kadını soyutlamaktır. ahlak üzerine bir ara düşününce toplumların hep kadını sorun olarak gördüğünü gördüm. amaç kadını dizginleyip olabildiğince kontrol altına almak ve soyutlamak. çarşaf da bunun üst boyutu. zaten örtünmenin amacı sadece götü başı kapatmak değil her alanda erkekten kendini soyutlamaktır. ancak yozlaşmanın artması sonucu bu da amacından sapmış ve örtünmek içi boş hale getirilmiştir.
hatta burada en önemli şey ise " namus" denilen kavramdır. namus kadına yüklenmiştir, öyle ki erkeğin namuslu olması bile kadın üzerinden ifade ediliyor. namussuz bir kadın sadece kadını değil, erkeği de ilgilendiriyor. ( mesela aile, erkek kardeşler, evliyse eşi) bunlar hep böyle.
yani, kadın baştan çıkarıcı, günaha teşvik eden, toplum ahlakını bozan biri oluyor ve bu yüzden dizginliyorlar. bu yüzden annelik, bekaret gibi kavramları kutsallaştırıp kadına bunu aynı zamanda sevdiriyorlar.
ayrıca kadına yüklenmesinin altında bir başka şey de: kadının güçsüz olması, kolay şekillendirilmesi ve genelde erkeğe bağlı olması görünüyor. gerçekten kadınlar kolay asimile edilen ve hizaya sokulan canlılar. hatta bunun yansımasını bugün bile söz olarak görürsünüz. mesela doğulu kadınlar, erkek tarafından sahiplenmek isteyen, erkeğinin önde olmasını isteyen, bundan zevk alan tiplerdir. erkek masaya elini kodumu herkes susacak, beni taşıyacak lafları da bunun uzantısı.