulaklık elinde bir mp3 şaşırdık. Teknolojiyle içli dışlı olan biri de değil.
    -hocam ne iş?
    -yan sınıfta dersteyim, öğrencilerden biri dinliyordu ben de aldım elinden.
    -doğru yapmışsınız hocam.
    -"sil baştan başlamak gerek bazen" diyor. Bana tevbeyi hatırlattı!
    2 ...
  9. 11.
  10. 10.
  11. "insan, Suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur."
    Günah işlemek, suya düşmektir.
    Günahta ısrar etmek, sudan çıkmak istememektir.
    Tevbe etmek: sudan çıkmak, ıslanan giyimleri değiştirerek normalleşmektir.
    1 ...
  12. 9.
  13. “Güneş batıdan doğmadan önce kim tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder.” (Riyazü's Salihin ,18)

    hadis-i şerif.
    1 ...
  14. 8.
  15. iblis in hz.adem e secde etmemesinin akabinde, tevbe ile alakalı olarak şöyle bir konuşmanın geçtiği rivayet edilmektedir. bahsi geçen tüm insalıktır.

    şeytan: büyüklüğüne and olsun ki, ölüm ona uğrayana kadar onu yoldan çıkarmak için çabalayacağım.

    Allah: büyüklüğüme and olsun ki, onun ruhunu teslim almadıkça, onun tevbesini kabul edeceğim.
    4 ...
  16. 7.
  17. tevbe dönmek, pişman olmak demektir. yani, islam dininin emir ve hükümleri dahilinde, haram ve yasak olan şeyleri terk edip, helâl ve mübah olan şeyleri yapmak demektir.

    kulun işlediği günahlardan dönerek tevbe etmesi ve allah-u zülcelâl tarafından af ve mağfiret edilmesi, dil ile kalbin birlikte pişmanlık duyarak tevbe etmesine bağlıdır. sadece diliyle tevbe edip, kalbinde günahına devam etme yönünde bir meyil olursa bu tevbe yalancıların tövbesi olur ki; allah-u zülcelâl' in bu şekilde yapılan tevbeleri kabul etmesi mümkün değildir.

    tevbenin hem dil hem de kalp ile yapılması ve bunun yanında geçmişteki günahlara düşmemeye azmedilmesi, tevbe eden kişinin tevbesinin kabul olunmasının en büyük alâmetlerindendir.

    çünkü allah-u zülcelâl âyet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "ey iman edenler! hepiniz toptan allah'a tevbe ediniz, umulur ki kurtuluşa erersiniz." (nur; 31) diğer bir ayet-i kerimede de şöyle buyrulmuştur: “o (allah) kullarının tevbesini kabul eden, kötü hareketlerini bağışlayandır.” (şûra; 25)

    allah-u zülcelâl, günahkâr kulunun tevbesini kabul etmenin ötesinde bundan memnun olur, sevinç duyar. allah-u zülcelâl' in tevbe edenler için sevinmesi, çölde yiyeceğini ve bineğini kaybeden kimsenin onları bulmasından dolayı sevinmesinden daha fazladır.

    tevbe, bir sabun gibidir. sahibini günahların kirlerinden temizlemek suretiyle tertemiz yapar. allah-u zülcelâl bir âyet-i kerimede: “ ... tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra doğru yola giden kimseyi bağışlarım” ( taha; 82) buyurmuştur.

    bir kimse, günahların çirkinliğini ve sonunun ateş olduğunu bilir, allah-u zülcelâl'in azabına karşı kendi acizliğini hatırlarsa, günahlardan kendisini muhafaza etmeye gayret eder ve hemen tevbeye sarılır.

    hiç kimse nefsinin hilelerinden emin olup tevbeyi terk etmemelidir. çünkü allah-u zülcelâl bir âyet-i kerimede: “fakat, insan ileriye doğru daima kötülük yapmak ister.” (kıyame; 5) buyurmuştur. onun için insan daima kendisini kontrol altında tutmalı, daima tevbe üzere bulunmalıdır.

    peygamber efendimiz (s.a.v)' de bir hâdis-i şeriflerinde: “her kim, tevbe etmeye devam ederse, allah da onun sıkıntısını neşeye çevirir, darlığına bir çıkış yolu bulur ve ummadığı bir yerden onu rızıklandırır.” (buhari, tirmizi) buyurmuştur.

    tevbe, bütün müminlere farzdır. i̇nsan tevbe ettikten sonra kendisini bütün hata ve günahlardan uzak tutmaya gayret etmelidir. bu nedenle hz. ali (r.a) demiştir ki: “tevbe etmek farzdır. fakat tevbe etmeyi gerektiren şeyleri terk etmek ondan önce farzdır.

    alıntıdır.

    http://www.tevbekapisi.co...s/image/dua_eden150px.jpg

    Bu güzel miraç kandilini dualarla, salih amellerle geçirmeniz dileğiyle.
    1 ...
  18. 6.
  19. kötü olani terk etmek , güzel ve iyi olana yönelmektir .
    3 ...
  20. 5.
  21. acizligini yaratanina sikayettir...
    yaptigin nakorluklerin, gunahlarin, baskaldirislarin sonunda gene bas kaldirigin rabbe;
    yuzun yerde, ellerin semada, yasli gozlerinle, dugumler olusan bogazindan cikaramadigin sesle,,, sessizce itiraf etmektir...
    hatani kabullenmendir...
    sonsuz merhamet sahibine yeni sozler vermendir...
    tutamadigin sozler yuzunden izdirap cekmendir...
    2 ...
  22. 4.
  23. Allah'ım, günahkar bir sesleniştir bu, günahların yükselemeyeceği yüce katına. Şanın ne yücedir senin ki mülk elindedir ve sen herşeye kadirsin, kudretin herşeye galiptir ve sen çok bağışlayansın.

    Yedi göğü birbiri ile ahenk içinde yaratan sensin, dünya semasını kandillerle süsleyensin, senin ilmin en gizli işlerin bütün inceliğine nüfuz eder, sen herşeyden hakkıyla haberdarsın. Haberdarsın benden, dünümden, bugünümden, yarınımdan.

    Bir ömrü işte böyle yele verdim savurdum, şimdi pişman, perişan gelip duaya durdum. Geçmişi ve geleceği yüreğime aldım da, kendimi avuttum nefsimi unuttum. Kalbimin cennetinde nefsime uyan adem, o yüce dergahına gözlerimden seslenir ve nuh toplar kalbimde ne kadar duygu varsa, nefsimin tufanından korumaya çalışır.
    Hz. ibrahimin ateşe atıldığı mancınık yüreğimdedir benim.

    Kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN, zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım, huzuruna alsan da beni böyle perişan, benim hakkımda olan hükmün başımda tacım.

    Evladının acısıyla yanan bir anne kalkıp, uzatırsa dergâhına titreyen ellerini, bu tövbemi sunuyorum o ellerle birlikte.

    Gecenin bir vaktinde herkes istediğiyle, sevdiğiyle hemhalken; yetim kalmış bir yürek sessiz sessiz ağlarken, bakarsa bir an olsun yıldızsız gökyüzüne ve melekleri inleten bir edayla seslenip Allah derse derinden ve LEBBEYK nidaları gelirse göklerinden, o öksüz haykırışa katıyorum tevbemi.

    Günahları yüzünden mahkûm olur ya insan, kimse görmesin diye, görüp gülmesin diye kirlenen ellerini kapatır ya yüzüne ve günlerce acıyla inim inim inler ya; vicdanından yükselen alev gibi bir sesle, uykusuz gecelerin ışıdığı zamanda, karanlığın gündüze yakın olduğu anda secdelere kapanıp 'YA RABBi ben pişmanım' diyerek geçer ya kendisinden.. o pişman baygınlığa katıyorum tevbemi.

    Simsiyah ve pis köle diye hakaretler var Habeşlinin gözlerinde; güneş batmayı hiç bu kadar istememiştir, çöl serinliğe böylesine hasret duymamış ve bir taş pamuk kadar hafif olmayı bu denli istememiştir. Çünkü bir BiLAL vardır ortada ve kucağında bir kaya. inkâr tekliflerine ızdırap yüklü o dil, taptaze bir ruhla cevabı dillendirir: Allah bir! Allah bir! Kumların üstündeki O simsiyah bedenden dökülen terlerle yıkıyorum tevbemi.

    Kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN, zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım, huzuruna alsan da beni böyle perişan, benim hakkımda olan hükmün başımda tacım.

    (dursun ali erzincanlı- tevbe)
    2 ...
  24. 3.
  25. dönmek, pişman olmak demektir. Yani, islam dininin emir ve hükümleri dahilinde, haram ve yasak olan şeyleri terkedip, helâl ve mübah olan şeyleri yapmak demektir.Kulun işlediği günahlardan dönerek tevbe etmesi ve Allah-u Zülcelal tarafından af ve mağfiret edilmesi, dil ile kalbin birlikte pişmanlık duyarak tevbe etmesine bağlıdır.
    1 ...
  26. 2.
  27. kuran'ın 9. suresi. müşriklerle ve münafıklarla ilgili esaslar açıklanır. müşriklere tehditlerle başladığı için besmele ile başlamaz. kuran'da besmele ile başlamayan tek suredir. (bkz: yunus)
    1 ...
  28. 1.
  29. kur'ân-ı kerîm'de besmele ile başlamayan tek sûre. kimi âlimlere göre, kendinden önceki sûrenin devamı olduğu için besmelesiz başlanmıştır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük