her hangi bir şeyi tesadüfe yormanız için öncelikle matematik bilimini inkar etmeniz gereklidir. çünkü fizikten biyolojiye kadar varlığı inceleyen her bilim dalı, matematiksel dile indirgenerek araştırılmıştır tarihten bu yana, matematikte tesadüfler yoktur, olasılıklar vardır, bunu iç dünyamıza endeksleyecek olursak, tanrı kavramı olasılıksal bir hadise olarak ele alınır ve bu noktada geriye tek şey kalır. vicdan ve akıl... yani cüzi iraden... hayat, her şeyiyle tesadüfe mahal vermeyecek kadar mükemmel dizayn edilmişken tesadüfe yer vermek için iki sebeb vardır, ya cahilsinizdir ya da okuduğunuz ilimden feyz almamışsınızdır.
tesadüfe tinsel anlam yüklenmemesini anlatmak ister.
Bir arkadaş okumuş ve bana anlatmıştı.
tesadüfü de kuantum fiziğine bağlarsak evet tesadüfte yok denebilir. ama farkındalıksız anlar ve olaylar tesadüf adı altında anlatılır.
kısmet ya da yazgı demek hata, öyle.
bir masa üzerine on tane zarı aynı anda atarsın hepsi 6 gelir, tekrar atarsın yine hepsi 6 gelir, tekrar ve tekrar böyle devam eder. azıcık aklı olan insan masada manyetik bir düzenek olduğunu anlar. aptallar ütülmeye mahkumdur.
