evet bari sokaklarda da yasak olsun da tam olsun değil mi? belki bu denli abartılırsa ciddiye alınıp "yok artık daha neler, bu hakkımızı; ne sokak, ne üniversiteler, ne de kamu birimleri, hiçbir yerde elimizden alamazsınız... !" diye hak savunması yapılır..
"üniversite okuyacağım, çalışacağım" diye başını açmak veya abuk subuk önlemler alarak maskaraya dönmek * kolay gibi algılanıyor, hele bir sokaklara gelsin de bu yasak, bakın görün o zaman herkes ayağa kalkıyor mu kalkmıyor mu!
bu kaçınılmaz çözüm belki de evet evet...
bu yasak, bu ayıp böyle devam edecekse tam olsun sokaklarda da yasak olsun..
dibe vurma olsun da, hak arayışının çapı büyüsün!
(bkz: yeter artık)
(bkz: biri bu kemalist zihniyetin gelişigüzel yasaklarını durdursun)
bekir coşkun bu yazısında burda çalışan kişilerden bahsetmiştir. yani kamusal alandaki yasaktan bahsetmiştir.
bu başlık altında, kapalı bir kadın ev nasıl satacak gibi saçma cümleler kurulduğunu ve bunun desteklendiğini gördükçe daha iyi anlıyorum 47'yi.
turkiye cumhuruyeti ulke sinirlari icerisindeki her milimetrekaredir. halka acik tuvaletlerden tutun, devlet dairelerine kadar her yerde yasaklanmasi gerekir.
- neden mi? gel bunu bekleyip kendin gor.
ama sonuclarina katlanacaksin, oyle "seriat geldi" demekle olmaz, sen degil miydin "yasaklanmasin!" diyen. ondan sonra soylenirsin tabi "kizlarimiz, kadinlarimiz cahil! olacak is degil." diye. o kiz eger kafasini sariyorsa bohca gibi, zaten okumak icin degil, daha neden yaptiginin kendisi tarafindanda anlami olmayan bos bir is icin sariyor; okumak, aydin olmak turkiye'nin gelecegi olmak, turkiye icin yararli bir adim atmak icin degil.
yok mu arada istisnalar, var tabi; ama o istisnalardan hic bir sey bekleme, cunku onlar "kendine musluman". *
* ha unutmadan; herkes turkiye cumhuriyeti'ne zarar vermeyecek sekilde ozgurdur. *
karşısında koca bir boşluk olmasını dilerdim bu cümlenin. ancak, özgürlüğün, insan hak ve hürriyetlerinin sadece lafta olduğu bir ülke için*, halihazırda bol miktarda vardır yasaklanılmış yerler ne yazık ki*.
özgürlük tanımının yeniden sorgulanmasına neden olabilecek, bireyin düşünce özgürlüğü ve bu anlamda hareket edebilmesinin önünün kapanması ile sonuçlanmasının söyleme dökülmüş halidir. yasakların kimi bireysel hakları gasp etmek, ülkenin yaşanabilirliğini yok etmek anlamı taşıdığını unutmamak gerekir. aslolan sistem veya ideoloji değil devleti oluşturan halkın ta kendisidir. bu yüzden kurallar sistem için değil halkın istekleri ve menfaatleri doğrultusunda konulmalı, uygulanmalıdır.
türkiye cumhuriyeti'nde hiç sorun olmadığı için bu konunun pişirilip pişirilip gündeme getirilmesi gayet doğal olan durum. zorla herkesin başındaki türbanı çıkaralım da bi rahat edelim canım. ne bu türban şöyle türban böyle. ama laiklik ilkesinin ne olduğunu bir kere daha oturup düşünelim ve atatürk ün ilkelerini onun belirttiği şekilde devam ettirelim.
1930 Belediye yasası çıkarıldı. Yasa ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı
5 Aralık 1934 Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.
bunlar dunyada ilk defa kadınlara verilen demokratik haklardı ama ülkemiz bundan daha ileri gidemedi. şimdiler bırakın bu hakkları cahiliye dönemindeki gibi yaşama tarzlarını , yaşam hakklarını tartışıyoruz ve bunları ellerinden almaya çalışan ebu cehil'ler var.
Not: atatürkün eşi latife hanımda köşkte başı kapalı şekilde yaşamıştır.
kamu hizmeti görenlere veya devlet okullarında eğitim gören öğrencilere uygulanan yasağa nasıl ket vurabileceğinin mantıklı bir izahı olmamakla birlikte,
sayılan yerlerdeki mevcut yasakların memurlar veya öğrenciler için nasıl korunabileciği sorusunun,
yasakların sokaktaki halk için genişletilmesi önerisi olarak değerlendirilmesi nasıl bir subjektiflik örneğidir ki el insaftır hakikaten.
Bundan böyle tesettürü tapu dairelerinde, nüfusta, bankalarda, karakollarda, belediyelerde, okullarda, üniversitelerde nasıl yasaklarsınız?
insaf... el insaf... tesettürlü kadın ev satamayacak, tesettürlü kadın nüfus cüzdanı çıkartamayacak, tesettürlü kadın bankada hesap açtıramayacak, tesettürlü kadın belediye de işini takip edemeyecek, tesettürlü kadın eğitim alamayacak ha? sonra bir de ülkemizdeki kadınların geri kalmışlığından bahsediyorsunuz? yazık size be... çok yazık...