müslüman entelektüel ihsan eliaçık'ın kervana son hücüm adlı makalesinde, son dönemde iyice palazlanan, badem bıyıklı burjuvaziyi tanımlanak için yaptığı benzetme.
--spoiler--
bu saflaşmada her şey birbirine karışıyor, yeniden şekilleniyor. dünün muhalifleri bugünün statükocuları, dünün mazlumları bugünün zalimleri, dünün yoksulları bugünün zenginleri, dünün muktedirleri bugünün ezilenleri haline geliyor. dünün merkezi bugünün çevresi, dünün 'yalınayaklısı' bugünün 'tesbihli monşeri' oluyor.
bakınız, 'kârunlaşmayacağız' diyen sese 'ben zaten kârun olmak istiyorum' diyor vatandaş rıza
'esas olan her mahallede milyoner çıkarmak değil; her mahallede aç ve yoksul bırakmamaktır' diyen sese 'ben milyoner olmak istiyorum, bırak açı yoksulu' diyor vatandaş rıza
bu neden böyle oluyor?
kimi örnek alıyor vatandaş rıza?
bu nasıl dindar muhafazakar zihin?
abdestiz dokunmadığı kitapta milyoner (zengin) olmayı öven tek bir ayet yokken
salavat getirdiği peygamber mülkiyetsiz ölmüşken
kim öğretiyor bunlara kitabı, peygamberi?
kimi örnek alıyorlar?
bu nasıl dindar muhafazakar zihin?
önce muhtaç duruma düşürüyorsun, sonra 'o aradığınız kervanımda yüklü' diyorsun ve başlıyor kervana hücum.
'büyük usta'nın tabiriyle 'sandıklar patlıyor'.
vatandaş rıza şöyle düşünüyor: 'bu hacı daha dün benimleydi. şimdi kızını türbanlı annesi okuldan jipiyle gelip alıyor. ev, araba, kâşene almış başını gitmiş. demek bu kervanda iyi yük var '
ve koşuyor kervana.
bu halkı bu duruma düşürmeyi siyaset mi sanıyorsunuz?
akibetinizin 'küresel sermayenin' bir fiskesine ve 'tefeci bezirganların' iki dudağına bakar hale gelmesine iktisat mı diyorsunuz?
çalışanların yarısının asgari ücrete mahkum edilmesine, halkın % 62sinin kirada oturmasına, 13 milyonun yoksulluk sınırının altında olmasına, 41 milyonun kredi kartı kölesi haline getirilmesine, % 90un borçlu dolaşmasına, bankalara her yıl 55-60 milyar dolar faiz ödenmesine; buna karşın zadegânın 8 kat büyümesine, 27 olan dolar milyarderinin 39a çıkmasına, 12 bin ailenin servetine servet katmasına ekonomi mi diyorsunuz?
% 40 olan kadın istihdamının % 20ye inmesine, 20 milyon insanın yardım ile yaşar hale gelmesine, üretemeyen, ekemeyen, biçemeyen, avmlerce yutulan, iş yapamaz duruma düşürülen, yardım ile ancak ayakta durabilen, gözünü ustanın kervanına dikmiş, çapul ve yağma bekler hale getirilmiş bir halk yaratmaya kalkınma mı diyorsunuz?
kozmik odanın kapısını bile kırıyorsunuz, başörtülüyü meclisin kapısından sokamıyorsunuz. yoksa onları 'muhafazakar zamparaların' ancak dördüncü evinin kapısına mı layık görüyorsunuz? buna mı ustalık diyorsunuz?
'bu adam alevî' diyerek meri kanunlara göre de alenen suç işlediniz. bu türden sözlere halkı kin ve düşmanlığa tahrikten davalar açıldığını ne çabuk unuttunuz. ama bunu bile bile oy uğruna yaptınız. hiç çekinmeden yaptınız. buna mı ustalık diyorsunuz?