çok boyutlu sakin ama seri düşünebilmenin, mekan fikrini değişimle birleştirebilmenin, hızlı karar vermeyi öğrenmenin önemli olduğu, hayata benzeyen ilginç oyun. abartılmadığı sürece çocuklara yararlı olabilir.
geometrik şekilleri bir araya getirerek skor yapılır. gittikçe hızlanması skorun da artması için bir engel oluşturmaktadır fakat inanılırsa yapılabilir, imkansız diye birşey yoktur.
genelde sağ veya sol tarafın boş bırakılıp son ana kadar uzun çubuğun gelmesinin beklendiği ama gelmeyipte "game over" olunduğunda binbir küfüre maruz kalan oyun.
Oyunları oynayış şeklimiz de karakterimizi ele veriyor bir şekilde. bu oyununu düşün mesela. Bir ince derin hat bırakırsın ve uzun, ince dörtlünün gelmesini bekler durursun. Gelir ama çoğunlukla gelmez zamanında. Biter oyun kısa süre sonra. Garanti değildir yani, işi iyiye götürmez. Heyecanlıdır belki ama kaygandır. Ödevlerini son güne bırakan, sınav gecesi manyak gibi çalışan bir öğrencinin davranışına benziyor işte, aynı. Yumurta gümrüğe gelmeden kılını kıpırdatmayanlardansanız sizin resminizi çizdim. Gülümseyin benim gibi.
çocukluk dönemlerinde ilk alındığında birkaç gün elden bırakılamayan, bu yaşa gelindiğinde bile o tuhaf sesin halen kulaklarınızın bir yerlerinde dolaştığını hissettiğiniz şirin bir oyuncak.
dur durak demeden oynanan oyun. küçüklüğümüzün oyunlarından. * tetrisleri alabilmek için ne kadar çok uğraşırdık. oyun başladıktan sonra çalan şarkısı ise bir numaradır.
wii, xbox 360, playstation vb oyun konsollarına aşırı merakım olmasına karşın hala iş yerinde tuvalete kaçıp kaçıp rahatlamak amacıyla oynadığım oyun. son 25 senedir kopamadığım tutkum. bütün oyununun akibetini o uzun çubuğa bırakıyorum hala çok nadir geldiğini bile bile.
kare: sessiz, sakin, kendi halinde eski bir arkadaş gibi bu. sorun çıkarmayan, gerektiğinde boşlukları tamamlayan insan. zaman zaman karakterinden ödün verse de iyi çocuk. yine de içinde bir ikilem barındırıyor. değişime açık olsa da bazen sanki içine kapalı gibi. ayrıca temeli sağlam.
T( daha doğrusu şu: _I_): piç arkadaş. her şekle giriyor, adeta ortamla bir oluyor. bu herife "olm gel bara gidelim, hatun yapalım" deseniz de gelir, "moruk haftaya slayer geliyo, akıyo muyuz?" deseniz de gelir, "hacı tiesto" deseniz de gelir, "lan rakı balık, fasıl" deseniz, yine gelir. enerjik yani, ecstasy atmış gibi. muhtemelen atıyordur zaten.
zig zag: Orospu çocuğu. güzel insan nasıl olursa bu onun tam tersi. bir kere kaprisin allahını yapar, girdiği hiçbir işi bitirmez, hatta gelir bok eder. uyumlu olduğunu iddia eder ama aslında hiç uyumlu değildir. bunun ipiyle kuyuya inerseniz sizi de siktirir. genelde istemeden dibinde bir boşluk bırakırız ya kulelerin bazen, tek minik karelik hani. işte o, bu orospu çocuunun yüzündendir. bunun çıkardığı boklukları temizlemek T'ye kalır. t zaten ondan gocunmaz, "yapalım hacı" der.
uzun çubuk: fazla ortalarda görünmese de hep gelip durumu kurtaran kişi, steven seagal, kemal derviş tipi bir parça. ayrıca özlenendir. kendisine yer saklanandır. kapıyı çalıp geldiğinde hep rakı sofrasındaki yeri hazırdır. kimseyle takışmaz, delikanlıdır.
ŞiMDiLERiN ESKi MODASI 1980'Li YILLARIN EN iLGiNÇ VE HAVA ATILAN OYUNCAĞIDIR.
HEYY GiDi ESKi GÜNLER HEYY!
HELE HEDiYE ALINMASI ÇOK MAKBULDÜ O ZAMANLAR.
ilk gameboy'u aldık geldik. ablamla sırayla oynuyoruz. lan ablam aldı, yok arkadaş yanmıyor. ne kadar hızlanırsa hızlansın hep zeminde duruyor neredeyse. oturup ağlamıştım "oynayamıyorum, bana hiç sıra gelmiyor anneeee!" diye. hey gidi günler.