yıllar önceydi... bir iş için yurt dışına çıkmıştım, ispanya'ya. otel odamın anahtarını sabah alıp zaten kısa süre kalacağım için yanımda getirdiğim tek şey olan ufak çantamı dolaplardan birisine koyup çıkmıştım. akşam saatlerinde otele geri döndüm, kapıyı açıp içeriye girdim. tam yatağa doğru yönelip günün yorgunluğunu üzerimden atmayı planladığım sırada, birden bire gördüğüm şeyle şok oldum. odada karşımda bornozuyla ve narin teninden damlayan su damlacıklarıyla serap gibi bir bayan duruyor, şaşkın gözlerle birbirimize bakıyoruz. "burası.. benim odam sanırım ?" dedim. elleriyle anlamadığını belirten bir işaret yaptı, ispanyolca bilmiyordu. hemen ingilizce olarak yineledim sorumu. şaşkınlığını bir nebze üzerinden atamamıştı ve bu şaşkın bakışlarıyla çok seksi görünüyordu. "hayır, burası benim odam ?" dedi. sonradan resepsiyondaki bir hatadan dolayı ikimize de aynı odanın anahtarının verildiğini öğrenecektik ki, madrid'in en pahalı otellerinden biri olan AC Palacio Del Retiro'da böyle bir şeyin yaşanma ihtimali milyonda birdi. işte tesadüf bu ya, bu vesileyle ispanya'ya moda haftası için gelen ermeni kızı aline'yle tanışmış, hatta tanışmaktan ileri gitmiş olacaktık.
aslında resepsiyona inip görevliye tepkimi belirtmeyi düşünmüştüm ama fikrim, aline bana anahtarını göstermek için eğildiği sırada çıplak ve ıslak, süt gibi bacaklarını gördüğüm sırada değişti. yatağa oturup uzun uzadıya bir sohbete giriştik. bir süre sonra bana viskilerimizi bardağa doldurmuş sohbetin koyuluğundan, oraya nasıl geldiğimizi bile unutmuş vaziyette oturuyorduk. artık bir şeyler yapmam gerektiğini anladım ve konuyu vaktin nasıl geçtiğini anlamadığıma, bu anahtar hatasının iyi ki yapıldığına getirdim. bana katıldığını söyledi. sustuk, göz göze geldik. ilk o yaklaştırdı dudaklarını benimkilere. çılgınca öpüşüyorduk. ardından kravatımı çözerek ceketimi çıkardı, gömleğimin düğmelerini açıp beni ittirerek sırt üstü yatağa yatırdı. ayağa kalktı, bornozunun kayışını çözerek çırılçıplak seksi vücudunu gözlerimin önüne serdi. büyülenmeme vakit bırakmadan üstüme atladı ve çılgınca öpüşmeye devam ettik. kral dairesi'nin devasa yatağında gece boyunca ona defalarca kez sahip oldum. benimle seviştikçe zevk dolu bağırışlarını otelde yankılandırmış, ben ise bu çılgın tesadüfün keyfini çıkarmıştım.
tesadüftür, sadece tesadüf. ama çılgın bir tesadüftür, "tesadüfen sevişmek.".
daha 2 saat önce başıma gelen hadise.
sevişeceğim hiç aklımda bu sabah evden çıkıp kütüphane giderken. ama saat 18.00 a kadar ders çalıştıktan sonra ne olduysa bir anda oldu.
ilk önce göz göze geldik. o da benim gibi sabahtan beri ordaydı. sonra birbirimize kaçamak bakışlar. işte böyle en azından ben sevdim. bilmiyorum o da sevdi mi bu olayı.
eğer o da sevdiyse sevişmiş olduk.